Nefse verilecek en güzel ceza
İmam Ca’fer Sâdık buyurdu ki: “Bana arzu ettiğim bir şey takdim edilince, nefsimin haline bakarım; onda bir istek bulursam yerim. Böyle yapmak, mani olmaktan daha iyidir. Fakat şiddetli tepki gösterir fazla hırsa kapılırsa, mani olurum. Terk etmekle ona büyük bir ceza veririm. Nefse verilecek en güzel ceza da budur”
03.08.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şöyle aktarıyor:
Yemeden kesilme halinin iki yönden tehlikesi vardır. Bilhassa bunlara dikkat icap eder. Bir tanesi şudur: Açıkta yememek, gizli kalınca bolca yemek. Bir topluluk içinde olunca yemez ya da az yer; yalnız, gizli yerde bol bol atıştırırsa çok fena bir iş yapmış olur. Böyle yapan kimse, gizli şirke kapılmış olur. Münafıklığa kadar gider.
Diğer tehlike ise, bu işi yapan kimse, kendini halk arasında az yiyip içmekle, iffet sahibi tanıtır. Böyle yapan kimse, küçük bir afeti bırakmış, çok tehlikeli bir işe girmiş olur. Şöhret ve paye hırsına kapılmış olur.
Ebû Süleyman Hz. şöyle diyor: "Terk etmiş olduğun bir şey takdim edilirse az al, nefsini körlet. Bunu yaparsan, nefsinin hırsını yenmiş olursun. Aksi halde onu, bir şey vermemekle, daha fazla kabartmış olursun."
Az alıp yedirmek, nefsin arzusunu sindirir, hiç verilmezse daha fena bir şey olabilir.
Ca'fer b. Muhammed Sâdık da şöyle der: "Bana arzu ettiğim bir şey takdim edilince, nefsimin haline bakarım; onda bir istek bulursam yerim. Böyle yapmak, mani olmaktan daha iyidir. Fakat şiddetli tepki gösterir fazla hırsa kapılırsa, mani olurum. Terk etmekle ona büyük bir ceza veririm. Nefse verilecek en güzel ceza da budur."
Şunu da bil ki, bir kimse, arzu ettiği halde yemekten çekilirse, riya yoluna düşer. Misal; akrepten kaçıp, yılanın ağzına düşmektir.
Cinsî lezzet bahsine gelince...
Cinsî tattan insana iki fayda hâsıl olmaktadır.
Bir tanesi, o halin tadı idrak edilince, öbür âlemde hâsıl olacak tatlar, az da olsa buna kıyasla anlaşılır. O lezzet insanın duyacağı en büyük lezzet arasında sayılır, bir devamı sağlansa... Ateş de aksi olarak, insan vücuduna gelecek en büyük acıyı tattırır.
Diğer faydası da, neslin bekası ve varlığın devamıdır.
Cinsî arzunun bu faydaları olmakla beraber, bunların dışında ciddi tehlikesi de vardır. İnsan nefsine dizgin vuramaz, ezemez ve orta hali muhafaza edemezse, hem din, hem de dünya bakımından büyük felâkete uğrar. Allah saklasın...
Bazı müfessirler, "Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediğini yükleme" ayetini tefsir ederken; bu güç dışı şeyin, cinsî arzu olduğunu kaydetmişlerdir.
Bazı raviler, Peygamber Efendimizin şöyle dua ettiğini rivayet eder: "Allah'ım, gözümün, kulağımın, kalbimin ve şehvet suyumun şerrinden sana sığınırım."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yemeden kesilme halinin iki yönden tehlikesi vardır. Bilhassa bunlara dikkat icap eder. Bir tanesi şudur: Açıkta yememek, gizli kalınca bolca yemek. Bir topluluk içinde olunca yemez ya da az yer; yalnız, gizli yerde bol bol atıştırırsa çok fena bir iş yapmış olur. Böyle yapan kimse, gizli şirke kapılmış olur. Münafıklığa kadar gider.
Diğer tehlike ise, bu işi yapan kimse, kendini halk arasında az yiyip içmekle, iffet sahibi tanıtır. Böyle yapan kimse, küçük bir afeti bırakmış, çok tehlikeli bir işe girmiş olur. Şöhret ve paye hırsına kapılmış olur.
Ebû Süleyman Hz. şöyle diyor: "Terk etmiş olduğun bir şey takdim edilirse az al, nefsini körlet. Bunu yaparsan, nefsinin hırsını yenmiş olursun. Aksi halde onu, bir şey vermemekle, daha fazla kabartmış olursun."
Az alıp yedirmek, nefsin arzusunu sindirir, hiç verilmezse daha fena bir şey olabilir.
Ca'fer b. Muhammed Sâdık da şöyle der: "Bana arzu ettiğim bir şey takdim edilince, nefsimin haline bakarım; onda bir istek bulursam yerim. Böyle yapmak, mani olmaktan daha iyidir. Fakat şiddetli tepki gösterir fazla hırsa kapılırsa, mani olurum. Terk etmekle ona büyük bir ceza veririm. Nefse verilecek en güzel ceza da budur."
Şunu da bil ki, bir kimse, arzu ettiği halde yemekten çekilirse, riya yoluna düşer. Misal; akrepten kaçıp, yılanın ağzına düşmektir.
Cinsî lezzet bahsine gelince...
Cinsî tattan insana iki fayda hâsıl olmaktadır.
Bir tanesi, o halin tadı idrak edilince, öbür âlemde hâsıl olacak tatlar, az da olsa buna kıyasla anlaşılır. O lezzet insanın duyacağı en büyük lezzet arasında sayılır, bir devamı sağlansa... Ateş de aksi olarak, insan vücuduna gelecek en büyük acıyı tattırır.
Diğer faydası da, neslin bekası ve varlığın devamıdır.
Cinsî arzunun bu faydaları olmakla beraber, bunların dışında ciddi tehlikesi de vardır. İnsan nefsine dizgin vuramaz, ezemez ve orta hali muhafaza edemezse, hem din, hem de dünya bakımından büyük felâkete uğrar. Allah saklasın...
Bazı müfessirler, "Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediğini yükleme" ayetini tefsir ederken; bu güç dışı şeyin, cinsî arzu olduğunu kaydetmişlerdir.
Bazı raviler, Peygamber Efendimizin şöyle dua ettiğini rivayet eder: "Allah'ım, gözümün, kulağımın, kalbimin ve şehvet suyumun şerrinden sana sığınırım."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































