İslam dini çerçevesinde Müslümanların iki bayramı vardır. Biri Ramazan Bayramı, diğeri ise Kurban Bayramı'dır. Yaklaşan Kurban Bayramı münasebetiyle, dini ve kültürel hayatımızda Kurban Bayramı'nın önemine değinmek gerekir.Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren, dört gün bayram kutlanır. Yalnız kurban kesme günleri, onuncu, on birinci ve on ikinci günlerdir. Zilhicce ayının dokuzu yani arefe günü ise ahirete göç eden yakınlarımız için kurban kesilebilir.Kurban Bayramı aynı zamanda Müslümanların Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.Kurban Bayramı farklı dillerde ve farklı kültürlerde, kültürel etkilerle karşılanır. Türkiye'de genelde kurban için, koyun tercih edilir.Halkın büyük bir kısmı bayramın birinci günü kurbanını keser, dağıtımını yapar. İkinci, üçüncü ve dördüncü günlerde ise büyükler ziyaret edilir, hısım, akraba, eş, dost birbiriyle bayramlaşır.Fakat bazı Müslüman ülkelerdeki Kurban Bayramı, kültürel yapı sebebiyle bizim ülkemizdekinden farklıdır. Mesela Hindistan ve Pakistan'da bayrama genellikle "barka eid" ismi verilir. Bunun anlamı "keçi bayramı" demektir. Bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir. Çin'de genelde kırsal kesimde daha büyük bir coşkuyla kutlanan Kurban Bayramı, namazın ardından mezar ziyaretiyle devam eder ve daha sonra kesim yapılır. Çinliler için, kurban kesmeden önce, mezar ziyareti çok önemlidir.Bütün dünyada bayram barışın, sevincin ve sevgilerin pekiştiği gün anlamına gelir. Halkın hep birlikte sevinçle, hem de dini inancın coşkusuyla kutlandığı gündür bayram.Kurban kesen, Allah'a yaklaşmış ve O'nun hoşnutluğunu kazanmış olur. Kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbandan maddi olarak daha çok yoksullar yararlanır.Kurban derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilir. Bu bakımdan Kurban Bayramı hem maddi, hem manevi hem de sosyal birlikteliklerin bir arada yaşandığı önemli bir gündür.Müslüman âleminin Kurban Bayramını şimdiden kutlarım. Dilerim ki bayramlar, bütün dünya ülkelerinde kan ve gözyaşlarının dindiği, eşitliğin ve adaletin yaşandığı, yoksulluğun, sömürünün son bulduğu günlere kavuşmaya vesile olur.
Behiye İnekçioğlu / diğer yazıları
- Bir olma vakti / 17.01.2018
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014