ABD Dışişleri Bakanı, Ankara'ya adım atar atmaz işgal ordusu Irak'a "hoşgeldin" vuruşu yapıyordu; hem de doğumevini füzelerle vurarak. İstila güçleri bu davranışlarıyla çocukların doğma hakkını da elinden alarak firavun karakterlerini dışa vuruyorlardı.
Hani Firavun askerlerinin hiçbir evde erkek çocuğa hayat hakkı tanımadığı gibi, Bush çetesi de her halde ileride vatanına sahip çıkacak Iraklı çocukları şimdiden öldürme yolunu seçiyordu.
Yine pazaryerinin, doğumevinin ABD askerlerince vurulduğu saatlerde yardımcısı Gül, işgal "koalisyonunun" bir parçasıyız açıklamasında bulunuyor.
Gül'ün bu açıklaması, sırf Powell'in gönlünü okşamak için ve CNN'den canlı geçecek bu cümlelerin ABD kamuoyuna ulaştırılacağını düşünerek ABD kongresine mesaj diye yorumlayanlar var.
Kimileri neredeyse sürçü lisan olarak değerlendirecekler.
Oysa, kemer açıklama birkaç saat sonra bizzat Başbakan Erdoğan'dan geliyor.
Bu iki açıklama ile hükümet, safını netleştirmiş oldu.
Bugüne kadar milletimizi, "biz savaşın bir parçası değiliz.
Bu bizim savaşımız değil. Biz sadece komşudaki yangının bize zarar vermemesi için tedbir alıyoruz" diye oyalayan AKP iktidarı, Powell'in ziyareti ile kendinden geçince, gerçek duruşunu açığa vurdu.
AKP hükümeti sayesinde Türkiye, işgal koalisyonunun bir parçası.
Gelen tepki üzerine Dışişleri Bakanı Gül, mızrağı çuvala sığdırmaya çalışıyor. Gül'e göre "Türkiye savaşan bir koalisyon ortağı değil, müttefikleriyle işbirliği yapan" bir ülke.
Doğrusu, ABD tarafından savaşmasına izin verilmeyen, adeta silahları alınmış, sadece saldırgan müttefiklerine lojistik destek veren ülke Türkiye...
Yani Bağdat'a atılan her füzenin, her Iraklıyı vuran uçakların yakıtını veren, saldırgan ABD askerlerinin tedavisini yapan ülke Türkiye...
Akan her damla kanın, her mazlum Iraklının âhı Türkiye'yi vuracak.
Nasıl vurmasın ki, ahlaksız, haksız, temelsiz bir saldırıda Müslüman komşusunun yanında değil, karşısında yer alan Türkiye'yi; her gözyaşı, her can bir bomba gibi vuracak.
AKP'ye oy veren kitleler şimdi Meclis Başkanı Arınç'ın şov'ları ile avunuyorlar.
Meclis Başkanı, zaman zaman hükümete yönelik iğnelemeleri ile tabanın gazını alıyor.
Arınç, "koalisyonun parçasıyız diyen Hükümet konuya açıklık getirmeli" dedi ya.
Hayır Meclis Başkanı Arınç! Konuya açıklık getirmesi gereken sizsiniz. Meclis'tir.
Hükümet yeterince açık konuşuyor zaten. Safını net olarak belirlemiş. Açık konuşmayan sizsiniz. Suret-i haktan görünerek Milletle oyun oynamayı bırakın da gereğini yapın. Tezkereye hayır diyen Meclis, Benim hayır dediğime sen nasıl evet diyorsun diye sormalı.
Bu gensoru gerektiren bir olay. Ama siz de haklısınız. Meclis'te muhalefet yok ki. Baykal, Powell'in gelişi ile nasıl da mayıştı.
Hani Firavun askerlerinin hiçbir evde erkek çocuğa hayat hakkı tanımadığı gibi, Bush çetesi de her halde ileride vatanına sahip çıkacak Iraklı çocukları şimdiden öldürme yolunu seçiyordu.
Yine pazaryerinin, doğumevinin ABD askerlerince vurulduğu saatlerde yardımcısı Gül, işgal "koalisyonunun" bir parçasıyız açıklamasında bulunuyor.
Gül'ün bu açıklaması, sırf Powell'in gönlünü okşamak için ve CNN'den canlı geçecek bu cümlelerin ABD kamuoyuna ulaştırılacağını düşünerek ABD kongresine mesaj diye yorumlayanlar var.
Kimileri neredeyse sürçü lisan olarak değerlendirecekler.
Oysa, kemer açıklama birkaç saat sonra bizzat Başbakan Erdoğan'dan geliyor.
Bu iki açıklama ile hükümet, safını netleştirmiş oldu.
Bugüne kadar milletimizi, "biz savaşın bir parçası değiliz.
Bu bizim savaşımız değil. Biz sadece komşudaki yangının bize zarar vermemesi için tedbir alıyoruz" diye oyalayan AKP iktidarı, Powell'in ziyareti ile kendinden geçince, gerçek duruşunu açığa vurdu.
AKP hükümeti sayesinde Türkiye, işgal koalisyonunun bir parçası.
Gelen tepki üzerine Dışişleri Bakanı Gül, mızrağı çuvala sığdırmaya çalışıyor. Gül'e göre "Türkiye savaşan bir koalisyon ortağı değil, müttefikleriyle işbirliği yapan" bir ülke.
Doğrusu, ABD tarafından savaşmasına izin verilmeyen, adeta silahları alınmış, sadece saldırgan müttefiklerine lojistik destek veren ülke Türkiye...
Yani Bağdat'a atılan her füzenin, her Iraklıyı vuran uçakların yakıtını veren, saldırgan ABD askerlerinin tedavisini yapan ülke Türkiye...
Akan her damla kanın, her mazlum Iraklının âhı Türkiye'yi vuracak.
Nasıl vurmasın ki, ahlaksız, haksız, temelsiz bir saldırıda Müslüman komşusunun yanında değil, karşısında yer alan Türkiye'yi; her gözyaşı, her can bir bomba gibi vuracak.
AKP'ye oy veren kitleler şimdi Meclis Başkanı Arınç'ın şov'ları ile avunuyorlar.
Meclis Başkanı, zaman zaman hükümete yönelik iğnelemeleri ile tabanın gazını alıyor.
Arınç, "koalisyonun parçasıyız diyen Hükümet konuya açıklık getirmeli" dedi ya.
Hayır Meclis Başkanı Arınç! Konuya açıklık getirmesi gereken sizsiniz. Meclis'tir.
Hükümet yeterince açık konuşuyor zaten. Safını net olarak belirlemiş. Açık konuşmayan sizsiniz. Suret-i haktan görünerek Milletle oyun oynamayı bırakın da gereğini yapın. Tezkereye hayır diyen Meclis, Benim hayır dediğime sen nasıl evet diyorsun diye sormalı.
Bu gensoru gerektiren bir olay. Ama siz de haklısınız. Meclis'te muhalefet yok ki. Baykal, Powell'in gelişi ile nasıl da mayıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014