Belki ülkemizi teğet geçer diye yazmak istemedim. Ama bırak geçerken uğramayı sanki özellikle ülkemize kalıcı gelmişe benziyor. Bize de yazmak düştü. Bence hükümet çevrelerinde de konuşuluyordur. Kimsenin görmek istemediği, yazmak istemediği bir konudur moratoryum.
Moratoryum, halk dilinde kısaca; ayağı uzatacak yorganın bile olmadığı durumdur. Biraz daha izah etmek gerekirse; "meteliğe kurşun atıyorum, ödeyemiyorum işte. Borcumu ödeyemiyorum. Gelirim giderimi karşılamıyor. Canımı alacaksın. Yok işte anlamıyor musun yok kardeşim yok! Buraya kadar geldi ya! Canıma tak etti, ödeyemiyorum, ödeyemiyorum. Var mı diyeceğin!" söylemlerin çokça söylendiği finansal hal şeklinde özetlenebilir.
Moratoryum, literatürde; borçlunun yasal yükümlüklerini, alacaklının rızasına bağlı olmadan askıya alma durumudur.
Moratoryumun bir de seçmen dilinde anlamı var. Kendilerini yönetenleri seçenlerin söylemi ile moratoryum; "borç yiğidin kamçısıdır." Bunun bir üst seviyesi ise mazoşistliktir. Bu seviyedeki kişiye Pulitzer ödülü verilmelidir.
Pandemi nedeniyle dünyadaki ülkeler gibi Türkiye de, kısmi olarak moratoryum uyguladı. Geçtiğimiz dönemde çıkarılan kanunla yargıda sürelerin durdu. Daha sonra haziran sonuna kadar da ertelendi. Zaten yoksulluk seviyesinden bile düşük gelir seviyesindeki insanlar moratoryumda aç kalır. Gıdada dışa bağımlı iseniz moratoryumun sonuçlarını düşünmek bile istemezsiniz.
Bunun sonuçlarını hükümet bildiği için tam moratoryuma geçemeyecektir. Bedeli mukabilinde dışarıdan sıcak para akışı ile durum kurtarılmaya çalışılıyor.
Anca bu tedbirler sanal bir görüntü verir o kadar. Zira fırtınanın gözündeyiz, haberimiz yok.
Çevremizdeki olan bitenden habersizmiş gibi davranmaya gerek yok. Hastanın, hastalığını inkar etmesi tedaviyi zorlaştırır. Moratoryum'da çıkışın çaresi var, adresi var. Yeni bir sistem, yeni bir bakış, yeni bir model. Bu modeli bir bütün olarak uygulama zarureti.
Yoksa modelden; bölüm bölüm kopyalayarak, "milli paralarla ticaret", "vatandaşlık maaşı" diyerek etikle bağdaşmayacak intihaller yaparak netice alamazsınız. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nden bahsediyorum. Sayın Baş'ın tezlerinden; utanmadan sıkılmadan alıntı yapıp; kaynak belirtmeyen egolar, şimdi moratoryum karşısında morarıyorlar.
Tezin sahibi dinlenmediği için bu alıntılar çözüm getirmedi. Ne demiş Amerika'nın asıl sahibi yerliler: Bir damla yağmur ürün vermez.
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021