Maklube'nin yemek tarifini bilmem ama siyasi tarifi şöyle; Çok para ile kurulan FETÖ borsası. Öyle tuza filan gerek yok. Para katıyorsun, karıştırıyorsun, kıvamı bulunca işlem tamam.
15 Temmuz'dan sonra 'FETÖ Borsası' iddiaları vardı. Ama AKP cenahından bu tanımlama ilk kez Nisan 2018'de eski vekil, gazeteci-yazar Şamil Tayyar kullandı.
Eski AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, 'FETÖ borsası kurulduğunu söylemiş, FETÖ'den tutuklu iş adamlarının milyon dolarlar vererek önce itirafçı olduğunu ardından da tahliye edildiğini' öne sürmüştü.
AKP içinden tepkiler yükselirken diğer kesimden de savcılar göreve çağrılmıştı. Sonra Cumhuriyet savcılığı, Tayyar'ın ifadesini almış ve konu öylece kalmıştı.
İşte o konu, AKP'de derin çatlakların oluştuğu, parçaların kopmaya başladığı ve kabinede değişimin konuşulduğu şu günlerde yine gündemde ve yine gündeme 17 yıldır iktidara toz kondurmayan isimler tarafından getirildi.
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör köşesinde, yargıda tuhaf (!) şeyler olduğunu, vurgulayıp, "FETÖ'cülerin de kritik noktalara getirildiğini" iddia ediyor ve şöyle diyordu;
"Şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ'cüler eliyle 17-25'teki gibi yeni bir kumpas davası hazırlansa o zaman kim, ne diyebilecek? Tarih tekerrür ediyor ama kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor".
Yargıda reforma hazırlanan Adalet Bakanlığı büyük bir zan altında kaldı ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bu iddialara yine AKP içinde birçoklarını rahatsız edecek bir itham ile cevap verdi. İthamın şifresi maklube idi.
"Bu örgütün sadece yargıya, orduya, emniyete sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ'nün bir tezahürü vardır.
Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize, FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın."
Kimdi aynı maklubeye kaşık sallayanlar?
Bu soru cevap ararken AKP kurucularından eski Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, 'başkaldırıyoruz' başlığıyla yayınladığı istifa metnindeki vurgular matlube ve kaşık ilişkisini daha da meraklandırdı!
Cuma İçten açıklamasında; "FETÖ ile ilgili mücadelede, üst düzey siyasilerin eşleri, birinci derece yakınları ve akrabalarına dokunulmamıştır.
Adalet sistemi çökmüş 10 – 15 yıl süren davaların yanında en hızlı dava 5 yılda çözülebilmiş. 200 yıl ile yargılananlar 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra salıverilmiş, suçsuz görülmüş.
Hayal örgütler, hayal örgüt mensupları yıllarca hapis yatmıştır. Hukuk yazboz tahtasına çevrilmiş. Savcılar, hakimler iktidarın emrinde adalet dağıtmaya çalışmıştır…"
Tabi maklube-kaşık ilişkisi, denince aklıma geçen hafta, Bahçeli'nin danışmanı Yıldıray Çiçek'in açıklaması da geliyor.
Yıldıray Çiçek şöyle diyordu; "Bülent Arınç, PKK ve FETÖ safında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a savaş açmıştır.
Savunduğu kişilerin tamamı PKK'yı ve HDP'yi aklamaya çalışan ve siyasi projelerini hayata geçirme çabası veren kişilerdir.
AKP kendi bünyesindeki FETÖ ve PKK sevdalılarından kurtulmalıdır."
* * *
İlginçtir! En objektif bakışı Akit yazarı Abdullah Şanlıdağ yaptı; "Kasnak boşa mı dönüyor ne?" başlıklı yazısında Adalet Bakanının sözlerini eleştiren Şanlıdağ, herkesin cevabını bildiği o soruyu sordu;
"Ben şahsen demem de, şimdi birileri kalkıp da 'be kardeşim daha düne kadar FETÖ'cülerle kaşık sallamayı bırak, iş tutan sizdiniz' derse altından nasıl kalkacak? FETÖ ile kaşık sallamayan mı var?"
Sahi, FETÖ ile kaşık sallamayan var mı?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024