İnsan yerleşik hayata geçiş yaptığı Neolitik çağda ilk başta ağacı, ahşabı daha sonrasında taşı günlük hayatında kullanmaya başlamıştır.
Daha sonrasında İnsan ilk altını bulmuş, günlük hayatındaki gereksinim duyduğu aletleri ve süs eşyalarını yapmak için kullandığı ilk maden, bakır olmuştur.
Daha sonraki Kalkolitik çağın sonlarına doğru, bakırdan daha az kırılgan olan altın, gümüş, demir ve bronz, süs eşyaları ve silah yapımında kullanılmaya başlanmıştır.
Tunç çağında, bakır-kalay karışımı olan tunç madeninin icat edilmesi ile metal çeşitliği insan hayatının her safhasına nüfuz etmiştir.
Tunç çağının en güçlü medeniyetlerinden biri olan Hitit uygarlığının (MÖ 1650-1200) demir-karbon karışımı olan çeliği icat etmeleri, demir cevherinden, dövme demiri yapmaları (arındırmaları) ile uygarlıklarına çağ atlatmışlardır. Hâkimiyetleri altındaki coğrafyanın sınırlarını da genişletebilmeyi, buldukları çelik sayesinde başarabilmişlerdi.
Madenlerin enerjiye dönüştürülmesinde ise en çarpıcı etkiyi kömür madeni sağladı. Kömür madeni, buharlı makineleri çalıştırması ile sanayi devriminde en önemli maden olmuştur.
1698 yılında ilk başta maden ocaklarından suyu çıkarmak için kullanılan, buharla çalışan makinelerin tekstil sahasında kullanılması, ufak imalathanelerden fabrikalara geçişte üretimi artırmadaki katkısı azımsanmayacak kadar çok oldu.
Buharlı makinelerin gelişimi ile İngiltere'nin liderliğinde batılı devletlerin yapmış oldukları sanayi devrimi, ulaşım sahasında da buharlı gemi, buharlı tren olarak kendisini göstermiş ve madenler sanayi devriminin en önemli emtiası olmuşlardır.
Madenler, yalnız sanayi devriminde değil, insanoğlunun dünyadaki yaşamı boyunca her alanda elinin altında kullandığı en önemli kaynaklardan birisi olmuşlardır. Kâh avını avladığı, her türlü düşmanına karşı kendisini savunduğu silahı, kâh sofrasında yemesine içmesine yardımcı bir kaşık veya kap olmuştur.
Maden, bazen insanın süs aleti, bazen ticaretinde kullandığı takas aracı olmuş, bazen ise sanayileşmesinde, hayatı daha rahat ve konforlu olarak yaşamasında, ulaşımından iletişimine kadar birçok sahada, insanın en çok ihtiyaç duyduğu öğelerden biri olmuştur.
Madenler bu kadar kıymetli ki, bir bilebilsek değerini. Bir de hangi madenlere sahip olduğumuzu bir gözümüzü açıp görebilsek, ne olurdu?
Bilmem kaç bin seneden beri her türlü madenin Anadolu'muzda var olduğu, tarihi bilgilerle ispat edilmesine rağmen, belirli çevrelerce ülkemizde madenlerin olmadığı yalanı halkımıza inandırılmıştı.
Ta ki, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bizde her türlü maden var, açıklamaları ile yalancıların yalanları ifşa oldu. Fakat global sermaye sahiplerine madenlerimizi peş keş çekmek isteyenler, yalanlarını başka bir yalanla, madenlerimizi çıkartacak teknoloji bizde yok, yalanı ile günümüzde örtmeye çalışmaktadırlar.
Sormak isterim ki, üç bin, dört bin seneden beri yalnız Anadolu'da değil, dünyada başta Mısır, Hint, Çin, Astek, İnka medeniyetleri olmak üzere birçok bölgede çıkartılabilen altın ve diğer madenleri halkın yararına çıkartacak teknolojiye mi, yoksa o akıllı idarecilere mi sahip değiliz?
Cevabı siz düşünün!
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024