Gören kör olmak, fırsattan istifade edememek olarak, aramızda kullandığımız bir tabirdir. Gerçek körlük insanın idrakinin kapalı olmasıdır. İdrak etmenin gerçek kafa gözüyle görülüp görülmemesinin bir alakası yoktur.
İsra süresi 72. Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır "Her kim de, bu dünyada körlük ettiyse, O artık ahirette daha kör ve gidişatı daha şaşkındır".
Taberi tefsirinde 5. Cilt 302. Sayfada 72. Ayeti kerime tefsirinde şöyle yazılıyor." Kim bu dünya hayatında, Allah'ın kendisine vermiş olduğu nimetlere karşı kör olursa ve dünyada Allah'ın kuvvet ve kudretini gösteren delil ve alametleri görmeyip kör gibi yaşarsa, elbette o, ahirette daha da kötü bir durum da bulunacaktır. Zira oradaki yeri cehennem olacaktır".
Araf süresi 179. Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır "Yemin olsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların öyle kalpleri vardır ki, onlarla anlamazlar. Ve öyle gözleri vardır ki, onlarla görmezler. Ve öyle kulakları vardır ki, onlarla işitmezler. İşte bunlar (dört ayaklı) hayvanlar gibi. Hatta daha şaşkındırlar. İşte bunlar, gafil olanlardır".
Hak dini Kur'an dili tefsirinin 4. Cilt 2337. Sayfasında bu ayeti kerimin tefsirinde şöyle yazılıdır;" Bunların öyle kalpleri vardır ki, nefsinde duyulması anlaşılması lazım gelen şeye dikkat etmez, gereği gibi duyup anlamazlar, gözleri de vardır. Lakin bunlarla görülecek şeyi görmezler, kulakları da vardır. Lakin bunlarla işitilecek şeyi dinlemez ve duymazlar. Hâsılı Allah'ın verdiği akl-ü hiss kuvvelerini insanca kullanamazlar".
Taberi tefsiri 4. Cilt 154. Sayfasında bu ayeti kerimenin tefsirinde şöyle yazılıdır;" Aslında bunlar, maddi olarak, anlamayan, görmeyen ve işitmeyenler değil, dünya ve ahiretlerinde kendilerine faydalı olacak şeyleri idrak etmeyen, görmeyen ve anlamayan kimselerdir. Zira bu duyu organları maddi şeylerin gerçeğini idrak etmek için vasıta olduğu gibi, manevi şeylerin bilinmesi ve hidayete erişilmesi için de birer vesiledirler. Bunları sadece madde için kullananlar, ayeti kerimenin buyurduğu gibi, insanlık mertebesine ulaşmayıp hayvanlık derecesinde kalan kimselerdir. Hatta bu yeteneklerin gereğini yapmadıkları için, bu yeteneğe sahip olmayan hayvanlardan da aşağıdırlar".
İdrak etmek, görebilmek, hissedebilmek, feraset ve basiretli olmak hakkı batıldan ayırt etmek Allah-ü Teâlâ'nın Müslümanlara bahşettiği bir özelliktir.
Enfâl süresi 29. Ayeti kerimede mealen şöyle buyurmaktadır." Ey iman edenler! Kalpleriniz Allah saygısıyla dopdolu olur ve O'na karşı gelmekten sakınır (daima takva duygusuyla hareket ederseniz), Allah sizin için (kalbinizde), ona dayanarak hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan ayırabileceğiniz şaşmaz bir ölçü var eder, kusurlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah, çok büyük fazl sahibidir, karşılıksız lütfu u ihsanda bulunmada pek cömerttir Ne diyelim göremeyene, duymayana, hissetmeyene ve idrak edemeyip O'nun emri üzerine yaşamayana.
İsra süresi 72. Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır "Her kim de, bu dünyada körlük ettiyse, O artık ahirette daha kör ve gidişatı daha şaşkındır".
Taberi tefsirinde 5. Cilt 302. Sayfada 72. Ayeti kerime tefsirinde şöyle yazılıyor." Kim bu dünya hayatında, Allah'ın kendisine vermiş olduğu nimetlere karşı kör olursa ve dünyada Allah'ın kuvvet ve kudretini gösteren delil ve alametleri görmeyip kör gibi yaşarsa, elbette o, ahirette daha da kötü bir durum da bulunacaktır. Zira oradaki yeri cehennem olacaktır".
Araf süresi 179. Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır "Yemin olsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların öyle kalpleri vardır ki, onlarla anlamazlar. Ve öyle gözleri vardır ki, onlarla görmezler. Ve öyle kulakları vardır ki, onlarla işitmezler. İşte bunlar (dört ayaklı) hayvanlar gibi. Hatta daha şaşkındırlar. İşte bunlar, gafil olanlardır".
Hak dini Kur'an dili tefsirinin 4. Cilt 2337. Sayfasında bu ayeti kerimin tefsirinde şöyle yazılıdır;" Bunların öyle kalpleri vardır ki, nefsinde duyulması anlaşılması lazım gelen şeye dikkat etmez, gereği gibi duyup anlamazlar, gözleri de vardır. Lakin bunlarla görülecek şeyi görmezler, kulakları da vardır. Lakin bunlarla işitilecek şeyi dinlemez ve duymazlar. Hâsılı Allah'ın verdiği akl-ü hiss kuvvelerini insanca kullanamazlar".
Taberi tefsiri 4. Cilt 154. Sayfasında bu ayeti kerimenin tefsirinde şöyle yazılıdır;" Aslında bunlar, maddi olarak, anlamayan, görmeyen ve işitmeyenler değil, dünya ve ahiretlerinde kendilerine faydalı olacak şeyleri idrak etmeyen, görmeyen ve anlamayan kimselerdir. Zira bu duyu organları maddi şeylerin gerçeğini idrak etmek için vasıta olduğu gibi, manevi şeylerin bilinmesi ve hidayete erişilmesi için de birer vesiledirler. Bunları sadece madde için kullananlar, ayeti kerimenin buyurduğu gibi, insanlık mertebesine ulaşmayıp hayvanlık derecesinde kalan kimselerdir. Hatta bu yeteneklerin gereğini yapmadıkları için, bu yeteneğe sahip olmayan hayvanlardan da aşağıdırlar".
İdrak etmek, görebilmek, hissedebilmek, feraset ve basiretli olmak hakkı batıldan ayırt etmek Allah-ü Teâlâ'nın Müslümanlara bahşettiği bir özelliktir.
Enfâl süresi 29. Ayeti kerimede mealen şöyle buyurmaktadır." Ey iman edenler! Kalpleriniz Allah saygısıyla dopdolu olur ve O'na karşı gelmekten sakınır (daima takva duygusuyla hareket ederseniz), Allah sizin için (kalbinizde), ona dayanarak hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan ayırabileceğiniz şaşmaz bir ölçü var eder, kusurlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah, çok büyük fazl sahibidir, karşılıksız lütfu u ihsanda bulunmada pek cömerttir Ne diyelim göremeyene, duymayana, hissetmeyene ve idrak edemeyip O'nun emri üzerine yaşamayana.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023