Bir devletin, milletin, halkın yer altı, yer üstü zenginliklerinin, kaynaklarının birkaç kişi, birkaç aile veya grup tekeline geçmesi ve bu mutlu azınlığın, büyük kalabalıkları, halkları karın tokluğuna çalıştırmasına 20. yüz yıla kadar sömürgecilik, kölelik vs. denirdi. Şimdi serbest piyasa, liberalizm, gelişmişlik, özgürlük, çağdaşlık vs. deniyor.
Bu sömürgeci mantık dün hâkimiyet alanları kontrol etmek için hem silah, hem de çok iyi devşirilmiş yerli uşaklarını kullanırdı.
Bugün ise silahlarını görülebilecek bir yere asıp, yerli uşakları ve dolar ile bu kontrolü sağlıyorlar. Tehlike hissettikleri anda silahlarını sahaya sürüyorlar.
Düşünen insan tehlikelidir, mantığıyla bu zihniyet, bekası için toplumları ilmen ve manen de sömürmüş, her şeylerini almış, kendisine yabancılaştırmıştır.
Uzaklara bakmaya gerek yok. Ülkemize, halkımıza, medyamıza, siyasetçilerimize bakalım. Baktınız mı? Türk Milletinin inancını, kültürünü, örfünü, kimliğini yansıtan kaç öğe gördünüz?
Aslını inkâr edenler kimliğini kaybeder. Kimliğini kaybedenler ise sömürülür, köleleştirilir.
Devletimiz ve milletimiz, maddi ve manevi bir sömürge, işgal dönemi yaşamaktadır. Özelleştirme adı altında yer altı ve yerüstü zenginliklerimiz, varlıklarımız yabancı güçlerin tekeline geçmiştir.
Yine bu mantıkla devlet kurumları, mutlu azınlığın tekeline bırakılmıştır. Devletimiz ekonomi ve para politikalarını, özel bankacılık, devamlı ve sürdürülebilir borçlanma artı faiz yoluyla hem kendini, hem de milletimizi adeta yabancıların kölesi durumuna düşürmüştür.
Milli ve manevi sahadaki işgal ve sömürgecilik ise adeta tavan yapmış durumda. Değerlerimiz o kadar yıpratıldı, sağa sola çekildi ve şahsi menfaatler için kullanıldı ki, insanımız artık doğruyu yanlış, yanlışı doğru olarak kabul eder hale geldi…
Çanakkale günleri yaşıyoruz. Çanakkale'de bu millet bir bilek, bir yürekti. Türk, Kürt, Laz, Çerkez vs. yoktu. Türk Milleti vardı.
Ben, Türküm, diyen kahraman ecdadımız vardı. İşte bu ruh, İngiliz'e, Fransız'a, İtalyan'a vs. Çanakkale'de geçit vermedi, Haçlıya, emperyaliste "dur" dedi, durdurdu…
M. Akif Ersoy, Arnavut'tu. Ama her daim, göğsünü gere gere "ben, Türk'üm" derdi. Çünkü tarih şahitti ki, Türk demek İslam demekti. İslam demek, Türk demekti. Onun için bu Millete "korkma" diye hitap etti.
Ne acıdır ki! Türk'üm, demekten utanan, açıkça "Türk" varlığına savaş açan, Türklüğü, kendince ayaklar altına almaya kalkanlar, Çanakkale mesajlarında dinden, imandan, şahadetten ahkâm kesmeye devam ediyorlar.
Hele Atatürk ve Anıtkabir üzerinden mesajlar vermeye kalkan melunlar yok mu! Neyse! Onlara cevabı rahmeti bol olsun milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy vermişti.
Evet, M. Akif sözde din adına, millet adına, devlet adına Haçlılara göz kırpanlara, dost olanlara, onlardan medet umanlara şöyle sesleniyordu…
Tükürün Ehl-i Salîb'in (Yahudi Ve Hıristiyanların) o hayasız yüzüne!
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün…"
Evet, kardeşim! M. Akif batıya, batı ile ittifaklar kuranlara, teslimiyet belgeleri imzalayanlara dost, diye yutturanlara "tükürün" diyor. O halde alkışlama, tükür…
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025