Küresel terörizm-II

İngilizlerin Osmanlıyı yıkmak için Ortadoğu'da uyguladığı metotları unutmayalım. Önce ajanlar göndererek ve bunları Müslüman kimliğine büründürerek o bölgenin insanını kışkırtmaya çalıştılar. Fakat halk öyle kenetlenmişti ki bunda muvaffak olamadılar. İşte bundan sonraki aşama çok önemlidir. Önce halkın içinden inancı bozuk olan Abdullah İbni Vahhab gibi şahısları seçtiler ve "Vahhabilik" denilen kuralları tamamen İngiliz Sömürgeler Bakanlığı tarafından yazılmış bir mezhebi oluşturdular, sonra da o zamanlarda "eşkıya" denilen bugünkü ismi "terörist" olan geçimlerini hırsızlık ve cinayetle sağlayan gruplarla anlaştılar, onlara silah sağladılar ve Osmanlıyı arkadan vurdurdular.

Yani uyum içerisinde, adaleti, din ve vicdan hürriyetini doya doya yaşayan tamamen masum bir halkı yok etmek için o zamanın terörist gruplarından bir ordu oluşturulmuştu.

Geçmişte bu zihniyete sahip olan ABD'nin ve diğer Batı ülkelerinin bugün dünya üzerindeki faaliyetlerine ve operasyonlarına bakarken geçmişini kesinlikle göz ardı etmemeliyiz. Çünkü yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.

Teknolojinin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve global düşünce, ABD'nin ve diğer Batı ülkelerinin yapmış olduğu bu haksız müdahaleleri, katliamları, bu devletlerin ortaya koyduğu "küresel terörizmi", makyajlayarak önümüze koydu.

Bir taraftan katliam, vahşet, işgal yapılıyordu. Diğer taraftan bunu yapan ABD kahraman olarak medyaya yansıyordu.

1989 yılından önce yani Sovyetler Birliği dağılmadan önce, hepimizin malumu, dünya iki kutupluydu. Bir tarafta okyanus ötesi kapitalizmin kalesi ABD, diğer tarafta komünizmin kalesi SSCB.

O zamanlardaki Hollywood filmlerini hatırlarsak, hep ABD-SSCB arasındaki gerginliği, ABD'nin Sovyetlere yaptığı operasyonları, Rusların hep katleden, terörist ruha sahip insanlar olduğu gibi konuları içeriyordu ve bizler televizyon ve sinemalarda hep ABD'nin bazen tek kişilik bazen de birkaç kişiden oluşan rambolarının Rus teröristlerden masum insanları nasıl kurtardıklarını izledik.

Fakat Sovyetlerin yıkılmasına yakın Hollywood filmlerinin yavaş yavaş bir değişim yaşandı. ABD'nin filmlerde gündem ettiği hedef düşmanı Müslümanlar olmaya başladı. O günden bugüne de hep filmlerde sözde Müslüman teröristler uçak kaçırır, gözünü kırpmadan masum insanları öldürür ve yine ABD'nin kahraman(!) ramboları sahneye gelir ve durumu düzeltir. Bizler de sanki böyle bir şey varmış gibi, beyinlerimiz uyuşmuş vaziyette bu hayal ürünlerini izleriz.