Prof. Dr. Haydar Baş'ın hazırladığı "Milli Ekonomi Modeli" kitabının masaya yatırıldığı Uluslararası Kongre'ye dönük izlenim ve değerlendirmelerimizi aktarmaya devam ediyoruz. Bugün MEM'in uluslararası ilişkiler açısından taşıdığı önem ve oluşturacağı etkiler üzerinde duracağız. ABD Başkanı Ronald Reagan'ın "yıldızlar savaşı" projesiyle başlattığı proaktif siyaset biliyorsunuz Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla sona erdi. Yaklaşık yarım asırdır iki kutupluluğa alışmış ve dehşet dengesi de olsa, kutuplar arasındaki rekabetten nefes alabilen özellikle İslam Dünyası, Yeni Dünya Düzeni denilen dönemle birlikte tarihinin en ciddi kriziyle karşı karşıya kaldı! Bu krizi derinleştirmek isteyenler buna "medeniyet krizi" ismini dahi takmış durumdalar. Fiili askeri işgaller bir yana, asıl önemlisi "içeriden" adresler üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Bu adresler gözü yaşlı hocaefendiler ya da bir dönemin anlı şanlı İslamcıları olabiliyor!Dedikleri şey şu:"Batı dünyası o kadar güçlü ki teslim olmaktan başka yapacak hiçbir şey yok!"Bu söylemi halka mâl ederken de hani deyim yerindeyse her türlü yöntemi mübah görüyorlar ve İslam medeniyetinin iki temel kaynağını kurutacak, daha doğrusu 2 temel kaynağın önünü kesecek bir kirletme operasyonuna babalık yapıyorlar.Mesela vatan kavramını, mesela şehadeti, mesela Hadisi-Sünneti tartışmaya açıyorlar. Bunların yerine ise elbette Jedo-Hristiyanizm değerlerini oturtuyorlar.Bozulan, çığrından çıkartılan kavramlar ve askeri işgaller.... İşte bu içeriden ve dışarıdan abluka içinde bütün olarak Doğu, ama özellikle Sovyetler Birliği'nin yerine hedef tahtasına oturtulan İslam Dünyası son derece bunalımlı bir dönem yaşıyor. İçerden yürütülen operasyon açıkçası çok daha etkili ve çok daha yıkıcı. Çünkü İslam Dünyası'nın askeri-fiziki koşullarda kaybetmesi aslında imkansız! Şehit-gazi denklemine inanan bu coğrafyayı belki işgal edebilirsiniz ama bunun uzun süreli olması -tarihen de sabittir ki- asla mümkün değil! Ama sizin umutlarınızla, imanınızla ve ölçülerinizle oynuyorlarsa o başka elbette!İşte İslam kalesi bu temel argüman üzerinden çökertilmeye çalışılıyor. Başımıza sarılan AB belası da bu temel projenin en önemli ayaklarından birisidir.Şimdi bu kuşatılmışlığa Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile sert bir "dur freni" çekiliyor.Deniliyor ki "Hayır, Batıya muhtaç değiliz. Ayaklarımızın üstünde durabiliriz. Hatta o kadar ki biz bu yöntemle bizden çalınan tarihi rolümüze de yeniden döneriz." Bunun nasıl bir dış politika zenginliği taşıdığını bilmiyorum söylemeye gerek var mı? Emin olun bu söylem, proje ve inanç zenginliği, petrol kadar, petrolden de önemli bir şeydir ve İstanbul işte hafta sonu böylesine önemli bir rüzgara ev sahipliği yapmıştır.Bu söylem bütün bir Doğu'nun "açız-çaresisiz-teslim olalım" şeklinde dayatılan teslimiyetini bozup atıyor. "Biz varız, özneyiz ve zulme son" diyor!Bu rahatlık MEM'de fazlasıyla var. Çünkü MEM kendi anlayışını ortaya koyarken, Batının itikad düzeninin de temellerini çökertiyor, aslında bu yapının hiç kimseye mutluluk getirmeyeceğini ispat ve deşifre ediyor. Bu temel nokta üzerinde ayrıca dururuz ama bugün üzerinde odaklandığımız nokta MEM'le gelen özgüven ve gelecek arayışı!MEM'in dış politikamıza getireceği zenginliğin fiili ispatını Rusya'dan kongreye katılan Prof. Dr. Victor Vinin'in konuşmasında yaşadık!Victor Vimin konuşmasına "ayağa kalkarak" ve "Selamünaleyküm" diyerek başladı. Bilmiyorum tek başına bu fotoğraf pek çok şeyi anlatmaya yetmez mi?Prof. Vimin "Biz sosyalizmden, siz ve dünya, kapitalizmden çok çekti. Gelin yeni bir yolda buluşalım, MEM'de bulaşalım" derken yeniden ayağa kalkıyor ve teze olan bağlılığını yineliyordu.Rusya Bilimler Akademisi üyesi de olan Vimin'in Putin'in en önemli danışmanlarından birisi olduğunu biliyoruz. Bu sözler, bağlılık ve MEM inancı tesadüfi sözler değil!Belli ki dersine çalışmış! Üstüne basa basa MEM deniliyor.İşte size MEM'le gelen zenginlik! Ekonomi üzerinden bütün bir Avrasya'yı teslim alan liberal ahlak ve liberal model, Milli Ekonomi Modeli ve Milli Ekonomi Ahlakında buluşuyor.Bunun "21. yüzyılın yenilenmesi" olduğunun bilmiyorum farkında mısınız?
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021