Yavuz Sultan Selim, zamanın büyük Türk alimi Yahya Efendi'ye: "Bir devlet ne zaman çöker ve sonunda ne olur?" diye sorar. Yahya Efendi'nin cevabı şudur: "Neme lazım dendiği zaman." Bu cümlenin açıklaması bağlamında Yahya Efendi, Yavuz'a şu anda Topkapı Sarayı'nda sergilenmekte olan şu mektubu yazar:"Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse? Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse? Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse? İşte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve saygısı sarsılır. Asayişe itaat hissi kaybolur. Halkın umutları yok olur, böylece mukadder hale, kaçınılmaz hale gelinir." Şimdi bu mektubu cümle cümle günümüz Türkiye'sine uyarlayalım:* Bugün zulüm ve haksızlık, sıradan ve yaygın hale gelmiştir. Devlet dairelerinin idari kadroları, memuriyetleri, etkili ve yetkili makamları ehliyetli, liyakatli, donanımlı, bilgili, kültürlü, deneyimli ve hak edenler değil de şımarık iri partinin adamları, yakınları, aşiret tebaası olmaktan başka meziyeti olmayan kavmiyetçiler istila ve işgal ediyorsa, devletin, vatanın imkân ve fırsatları Türk milletinin tamamı tarafından eşit ve adaletli şekilde dağıtılmıyor da sadece eşe dosta, yakınlara, kendi parti, cemaat, tarikat ve aşiret mensupları tarafından yağmalanıyorsa orada zulüm ve haksızlık yaygın ve sıradan hale gelmiştir. Milletin birliğini ve dirliğini isteyen sahih münevver Müslüman Türk aydınları hakkı, hakikati, doğruları, gerçekleri söyledikleri için her türlü cezaya çarptırılıyorsa, kodese tıkılıyor, işlerinden ediliyor, en doğal insan haklarından mahrum ediliyorsa zulüm ve haksızlık, sıradan ve yaygın hale gelmiştir. * Bugün zulüm ve haksızlığı işitenler de neme lazım deyip uzak durmaktadırlar. Bir milletin ve devletin yıkılması için en büyük etken budur. Türk milletinin aydınları, âlimleri, yazarları çizerleri, siyasetçileri haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olma konumunu kendileri için uygun görüyorlarsa, bana ne diyorlarsa, etliye sütlüye karışmam deyip, Türk milletinin bağımsız millî devletinin dağıtılmasına, Türk millet birliğinin etnik aidiyet ve mezhep mensubiyetlerine göre bölünüp parçalanmasına ses çıkarmıyorlarsa, Türk milletinin bütün dinî ve millî kimliğinin, değer, sembol ve kurumlarının kademe kademe yok edilmesine kayıtsız kalıyor, sadece bireysel haz ve zevklerine bakıyorlarsa ortada ne devlet kalır, ne millet, ne de vatan.* Koyunları kurtlar değil de çobanlar yemektedir. Bugün Türk milletinin en büyük felâketlerinden biri de budur. Bu cümlede "koyunlar", Türk milleti, "çoban", Türk milletinin yöneticileri, "kurtlar" da dışarıdan her türlü Haçlı Siyonist emperyalist Avrupa, Amerika gibi devletler ve onların içimizdeki yerli işbirlikçileridir. Bugün Türk milletinin koruyucusu, hâmisi, sahibi olması gereken çobanlar, yani yerli idareciler, dış emperyalist siyasi ve ticari odaklarla işbirliği halinde Türk milletinin bütün kaynaklarını sömürüyorsa, yani dahilî bedhahlar hırsızlık, arsızlık, soygunculuk, rüşvetçilik yapıyorsa ve ülke kaynaklarını yabancı firmalara peşkeş çekiyorsa Türk milleti kendi çobanları tarafından yeniyor demektir. * Bilenler bunu söylemeyip susmakta ve gizlemektedir. Türk milletinin nasıl soyulduğunu, topraklarının, madenlerinin, fabrikalarının, bankalarının, büyük işletme ve şirketlerinin, her şeyinin emperyalist odaklara satıldığını, Türk milletinin millî ve dinî kimliğinin ortadan kaldırılışını, Müslümanlık ve Türklük değerlerinden oluşan özgün şahsiyetinin yok edilişini bilen ve gören aydınlar, bilim adamları, gazeteciler ve siyasetçiler susmakta ve gizlemektedir. * Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkmaktadır ve bunu da taşlardan başkası işitmemektedir. Bugün Türkiye'nin maddi imkânlarının yüzde sekseninin yüzde yirmilik bir nüfus tarafından yağmalanması, günden güne fakirliğin, işsizliğin artması, ekonomik dengenin giderek bozulması konusundaki eleştiri, itiraz ve feryatlar gazete ve televizyonlardan duyurulmamaktadır. * Bu yüzden devletin hazinesi giderek boşalmaktadır. Böyle giderse üretmeyen ama gâvurun parasıyla sürekli tüketen ve israf eden Türk ekonomisi çökecek, devlet hazinesi boşalacak ve halkın güven ve saygısı sarsılacaktır.* Asayişe itaat hissi kaybolmuştur. Bugün ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi, PKK denilen eşkıya güruhuna terk edilmiş, devlet otoritesi oradan çekilmiştir. Bunun sonucu olarak sadece Güneydoğu Anadolu'da değil, yurdun her tarafında PKK eşkıyası dağdan şehre, düz ovaya inmiş, devlet otoritesine itaat etmemektedirler, yakıp yıkmakta ve her türlü terörü estirmektedirler. AKP'nin "ileri demokrasisi", devletin asayişine itaat hissini yok etmiş, özgürlük, müsamaha, insan hakları diyerek eşkıyanın istediği gibi at oynatmasına zemin hazırlanmıştır. * Atatürk'ün kurduğu tam bağımsız, yerli ve millî Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yok olmaması, Türk millet birliğinin dağılmaması, daha da gelişmesi ve ilerlemesi için Türk milletinin helal süt emmiş temiz evlatları, yüzde yüz yerli, millî ve İslamî niteliklere sahip aydınları, erdemli uzmanlar kadrosu, demokratik yollardan acilen Türk devlet yönetimini devralmalıdır.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015