"Evanjelik Hristiyanların inancına göre ki, Başkan Bush, Protestanlığın bir alt kolu olan bu mezhebe bağlıdır, Rusya; Kıyamet savaşından önce İsrail'i işgal edecektir.
Aynı anlayışa göre ABD ve İngiltere, İsrail'e yardıma koşacak; Rusya'yı yenecek donanma ise Kıbrıs'ta konuşlanmış üslerden kalkacaktır."
Evet Evanjelik Hristiyanlar İncil'den ayetler de okuyarak, Kıbrıs'ın bu kutsal! durumunu kendilerine göre ispat ediyorlar.
Bu girişin ardından Evanjeliklerin Kıbrıs'ın kardeşleri Ortodoks Rumların elinde kalmasını istediklerini söylemek herhalde fazlalık olur.
İşte Kofi Annan Belgesinin ardındaki 'ezoterik' sır budur!
Washington bir taraftan, Brüksel öbür yandan tabii ki Yunanistan ve Rumlarında birlikteliği ile; Kofi Annan'ın hazırladığı belgeyi Denktaş'a kabul ettirmek için, bir "Haçlı Seferi" başlatmış durumdalar.
Öylesine ki Belge'ye direndiği için Denktaş'ı "istenmeyen adam" bile ilan ettiler. Yani yılların Dava Adamı Denktaş, bir nevi "Arafatlaştırılma" durumu ile karşı karşıya...
İşin en ilginç tarafı ise şu;
AB'nin, ABD'nin, Yunanistan'ın ve Kıbrıslı Rumların hani neredeyse ölümüne desteklediği planı, Erdoğan Hükumeti de aynı oranda, belki de fazlasıyla desteklemektedir. Yani Brüksel, Washington, Atina, Rum Lefkoşe ve AKP Hükumeti aynı fotoğrafın içinde yer almaktadır.
Bu ilginç kareli resmin altını çizerek, Kofi Annan Belgesi nedir, ne değildir isterseniz satırbaşlarıyla ona bir bakalım. Çünkü "Mahşerin Atlıları" Kofi Annan planının adaya barış, Türklere özgürlük ve AB yolunu açacağını iddia etmektedirler.
İşte Kofi Annan Belgesinin temel hükümleri;
1-Devletin yapısı
Annan Belgesinde Anayasal düzene ilişkin olarak teklif edilen yapı tamamen Rum Kesiminin görüşlerini yansıtmaktadır.
Şöyle ki; KKTC yönetimi iki egemen kesimlilikten oluşan yeni bir "Ortaklık Devleti" kurulmasını teklif etmekteydi. Yani tek uluslararası kimliğe sahip yeni ortaklık devletinde, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi birer "Kurucu Devlet" olarak yer alacaktı.
Oysa Annan Belgesinde iki eşit yapı kabul edilmemekte; egemenlik parça devletlerden, ortak devlete devredilmektedir. Bir başka ifadeyle ortak devletten, parça devletlere devredilen bir yetki söz konusudur.
Bu egemenlik ise parça devletleri birer "Kurucu Unsur" olarak tarif etmiyor. Yalnızca "Parça Devlet içindeki yürütmenin özerkliği" olarak tanımlanacak bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.
Bunun iki doğal sonucu var;
a- Kıbrıslı Türkler 60 Anayasasınında gerisine düşerek yeni devlette en iyi ifadeyle kurucu değil, azınlık statüsünde yer alabilecektir.
b- Kuzey tarafı ortak devletin asli unsuru olamayıp azınlık kabul edildiği için, "Self Determinasyon" hakkından da mahrum kalacaktır. Yani yeni yapıdan Türkler memnun kalmazlarsa, Ortak Devletten ayrılma imkanı olmayacaktır.
Bir başka ifadeyle KKTC, azınlık statüsüyle ve deyim yerindeyse "Katolik Nikahıyla" Rumlara bağlanmaktadır.
2- Yasama Organları
Kofi Annan Belgesi Ortak Devletin yasama organları olarak "Temsilciler Meclisi" ile bir "Senato" oluşturmaktadır.
Temsilciler Meclisi iki kesimli yasaya göre değil, parça devletlerin iç vatandaşlık oranlarına göre oluşacaktır. Kıbrıs Rum Kesimi'nin nufusu 700 bin, KKTC'nin ise sadece 200 bindir. Bu durumda, iki tarafın nüfus oranları %77 ile %23'tür. Bu oranlar dikkate alınırsa Temsilciler Meclisi'nde, Rum parça devleti 36 temsilciyle; Türk parça devleti ise 12 temsilciyle yer alacaktır.
Temsilciler Meclisi'nde kararlar basit çoğunluk ile alınacaktır. Bu anlayışla Rumlar doğal olarak kararların alınmasında hakim konumda bulunacaklardır.
Senato'da ise her Parça Devlet 24'er Senatör ile temsil edilecektir. Burada Parça Devletler arasında bir denge var gibi görülsede, bu durumuda ortadan kaldıracak dinamitler Kofi Annan öneriler dizisinde, fazlasıyla yer almaktadır.
Şöyle ki; Ortak Devletin kurulmasının ardından Türk nüfusun yüzde 28'i oranında bir Rum, Kuzey'e yerleşebilecektir. Rumlar, iç vatandaşlık hakkı elde etmeleriyle birlikte Ortak Devlet'in Parlamentosunda Türk tarafının oranını kullanarak temsil edilecektir.
Kofi Annan Belgesinde yer alan şeytanlığın en ilginç tarafıda budur. 60 Anayasası etnik yapıyı esas aldığı için Rumlar Kuzeye yerleşse bile, Parça Devlete sağlanan parlamentoda temsil imkanı "Türk" olma vasfına bağlı olduğundan bu fotoğrafın dışında kalıyorlardı. Oysa Belge etnik temeli değli, parça devleti esas aldığı için Rumlar Kuzey'de de temsil imkanına kavuşacak. Türk tarafının durumunu adaha da kötüleştiriyorlar.
Anlattığımız durumun pratik sonucu şudur:
Türk Parça Devletine Senato'da ayrılan 24 koltuğun, 8'i Rum ve 16'sı Türk, Temsilciler Meclisi'nde ise Türk parça devletine ayrılan 12 koltuğun 8'i Türk ve 4'ü Rum olabilecektir.
Türk parça devleti adına Temsilciler Meclisi'nde ve Senato'da görev yapan Rumların, Rum parça devleti adına hareket etmeleri halinde, Türklerin Ortak Devlet Parlamentosundaki konumları iyice zayıflayacak, azınlık statüsünü bile altına gerileyecektir. *
Bunun adı; adanın tamamının Rumların kontrolüne girmesi demektir.
Kofi Annan belgesini irdelemeye devam edeceğiz.
Dipnot:
* Dr. Ertan Efegil, Annan Belgesinin Analizi.
Aynı anlayışa göre ABD ve İngiltere, İsrail'e yardıma koşacak; Rusya'yı yenecek donanma ise Kıbrıs'ta konuşlanmış üslerden kalkacaktır."
Evet Evanjelik Hristiyanlar İncil'den ayetler de okuyarak, Kıbrıs'ın bu kutsal! durumunu kendilerine göre ispat ediyorlar.
Bu girişin ardından Evanjeliklerin Kıbrıs'ın kardeşleri Ortodoks Rumların elinde kalmasını istediklerini söylemek herhalde fazlalık olur.
İşte Kofi Annan Belgesinin ardındaki 'ezoterik' sır budur!
Washington bir taraftan, Brüksel öbür yandan tabii ki Yunanistan ve Rumlarında birlikteliği ile; Kofi Annan'ın hazırladığı belgeyi Denktaş'a kabul ettirmek için, bir "Haçlı Seferi" başlatmış durumdalar.
Öylesine ki Belge'ye direndiği için Denktaş'ı "istenmeyen adam" bile ilan ettiler. Yani yılların Dava Adamı Denktaş, bir nevi "Arafatlaştırılma" durumu ile karşı karşıya...
İşin en ilginç tarafı ise şu;
AB'nin, ABD'nin, Yunanistan'ın ve Kıbrıslı Rumların hani neredeyse ölümüne desteklediği planı, Erdoğan Hükumeti de aynı oranda, belki de fazlasıyla desteklemektedir. Yani Brüksel, Washington, Atina, Rum Lefkoşe ve AKP Hükumeti aynı fotoğrafın içinde yer almaktadır.
Bu ilginç kareli resmin altını çizerek, Kofi Annan Belgesi nedir, ne değildir isterseniz satırbaşlarıyla ona bir bakalım. Çünkü "Mahşerin Atlıları" Kofi Annan planının adaya barış, Türklere özgürlük ve AB yolunu açacağını iddia etmektedirler.
İşte Kofi Annan Belgesinin temel hükümleri;
1-Devletin yapısı
Annan Belgesinde Anayasal düzene ilişkin olarak teklif edilen yapı tamamen Rum Kesiminin görüşlerini yansıtmaktadır.
Şöyle ki; KKTC yönetimi iki egemen kesimlilikten oluşan yeni bir "Ortaklık Devleti" kurulmasını teklif etmekteydi. Yani tek uluslararası kimliğe sahip yeni ortaklık devletinde, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi birer "Kurucu Devlet" olarak yer alacaktı.
Oysa Annan Belgesinde iki eşit yapı kabul edilmemekte; egemenlik parça devletlerden, ortak devlete devredilmektedir. Bir başka ifadeyle ortak devletten, parça devletlere devredilen bir yetki söz konusudur.
Bu egemenlik ise parça devletleri birer "Kurucu Unsur" olarak tarif etmiyor. Yalnızca "Parça Devlet içindeki yürütmenin özerkliği" olarak tanımlanacak bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.
Bunun iki doğal sonucu var;
a- Kıbrıslı Türkler 60 Anayasasınında gerisine düşerek yeni devlette en iyi ifadeyle kurucu değil, azınlık statüsünde yer alabilecektir.
b- Kuzey tarafı ortak devletin asli unsuru olamayıp azınlık kabul edildiği için, "Self Determinasyon" hakkından da mahrum kalacaktır. Yani yeni yapıdan Türkler memnun kalmazlarsa, Ortak Devletten ayrılma imkanı olmayacaktır.
Bir başka ifadeyle KKTC, azınlık statüsüyle ve deyim yerindeyse "Katolik Nikahıyla" Rumlara bağlanmaktadır.
2- Yasama Organları
Kofi Annan Belgesi Ortak Devletin yasama organları olarak "Temsilciler Meclisi" ile bir "Senato" oluşturmaktadır.
Temsilciler Meclisi iki kesimli yasaya göre değil, parça devletlerin iç vatandaşlık oranlarına göre oluşacaktır. Kıbrıs Rum Kesimi'nin nufusu 700 bin, KKTC'nin ise sadece 200 bindir. Bu durumda, iki tarafın nüfus oranları %77 ile %23'tür. Bu oranlar dikkate alınırsa Temsilciler Meclisi'nde, Rum parça devleti 36 temsilciyle; Türk parça devleti ise 12 temsilciyle yer alacaktır.
Temsilciler Meclisi'nde kararlar basit çoğunluk ile alınacaktır. Bu anlayışla Rumlar doğal olarak kararların alınmasında hakim konumda bulunacaklardır.
Senato'da ise her Parça Devlet 24'er Senatör ile temsil edilecektir. Burada Parça Devletler arasında bir denge var gibi görülsede, bu durumuda ortadan kaldıracak dinamitler Kofi Annan öneriler dizisinde, fazlasıyla yer almaktadır.
Şöyle ki; Ortak Devletin kurulmasının ardından Türk nüfusun yüzde 28'i oranında bir Rum, Kuzey'e yerleşebilecektir. Rumlar, iç vatandaşlık hakkı elde etmeleriyle birlikte Ortak Devlet'in Parlamentosunda Türk tarafının oranını kullanarak temsil edilecektir.
Kofi Annan Belgesinde yer alan şeytanlığın en ilginç tarafıda budur. 60 Anayasası etnik yapıyı esas aldığı için Rumlar Kuzeye yerleşse bile, Parça Devlete sağlanan parlamentoda temsil imkanı "Türk" olma vasfına bağlı olduğundan bu fotoğrafın dışında kalıyorlardı. Oysa Belge etnik temeli değli, parça devleti esas aldığı için Rumlar Kuzey'de de temsil imkanına kavuşacak. Türk tarafının durumunu adaha da kötüleştiriyorlar.
Anlattığımız durumun pratik sonucu şudur:
Türk Parça Devletine Senato'da ayrılan 24 koltuğun, 8'i Rum ve 16'sı Türk, Temsilciler Meclisi'nde ise Türk parça devletine ayrılan 12 koltuğun 8'i Türk ve 4'ü Rum olabilecektir.
Türk parça devleti adına Temsilciler Meclisi'nde ve Senato'da görev yapan Rumların, Rum parça devleti adına hareket etmeleri halinde, Türklerin Ortak Devlet Parlamentosundaki konumları iyice zayıflayacak, azınlık statüsünü bile altına gerileyecektir. *
Bunun adı; adanın tamamının Rumların kontrolüne girmesi demektir.
Kofi Annan belgesini irdelemeye devam edeceğiz.
Dipnot:
* Dr. Ertan Efegil, Annan Belgesinin Analizi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021