Şüphesiz, insanı yaratan Allah, onun rızkını da yaratmıştır.
Yüce Allah, bu konu hakkında Kur'an'da şöyle buyuruyor:
"Hâlbuki Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir." (Nahl, 18).
"Allah'ın nimetini saymaya kalkışsanız, sayamazsınız." (İbrahim, 34).
Daha sayarak bitiremediğimiz bir şeyi, tüketerek bitiremeyeceğimize göre; insanın küçük kalan ihtiyaçlarının yanında; Allah'ın sunduğu nimetler sınırsızdır.
Kapitalist düşünce, daha temelden konuya yanlış yaklaşmakta, kaynakların kıt olduğunu iddia etmektedir.
Halbuki bu tamamen yanlıştır. Hakikat, kaynakların sınırsız olduğudur.
Bu gerçek, yıllardır, belki on binlerce akademisyenin, ekonomistin çalışmalarını 'bir hiç' üstüne bina ettiğini ve boşa kürek salladığını gözler önüne sermektedir.
Temeli sağlam olmayan binanın ayakta kalması nasıl mümkün değilse, bu çürük temelli modellerin de, devam etmesi ve sonuca ulaşması mümkün değildir.
Fakirlik, açlık ve savaşlar, bu çarpık inancın sonucu olarak yaşanmaktadır.
Halbuki fakirlik, açlık ve savaşlar kader değildir!
'Kıt kaynaklar' masalları neticesinde ortaya çıkan bir zümrenin ihtirasları nihayetinde yaşanan bu sorunlar, ancak 'Kaynaklar sınırsız' hakikatiyle sona erecektir.
Bu yüzden asıl soru ?kapitalist düşüncede olduğu gibi- "kıt kaynakları nasıl yetiştiririz?" değil, "Bu sonsuz kaynaktan, nasıl maksimum şekilde istifade ederiz?" olmalıdır ki ancak Milli Ekonomi Modeli, bu ölçü dâhilinde bir sistem olarak değerlendirilebilir.
"Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğundan yola çıktığı için üretime odaklanmıştır. Elde edilen mal ve hizmetlerin adilane dağıtılması yerine, mutlu bir azınlığın faydasına sunulması da bu mantığın sonucudur.
Oysa Milli Ekonomi Modeli, 'tüketim yanlısı bir model'dir. Tüketim yanlısı olmaktan kastımız, toplumu oluşturan bireylerin tamamının belli bir gelir düzeyine çıkartılmasıdır. En azından 'kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettireceği seviye' asgari hedef olarak kabul edilmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 39)
'Tüketim eksenli tek analiz' olan MEM, ekonomide dengeyi sağlayabilecek tek tezdir.
Kalkınma, huzur, refah ve adaletin tek formülü olan MEM, lüks olarak değil; çözümsüzlük içinde bulunan dünyada tek formül olarak önümüzde durmaktadır.
Daha temelden çürük olarak nitelendirebileceğimiz ve globalleşme yalanları altında sömürü düzeni olarak hayata geçen kapitalizmin battığı aşikârdır.
Yanlış formülle soru çözülemeyeceğine göre, insanlığa hizmet adına sunulan MEM'in yegâne formül olduğu göz önünde bulundurulduğu takdirde tek çıkış kapısı konumundaki yeri anlaşılabilir.
Çözüme çıkan tek yol olan MEM, tüm dünyada mecburen uygulanacaktır; zira 'en zenginlerin' dahi kapitalist modelde sonu hüsrandır.
Zenginle fakir arasındaki uçurum arttıkça, fakir tüketim yeteneğini tümden kaybedecek, öyle ki üretici malını hiç satamayacaktır.
O zaman ki MEM mecburen, en sömürgeci ülkede dahi hayata geçirilecektir.
Güncel verileri göz önünde bulundurursak, bu vaktin çok uzak olmadığını söylemek ancak bir hakikatin altını çizmek olacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan Rusya'nın; 100 dolara tankını satan konumdan, süper güç konumuna gelişini gören dünyada, çoğu ülke MEM'i hayata geçirmekte, ülkelerde MEM'in projeleri tartışılıp hayata geçirilmektedir.
En son Finlandiya'da 800 Euro (yaklaşık 2500 TL) vatandaşlık maaşı verilmesini, İsviçre ise 2500 İsviçre Frankı (7000 TL) verilmesini tartışıyor.
Artık 'MEM Çağı' başlamıştır, MEM'in dünyada geçerli tek model konumuna gelmesiyse yakındır!
Hayırlı uğurlu olsun!
Yüce Allah, bu konu hakkında Kur'an'da şöyle buyuruyor:
"Hâlbuki Allah'ın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız, onları sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir." (Nahl, 18).
"Allah'ın nimetini saymaya kalkışsanız, sayamazsınız." (İbrahim, 34).
Daha sayarak bitiremediğimiz bir şeyi, tüketerek bitiremeyeceğimize göre; insanın küçük kalan ihtiyaçlarının yanında; Allah'ın sunduğu nimetler sınırsızdır.
Kapitalist düşünce, daha temelden konuya yanlış yaklaşmakta, kaynakların kıt olduğunu iddia etmektedir.
Halbuki bu tamamen yanlıştır. Hakikat, kaynakların sınırsız olduğudur.
Bu gerçek, yıllardır, belki on binlerce akademisyenin, ekonomistin çalışmalarını 'bir hiç' üstüne bina ettiğini ve boşa kürek salladığını gözler önüne sermektedir.
Temeli sağlam olmayan binanın ayakta kalması nasıl mümkün değilse, bu çürük temelli modellerin de, devam etmesi ve sonuca ulaşması mümkün değildir.
Fakirlik, açlık ve savaşlar, bu çarpık inancın sonucu olarak yaşanmaktadır.
Halbuki fakirlik, açlık ve savaşlar kader değildir!
'Kıt kaynaklar' masalları neticesinde ortaya çıkan bir zümrenin ihtirasları nihayetinde yaşanan bu sorunlar, ancak 'Kaynaklar sınırsız' hakikatiyle sona erecektir.
Bu yüzden asıl soru ?kapitalist düşüncede olduğu gibi- "kıt kaynakları nasıl yetiştiririz?" değil, "Bu sonsuz kaynaktan, nasıl maksimum şekilde istifade ederiz?" olmalıdır ki ancak Milli Ekonomi Modeli, bu ölçü dâhilinde bir sistem olarak değerlendirilebilir.
"Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğundan yola çıktığı için üretime odaklanmıştır. Elde edilen mal ve hizmetlerin adilane dağıtılması yerine, mutlu bir azınlığın faydasına sunulması da bu mantığın sonucudur.
Oysa Milli Ekonomi Modeli, 'tüketim yanlısı bir model'dir. Tüketim yanlısı olmaktan kastımız, toplumu oluşturan bireylerin tamamının belli bir gelir düzeyine çıkartılmasıdır. En azından 'kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettireceği seviye' asgari hedef olarak kabul edilmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 39)
'Tüketim eksenli tek analiz' olan MEM, ekonomide dengeyi sağlayabilecek tek tezdir.
Kalkınma, huzur, refah ve adaletin tek formülü olan MEM, lüks olarak değil; çözümsüzlük içinde bulunan dünyada tek formül olarak önümüzde durmaktadır.
Daha temelden çürük olarak nitelendirebileceğimiz ve globalleşme yalanları altında sömürü düzeni olarak hayata geçen kapitalizmin battığı aşikârdır.
Yanlış formülle soru çözülemeyeceğine göre, insanlığa hizmet adına sunulan MEM'in yegâne formül olduğu göz önünde bulundurulduğu takdirde tek çıkış kapısı konumundaki yeri anlaşılabilir.
Çözüme çıkan tek yol olan MEM, tüm dünyada mecburen uygulanacaktır; zira 'en zenginlerin' dahi kapitalist modelde sonu hüsrandır.
Zenginle fakir arasındaki uçurum arttıkça, fakir tüketim yeteneğini tümden kaybedecek, öyle ki üretici malını hiç satamayacaktır.
O zaman ki MEM mecburen, en sömürgeci ülkede dahi hayata geçirilecektir.
Güncel verileri göz önünde bulundurursak, bu vaktin çok uzak olmadığını söylemek ancak bir hakikatin altını çizmek olacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan Rusya'nın; 100 dolara tankını satan konumdan, süper güç konumuna gelişini gören dünyada, çoğu ülke MEM'i hayata geçirmekte, ülkelerde MEM'in projeleri tartışılıp hayata geçirilmektedir.
En son Finlandiya'da 800 Euro (yaklaşık 2500 TL) vatandaşlık maaşı verilmesini, İsviçre ise 2500 İsviçre Frankı (7000 TL) verilmesini tartışıyor.
Artık 'MEM Çağı' başlamıştır, MEM'in dünyada geçerli tek model konumuna gelmesiyse yakındır!
Hayırlı uğurlu olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018