Mükemmel gençlik nasıl yetişir?

Mevcut eğitim sistemimiz sınavlarla öğrencilerimizin bilgisini ölçmeye dayalı, ezberci, pratik olmayan neticede gençlerimize kalıcı bir şey kazandırmayan bir sistem.Nasıl bir eğitim sistemi oluşturmalıyız ve en önemlisi de bu sistemle gençlerimizi topluma her yönüyle nasıl kazandırmalıyız?Bu soruya cevap verebilmemiz için, bizim gençlerimizden beklentilerimiz, gençlerin de bizden beklentileri nelerdir belirlememiz lazım.Millet ve devlet olarak bir gençten en büyük beklentimiz Türk milletinin onuruna yakışır bir milli kimliğe sahip olmasıdır. Yani gencimiz Türk milletinin tarihinden, medeniyetinden, kültüründen ve inancından gelen milli ve manevi değerleri taşımalıdır. Nerede, hangi işle meşgul olursa olsun sahip olduğu bu kimliği korumalı ve de temsil etmelidir. Milli çıkarlarını kendi şahsi çıkarlarının her zaman üstünde tutmalıdır.Öğrencilik yıllarında kendisine verilenleri iyice öğrenmeli, meslek hayatına atıldığı zaman da tüm kabiliyetlerini kullanarak yapabileceğinin en güzelini ortaya koymalıdır. Gençlerimiz milletimizi ve de devletimizi daha müreffeh yarınlara taşıma konusunda ısrarlı ve de gayretli olmalıdır. Böyle bir genci yetiştirmek elbette ki büyük fedakarlıklar, ciddi bir eğitim ister. Bu noktada devlet her türlü imkanı seferber etmelidir. "Saldım çayıra, Mevlam kayıra" tarzında bir eğitim anlayışı, gençlerimizi "bütçe açığını kapatmakla görevli bir müşteri" görme yaklaşımı tamamen yanlıştır.Gençlerimiz iyi, kaliteli, pratik, gelecekte işine yarayabilecek bir eğitim; mezun olduktan sonra kimseye muhtaç olmayacağı şekilde zevkle çalışabileceği bir iş ve de huzurlu bir aile oluşturabileceği hayırlı bir evlilik ister.Mevcut eğitim sistemimizle, gencimize bir milli kimlik kazandırabiliyor muyuz? Hayır. Peki, 12 yıllık uzunca bir eğitimden sonra güzel bir meslek sahibi yapabiliyor muyuz? Hayır. Gençlerimizin maddi imkansızlıklar sebebiyle evlilikten de korktuğunu bildiğimize göre demek ki biz gençlerimiz için hiçbir şey yapmıyoruz. Hiçbir şey yapmıyoruz ama durmadan sınava tabi tutuyoruz.Birçok sahada olduğu gibi eğitim konusunda da en mükemmel yaklaşımı Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koymaktadır.Prof. Dr. Baş ortaya koyduğu "Sosyal Devlet-Milli Devlet" tezinde gençliğin eğitimine büyük önem vermektedir. Model, gençlere milli kimliğin kazandırılmasının en önemli unsur olduğunu vurgulamaktadır. Bu temel olmadan yapılacak her şey yanlış olacaktır.Milli Devlet'te gençlere verilen eğitim sadece teori boyutunda kalmayacak, genç öğrendiği her şeyin pratiğini de ortaya koyabilecek. Gençler bir taraftan eğitimlerini tamamlarken bir taraftan da kabiliyetlerine göre meslek sahibi olacaklar.Liseyi bitiren gençler istedikleri takdirde yükseköğretime devam edebilecekler. Üniversite okuma sınava ya da paraya göre değil, gencin tercihine bağlı olacak. İsterse okuyacak, istemezse okumayacak. Milli Devlet'te bir gencin okula ilk başladığı günden üniversite mezunu olana kadarki bütün eğitim masrafları devlete aittir. Buna ilaveten her öğrenciye devlet 250 TL burs verecektir. Yani gencin görevi para bulmak, sınavdan sınava koşmak, adaletsiz yarışlara girmek değil, okumak, öğrenmek ve vatanına milletine faydalı olmaktır.Milli Devlet'te eğitim ile ekonomi koordineli yürümektedir.Bugünkü mevcut şartlarda eğitime ne kadar yatırım yaparsanız yapın sağlıklı bir netice alamazsınız, çünkü ülke borçla yönetiliyor, finans bulamazsınız, talep darlığı sebebiyle fabrikalar kapanıyor, iş bulamazsınız.Milli Devlet, bir taraftan mükemmel Türk gencini yetiştirirken, diğer taraftan milli politikalarla tüketimi teşvik ederek üretimi canlandırmakta, gençlere yeni iş sahaları oluşturmaktadır.Genç mükemmel, iş mükemmel, dolayısıyla bu, mükemmel eşler, mükemmel aileler demektir. Böyle nesilleri barındıran bir Türkiye Cumhuriyeti rahatlıkla kainat devleti olur.