Vaktiyle bir kahvehanede kendi aralarında konuşan iki kişiye kulak misafiri oldum. Türkiye'nin Amerika'ya, Avrupa Birliği'ne ve Barzani'ye teslim olması konusunda fikir jimnastiği yapıyorlardı ve bu konuda tam bir dayanışma ve işbirliği içindeydiler. Türkleri çağa ayak uydurmak, demokrasi, ilerleme, modernizm, liberalizm, hümanizm hatta muhafazakârlık ve İslam adına bu üç şeytan üçgenine teslim olmaya davet ediyorlardı. Teslim olmazsak perişan olacağımızı, fakir olup aç kalacağımızı, kötürüm ve kör olacağımızı söylediler. Vatanını, milletini, istiklâlini sevmekten başka suçu olmayan, bağımsız, millî Türk Devletinin hâkimiyetini, toprak ve millet birlik ve bütünlüğünü PKK ile paylaşmak istemeyen masum Türk evlatlarını militarizmle, ırkçılıkla, şovenistlikle, faşistlikle suçladılar.Millî irade beyan eden istiklalci Türkleri hainmiş gibi tanımladılar. Bir tek kurşun atmadan vatanın eşkıyaya demokrasi ile nasıl teslim edilmesi gerektiği konusunda entelektüel gevezelikler yaptılar. Fakat bir süre sonra duydum ki bu iki kişi, birbirleriyle tokuşmaya başlamışlar. Amerika'nın bu işte parmağı var mı bilmiyorum. Bana göre makul şüpheli. Meseleyi yaşanmış bir olayla pekiştirelim.27 Nisan 1920 günü Azerbaycan meclisinde Azerbaycan'ın Komünist Rusya'ya teslim olup olmaması konusu tartışılır. Komünist milletvekili Ali Haydar Karayev, devlet başkanı Mehmet Emin Resulzade'ye bağırır: "Azerbaycan'ın Komünist Rusya'ya teslim olmasını kabul etmezsen senin gözlerini oyarım!"Mehmet Emin Resulzade de acı bir tebessümle cevap verir: "Sen zaten bütün milletin gözlerini oydun!"Ali Haydar bu kez salondakilere döner: "Kimse sesini çıkarmasın, sesini çıkaranı kurşuna dizerim!"Mehmet Emin Resulzade ise ona şöyle der: "Sen bir tek kurşun dahi atmadan bu milleti mahvettin Ali Haydar! O güvendiğin yoldaşlar bir gün seni kurşuna dizerken beni ve bu günleri de hatırlarsın!"Nitekim 1937'de Ali Haydar ve birçok Komünist Azerbaycan Türk'ü, yoldaşları Komünist Ruslar tarafından kurşuna dizilir. (Ejder Ol, Azerbaycan Fıkraları, çev. İmdat Avşar, s.11).
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015