Bildiğimiz gibi ABD'nin Irak'a savaş açmasının gerekçesi;
1- Saddam Hüseyin'in yakalamak
2- Ülkeye barış getirmek
3- En önemlisi "Kitle İmha Silahları" idi.
Birinci adım atıldı, birçok zavallı insan öldürüldükten sonra Saddam Hüseyin yakalandı. Bunun ardından ülkeye nasıl barış getirilecekse ; benim bildiğim barış, insanları katletmekle değil, daha güzel yollarla getirilmesi gerekmektedir. ABD Irak'a barışı şu şartlarda getirmeye çalıştı;
Kızılhaç'ın raporunda, bazıları işkenceyle eş düzeyde tutulan kötü muameleler arasında aşağılama, acımasız davranışlar, kafaya torba geçirme, idam tehdidi olduğu aktarılırken, bu yöntemlerin Amerikan askeri istihbaratınca tutukluyu itirafa zorlama, bilgi alma ve işbirliği yaptırma amacıyla sistematik olarak uygulandığını söylüyor. Bununla da kalmıyorlar;
- Amerikan üslerinde
"işgence'' sürüyor
- İşkenceler emirle yapılıyordu
Irak'a özgürlük ve demokrasi getireceğini söyleyen ABD'nin gün geçtikçe askerlerinin yaptığı işgence görüntülerinin bir yenisi ortaya çıkıyor. Beyaz Saray ve Bush sadece üzüntülerini dile getirdikçe Irak'taki nefret uyandıran ahlaksızlık giderek büyüyor, Irak'ta olaylar çığırından çıkıyor. Güya ABD, askerlerine bile söz geçiremiyor ve işkence devam ediyor.
NBC televizyonu, Iraklı erkek çocuklara tecavüz, mahkumların döve döve öldürülmesi ve yazmaya elim varmıyor ama bir ölüyle "ilişki"ye girilmesi görüntülerinin bulunduğunu bildiriyordu.
'Çığlıklar zindanı inletti'
İngiliz televizyonu ITV, Amerikan askerlerinin işkence yaptığı Ebu Garib Cezaevi'ndeki esirler arasında 1'i kız, 2 Iraklı çocuğun da bulunduğunu bildirdi. ITV televizyonu, aynı hapishanede tutulduğu sırada 2 Iraklı çocuğa işkence yapıldığına tanık olduğunu söyleyen el-Cezire televizyonu için çalışan kameraman Şuayib El Baz'a dayanarak, Iraklı 12-13 yaşlarındaki bir kız çocuğunun, ağabeyi başka hücrede çığlıklarını duyarken, soyularak dövüldüğünü kaydetti. El Baz, Iraklı kız çocuğunun gece hapishaneye getirilerek kendisinin ve diğer tutukluların bulunduğu hücrelerin önünde kıyafetleri çıkarılarak dövüldüğünü ve olay sırasında yukarıdaki hücrede bulunan ağabeyinin de kardeşinin çığlıklarını ve yardım isteyen bağırışlarını duyduğunu anlattı.
Bu işkencelere yürek dayanmaz
Gazeteci el-Baz, Ebu Garib'teyken bir başka seferinde de 15 yaşındaki Iraklı hasta bir erkek çocuğun su dolu ağır iki kovayı taşıyarak koridorda koşmaya zorlandığına, durması durumunda da bir Amerikan askeri tarafından sopayla dövüldüğüne tanık olduğunu söyledi. Çocuğun yorgunluktan yere yığıldıktan sonra askerlerin çocuğu soyarak üzerine soğuk su döktüklerini kaydeden el-Baz, daha sonra çıplak, başı çuvalla örtülü bir adamın getirilerek çocukla yüz yüze tutulduğunu, adamın başındaki çuvalın çıkarılmasından sonra babasını gören çocuğun bayıldığını anlattı.
Askeri İstihbarat Emir Veriyor, İşgence Başlıyor
Bağdat'taki Ebu Garib Cezaevi'nde Iraklı mahkumlara yönelik akıl almaz işkencelerde yer alan ABD'li kadın askerlerden Sabrina Harman, işkence emrini doğrudan askeri istihbarattan aldığını söyledi. Washington Post Gazetesi'nin haberine göre, cezaevinde askeri polis olarak görev yapan Harman, Bağdat'tan elektronik postayla gönderdiği mesajda Ebu Garib'de kural olmadığını ve sorgulamadan önce Iraklı esirlerin moralinin bozulmasının kendisinin sorumluluğunda olduğunu yazdı. "Bize kelepçeli bir ya da birkaç mahkum veriyorlardı. Askeri polisin işi, onları uyanık tutmak ve konuşmaları için hayatlarını cehenneme çevirmekti'' diyen Harman, mesajında üyesi olduğu askeri polis birliğinin cezaevini yöneten askeri istihbarattan ve sorgulamaları yöneten sivillerden emir aldığını belirtti. Sorguları Askeri İstihbarat subayları, CIA görevlileri ve sivil sorgucularla birlikte yaptığını söyledi.
İşte ABD, bazılarını saydığım işkence ve akıl almaz yöntemlerle Irak'a barışı,demokrasiyi getirdi. ABD sergilediği tavır ve katlettiği sivillerle aynı barışı Vietnam ada getirmişti.Bir ABD'li gazeteci olan ve New Yorker dergisinde çalışan Seymour Hersh "İsrail'in önemli miktarda nükleer silah depoladığını" yazmıştı. İsrail'de nükleer silah olduğu apaçık ortada ,ırak'ta nükleer silah olduğu ise senaryodan ibaretti. Ortaya çıkan sonuç Madem ABD demokrasi , barış için uğraşıyor. Bu şartlarda İsrail'e de demokrasi ve barışı getirmesi gerekmiyor mu?
Nihayetinde Irak yerle bir olduktan sonra,ibadet yerleri vurulduktan sonra , binlerce kişi suçsuz yere öldürüldükten sonra,akıl almaz işkenceler yapıldıktan sonra; ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powell "Irak'ta Kitle İmha Silahları yokmuş" diyor. Bildiğimiz gibi AB yi savaşa ikna etmek için o tarihi konuşmayı yapan Colin Powell idi.
Peki! Kitle İmha Silahı yoksa, şimdi bu kadar ölen zavallı insanın hesabını kim verecek, günahları neydi, ABD'li yetkilileri kim hesaba çekecek? Şunu çok iyi biliyorlardı ki! Kitle İmha Silahlarını bahane edip savaş açmak bir tezgahtı.Amaç Büyük Ortadoğu Projesi ve petroldü.
ABD, kendi kendine ben büyük devletim diyor,yaptığı nedir? Her gittiği yerde zavallı insanları acımasızca katletmektir. Büyük devlet dediğin Osmanlı İmparatorluğu gibi olmalıdır. Osmanlı İmparatorluğu bütün dünyaya hakimken her yere adalet götürmüştür. Adalet görürken karıncayı bile incitmekten çekinmiş. O zamanki Osmanlı toprakları içinde olan hangi ülkeye giderseniz gidin, Osmanlıdan övgü ile söz ederler. İktidarımızda ABD'yi kendine model alacağına, atalarımız olan Osmanlı İmparatorlunu model almalıdır.
Irak olayından bizim iktidarımızın da çıkarması gereken sonuçlar vardır....
Müslümanları vurmak için, ABD bütün planlarını senaryolar üzerine kurmaktadır.Bunu artık anlayamadıysanız,sizlere hatırlatırım. Hükümetimizde bu senaryolara alet olmuştur. Hem Türk milletinden, hem de Irak halkından özür dilemesi gerekmektedir.
1- Saddam Hüseyin'in yakalamak
2- Ülkeye barış getirmek
3- En önemlisi "Kitle İmha Silahları" idi.
Birinci adım atıldı, birçok zavallı insan öldürüldükten sonra Saddam Hüseyin yakalandı. Bunun ardından ülkeye nasıl barış getirilecekse ; benim bildiğim barış, insanları katletmekle değil, daha güzel yollarla getirilmesi gerekmektedir. ABD Irak'a barışı şu şartlarda getirmeye çalıştı;
Kızılhaç'ın raporunda, bazıları işkenceyle eş düzeyde tutulan kötü muameleler arasında aşağılama, acımasız davranışlar, kafaya torba geçirme, idam tehdidi olduğu aktarılırken, bu yöntemlerin Amerikan askeri istihbaratınca tutukluyu itirafa zorlama, bilgi alma ve işbirliği yaptırma amacıyla sistematik olarak uygulandığını söylüyor. Bununla da kalmıyorlar;
- Amerikan üslerinde
"işgence'' sürüyor
- İşkenceler emirle yapılıyordu
Irak'a özgürlük ve demokrasi getireceğini söyleyen ABD'nin gün geçtikçe askerlerinin yaptığı işgence görüntülerinin bir yenisi ortaya çıkıyor. Beyaz Saray ve Bush sadece üzüntülerini dile getirdikçe Irak'taki nefret uyandıran ahlaksızlık giderek büyüyor, Irak'ta olaylar çığırından çıkıyor. Güya ABD, askerlerine bile söz geçiremiyor ve işkence devam ediyor.
NBC televizyonu, Iraklı erkek çocuklara tecavüz, mahkumların döve döve öldürülmesi ve yazmaya elim varmıyor ama bir ölüyle "ilişki"ye girilmesi görüntülerinin bulunduğunu bildiriyordu.
'Çığlıklar zindanı inletti'
İngiliz televizyonu ITV, Amerikan askerlerinin işkence yaptığı Ebu Garib Cezaevi'ndeki esirler arasında 1'i kız, 2 Iraklı çocuğun da bulunduğunu bildirdi. ITV televizyonu, aynı hapishanede tutulduğu sırada 2 Iraklı çocuğa işkence yapıldığına tanık olduğunu söyleyen el-Cezire televizyonu için çalışan kameraman Şuayib El Baz'a dayanarak, Iraklı 12-13 yaşlarındaki bir kız çocuğunun, ağabeyi başka hücrede çığlıklarını duyarken, soyularak dövüldüğünü kaydetti. El Baz, Iraklı kız çocuğunun gece hapishaneye getirilerek kendisinin ve diğer tutukluların bulunduğu hücrelerin önünde kıyafetleri çıkarılarak dövüldüğünü ve olay sırasında yukarıdaki hücrede bulunan ağabeyinin de kardeşinin çığlıklarını ve yardım isteyen bağırışlarını duyduğunu anlattı.
Bu işkencelere yürek dayanmaz
Gazeteci el-Baz, Ebu Garib'teyken bir başka seferinde de 15 yaşındaki Iraklı hasta bir erkek çocuğun su dolu ağır iki kovayı taşıyarak koridorda koşmaya zorlandığına, durması durumunda da bir Amerikan askeri tarafından sopayla dövüldüğüne tanık olduğunu söyledi. Çocuğun yorgunluktan yere yığıldıktan sonra askerlerin çocuğu soyarak üzerine soğuk su döktüklerini kaydeden el-Baz, daha sonra çıplak, başı çuvalla örtülü bir adamın getirilerek çocukla yüz yüze tutulduğunu, adamın başındaki çuvalın çıkarılmasından sonra babasını gören çocuğun bayıldığını anlattı.
Askeri İstihbarat Emir Veriyor, İşgence Başlıyor
Bağdat'taki Ebu Garib Cezaevi'nde Iraklı mahkumlara yönelik akıl almaz işkencelerde yer alan ABD'li kadın askerlerden Sabrina Harman, işkence emrini doğrudan askeri istihbarattan aldığını söyledi. Washington Post Gazetesi'nin haberine göre, cezaevinde askeri polis olarak görev yapan Harman, Bağdat'tan elektronik postayla gönderdiği mesajda Ebu Garib'de kural olmadığını ve sorgulamadan önce Iraklı esirlerin moralinin bozulmasının kendisinin sorumluluğunda olduğunu yazdı. "Bize kelepçeli bir ya da birkaç mahkum veriyorlardı. Askeri polisin işi, onları uyanık tutmak ve konuşmaları için hayatlarını cehenneme çevirmekti'' diyen Harman, mesajında üyesi olduğu askeri polis birliğinin cezaevini yöneten askeri istihbarattan ve sorgulamaları yöneten sivillerden emir aldığını belirtti. Sorguları Askeri İstihbarat subayları, CIA görevlileri ve sivil sorgucularla birlikte yaptığını söyledi.
İşte ABD, bazılarını saydığım işkence ve akıl almaz yöntemlerle Irak'a barışı,demokrasiyi getirdi. ABD sergilediği tavır ve katlettiği sivillerle aynı barışı Vietnam ada getirmişti.Bir ABD'li gazeteci olan ve New Yorker dergisinde çalışan Seymour Hersh "İsrail'in önemli miktarda nükleer silah depoladığını" yazmıştı. İsrail'de nükleer silah olduğu apaçık ortada ,ırak'ta nükleer silah olduğu ise senaryodan ibaretti. Ortaya çıkan sonuç Madem ABD demokrasi , barış için uğraşıyor. Bu şartlarda İsrail'e de demokrasi ve barışı getirmesi gerekmiyor mu?
Nihayetinde Irak yerle bir olduktan sonra,ibadet yerleri vurulduktan sonra , binlerce kişi suçsuz yere öldürüldükten sonra,akıl almaz işkenceler yapıldıktan sonra; ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powell "Irak'ta Kitle İmha Silahları yokmuş" diyor. Bildiğimiz gibi AB yi savaşa ikna etmek için o tarihi konuşmayı yapan Colin Powell idi.
Peki! Kitle İmha Silahı yoksa, şimdi bu kadar ölen zavallı insanın hesabını kim verecek, günahları neydi, ABD'li yetkilileri kim hesaba çekecek? Şunu çok iyi biliyorlardı ki! Kitle İmha Silahlarını bahane edip savaş açmak bir tezgahtı.Amaç Büyük Ortadoğu Projesi ve petroldü.
ABD, kendi kendine ben büyük devletim diyor,yaptığı nedir? Her gittiği yerde zavallı insanları acımasızca katletmektir. Büyük devlet dediğin Osmanlı İmparatorluğu gibi olmalıdır. Osmanlı İmparatorluğu bütün dünyaya hakimken her yere adalet götürmüştür. Adalet görürken karıncayı bile incitmekten çekinmiş. O zamanki Osmanlı toprakları içinde olan hangi ülkeye giderseniz gidin, Osmanlıdan övgü ile söz ederler. İktidarımızda ABD'yi kendine model alacağına, atalarımız olan Osmanlı İmparatorlunu model almalıdır.
Irak olayından bizim iktidarımızın da çıkarması gereken sonuçlar vardır....
Müslümanları vurmak için, ABD bütün planlarını senaryolar üzerine kurmaktadır.Bunu artık anlayamadıysanız,sizlere hatırlatırım. Hükümetimizde bu senaryolara alet olmuştur. Hem Türk milletinden, hem de Irak halkından özür dilemesi gerekmektedir.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Fenerbahçe’nin masası yoktur, sahaları vardır / 29.11.2023
- İsrail maşadır / 08.11.2023
- Cumhuriyet vatanımızın teminatıdır / 29.10.2023
- Mumsöndü ibadettir / 25.10.2023
- Andımız İslam ahlakıdır / 19.10.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Fenerbahçe’nin masası yoktur, sahaları vardır / 29.11.2023
- İsrail maşadır / 08.11.2023
- Cumhuriyet vatanımızın teminatıdır / 29.10.2023
- Mumsöndü ibadettir / 25.10.2023
- Andımız İslam ahlakıdır / 19.10.2023