Lübnan eski başbakanı Refik Hariri suikastını soruşturan Birleşmiş Milletler soruşturmacısı Detlev Mehlis'in raporu açıklandı. Mehlis'in 53 sayfalık raporunda Hariri suikastının sorumlusu olarak Suriye ve Suriye yanlısı Lübnanlı yetkililer gösteriliyor. Suriye için bilenen ABD yönetimi birkaç aydır Mehlis'in bu raporunu bekliyordu. Öncesinde Suriye- Irak sınırında Suriye askerleriyle girilen sıcak temaslar ve Suriye sınırlarında yapılan özel operasyonlarla Suriye'yi yoklayan ABD için Mehlis'in bu raporu büyük önem taşıyor. Raporun sonucu önceden belliydi. Hariri suikastının tek sorumlusu olabilirdi: Suriye!Polat Alemdar öldürecek değil ya! Zaten Hariri suikastı da bunun için düzenlenmemiş miydi? Irak'a uygulanan kitle imha silahları bahanesi dünya ölçeğinde geçerliliğini yitirdiği için Suriye'ye başka bir bahane gerekiyordu. Bunun için de Hariri suikastı biçilmiş kaftandı. Hariri suikastı Lübnan'daki Suriye askerlerinin çekilmesinden, bölgenin işgal edilmesine kadar geniş bir manevra imkanı sağlıyor ABD'ye. Sadece Hariri suikastı değil, bu suikastla bağlantılı olarak Suriye İçişleri Bakanı Gazi Kenan'ın geçtiğimiz hafta intihar etmesi de ABD'nin elini güçlendiren ve Suriye'ye karşı kullanacağı kartlar arasında. Irak'a direnişçi göndermek, İsrail'e karşı Hamas ve Hizbullah üyesi eğitmek? özetle ABD ve biricik müttefiki İsrail'in bölgedeki çıkarlarına engel teşkil etmek, Suriye'nin kabarık suç dosyasından bazı başlıklar!ABD'nin Suriye'ye karşı düşündüğü operasyon aslında başlatılan Haçlı Seferi'nin de bam telini oluşturuyor. Suriye operasyonu nam-ı diğer büyük operasyonla ABD bölgedeki en büyük yıkım senaryosunu başlatmış olacak.Peki bundan sonraki süreç nasıl cereyan edecek? ABD karşısında doğru düzgün duramayan Esad yönetimi, bu sözde raporla birlikte iyice köşeye sıkıştı. Ya Bush'un taleplerini kabul edecek ya da?Bush'un taleplerinin tek bir tefsiri var: Ne istiyorsam onu yapacaksın!Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Fransa ve ABD, Suriye'yi kınayan iki karar tasarısı hazırlamış bulunuyor. Ancak bu rapor sadece kuru bir kınama ile geçiştirilmeyecek tabii ki. Kınamanın ardından Suriye'ye yukarıda tefsirini verdiğimiz Bush talepleri iletilecek. Beşar Esad'a pek fazla- hatta hiç- hareket alanı bırakılmıyor. Acı Irak tecrübesinden sonra silahsızbir işgal ve istila planı, en azından kamuoyunun fazla tepkisini almamak adına ABD için daha makbul bir yöntem. Bu bakımdan Esad'ın ABD dayatmaları karşısındaki tutumu büyük önem taşıyor.Suriye'nin Alman Mehlis'in raporuna verdiği ilk tepki Enformasyon Bakanı Mehdi Dahlallah'tan geldi. Enformasyon Bakanı, "yanlış ve siyasi amaçlı'' diye nitelediği raporu Suriye'nin reddettiğini söyledi.Rapor, Lübnan'ın Suriye yanlısı Cumhurbaşkanı Emil Lahud tarafından da reddedildi. İlk tepkiler belirleyici olmayacaktır tabii ki. Çünkü Esad'ın bugüne kadar sergilediği tutumdan hareketle Suriye'nin ABD karşısında en azından İran kadar sağlam duramayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak Suriye derin devletinin Esad gibi ABD'nin her dayatmasına rıza göstermeyeceği de muhakkak. ABD'nin ve İsrail'in Suriye için diş bilediği şu günler bölge için gerçekten kritik öneme sahip. Çünkü Suriye'ye yönelik gerçekleşecek bir operasyon Orta Doğu'daki tüm dengeleri alt üst edecektir. Mısır cumhurbaşkanlığının geçen ay yaptığı açıklamada ısrarla vurgulandığı üzere, "Suriye'nin istikrarı, Orta Doğu'nun da istikrarı demek.''ABD ve müttefikinin en büyük hedefi de o istikrarı yerle bir etmek.