Türkiye nükleer santral inşasında önemli bir aşamaya geldi.
Hükümet bu aşamayı çok önemli bir başarı sayıyor.
Gerçekten bir başarı mı?
Nükleer santral inşa edebilmek bir başarı, ama AKP hükümetinin giriştiği şartlarda nükleer santral inşa etmek pek de başarı sayılamaz.
Neden?
Çünkü inşa edilecek nükleer santrallerde bize ait olan tek şey, santrallerin üzerinde kurulduğu arazi parçası.
Bir de bu nükleer santralde çalışacak işçiler bize ait. Bir önemli şey daha var bu nükleer santrallerde bize ait olan.
O da baş belası nükleer atıklar.
Teknolojisi bize ait değil.
Enerji elde edilecek uranyum, bize ait değil.
Yabancılar sahip oldukları teknolojiyle inşa edecekleri nükleer santralde üretilecek elektriği Türkiye’ye yüksek fiyatlardan satacaklar.
Projenin özeti bu.
Aradan sittin sene geçse de Türkiye kendi nükleer santralini yapamayacak.
Çünkü Türkiye’ye hiçbir teknoloji aktarımı yapılmıyor.
AKP hükümetinin inşa ettirdiği nükleer santrallerle Türk milletinin öğreneceği en önemli (!) şey nükleer santral işçisi olabilmektir.
Bu mudur başarı?
Nükleer santralin Türkiye’nin enerji ithalatını azaltacağı ifade ediliyor.
Bu bağlamda dün bir açıklama yapan Başbakan Erdoğan, nükleer enerji santrallerinin devreye girdiğinde, yıllık 7.2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önüne geçileceğini söyledi.
Bu da doğru değil.
Çünkü bugün doğalgaz ithalatına oluk oluk para ödeyen Türkiye, yabancıların kurduğu nükleer santralde üretilen elektriğe bugün doğalgaza ödendiğinden çok daha fazla para ödemek zorunda kalacak.
Yani hükümet bir yanlıştan başka bir yanlışa yelken açmıştır.
Bütün dünya ülkeleri ucuz elektrik üretmenin tek yolu olan kömürle elektrik üretirken Türkiye, önce ithal doğalgazla elektrik üreterek büyük bir yanlış yaptı. Şimdi de nükleer santral konusunda Türkiye’yi yıllarca bağımlı kılacak yeni bir yanlışa adım atıldı.
Kömür hala dünyanın en güvenilir ve yaygın enerji kaynağı olma özelliğini koruyor.
Bugün dünyada enerji üretiminin yüzde 28’i ve elektrik üretiminin yüzde 41’i kömürden sağlanıyor.
2030 yılına kadar kömürden elektrik üretim oranı tüm dünyada yüzde 44’e ulaşması bekleniyor.
Hükümetin bir dediğini iki etmediği AB’de elektrik üretimi kömüre dayanıyor.
Elektrik üretiminde kömürün kullanım oranları günümüzde Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzde 93, Polonya’da yüzde 92, Avustralya’da yüzde 77, Çin ve Kazakistan’da yüzde 70, Hindistan’da yüzde 69, İsrail’de yüzde 63, Fas ‘ta yüzde 55, Yunanistan’da yüzde 52, ABD’de yüzde 49 ve Almanya’da yüzde 46’dır.
Çok az ve kalitesiz bir kömür rezervine sahip olan Yunanistan’da bile kömürün elektrik üretimindeki kullanım oranı yüzde 52 iken toplam yaklaşık 15 milyar ton kömür rezervine sahip Türkiye’nin elektrik üretiminde kömür kullanma oranı ise sadece yüzde 29,5’tir.
Hal böyleyken AKP hükümetinin nükleer sevdası koca bir balondan ibarettir ve asla bir başarı değildir.
Hükümet bu aşamayı çok önemli bir başarı sayıyor.
Gerçekten bir başarı mı?
Nükleer santral inşa edebilmek bir başarı, ama AKP hükümetinin giriştiği şartlarda nükleer santral inşa etmek pek de başarı sayılamaz.
Neden?
Çünkü inşa edilecek nükleer santrallerde bize ait olan tek şey, santrallerin üzerinde kurulduğu arazi parçası.
Bir de bu nükleer santralde çalışacak işçiler bize ait. Bir önemli şey daha var bu nükleer santrallerde bize ait olan.
O da baş belası nükleer atıklar.
Teknolojisi bize ait değil.
Enerji elde edilecek uranyum, bize ait değil.
Yabancılar sahip oldukları teknolojiyle inşa edecekleri nükleer santralde üretilecek elektriği Türkiye’ye yüksek fiyatlardan satacaklar.
Projenin özeti bu.
Aradan sittin sene geçse de Türkiye kendi nükleer santralini yapamayacak.
Çünkü Türkiye’ye hiçbir teknoloji aktarımı yapılmıyor.
AKP hükümetinin inşa ettirdiği nükleer santrallerle Türk milletinin öğreneceği en önemli (!) şey nükleer santral işçisi olabilmektir.
Bu mudur başarı?
Nükleer santralin Türkiye’nin enerji ithalatını azaltacağı ifade ediliyor.
Bu bağlamda dün bir açıklama yapan Başbakan Erdoğan, nükleer enerji santrallerinin devreye girdiğinde, yıllık 7.2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önüne geçileceğini söyledi.
Bu da doğru değil.
Çünkü bugün doğalgaz ithalatına oluk oluk para ödeyen Türkiye, yabancıların kurduğu nükleer santralde üretilen elektriğe bugün doğalgaza ödendiğinden çok daha fazla para ödemek zorunda kalacak.
Yani hükümet bir yanlıştan başka bir yanlışa yelken açmıştır.
Bütün dünya ülkeleri ucuz elektrik üretmenin tek yolu olan kömürle elektrik üretirken Türkiye, önce ithal doğalgazla elektrik üreterek büyük bir yanlış yaptı. Şimdi de nükleer santral konusunda Türkiye’yi yıllarca bağımlı kılacak yeni bir yanlışa adım atıldı.
Kömür hala dünyanın en güvenilir ve yaygın enerji kaynağı olma özelliğini koruyor.
Bugün dünyada enerji üretiminin yüzde 28’i ve elektrik üretiminin yüzde 41’i kömürden sağlanıyor.
2030 yılına kadar kömürden elektrik üretim oranı tüm dünyada yüzde 44’e ulaşması bekleniyor.
Hükümetin bir dediğini iki etmediği AB’de elektrik üretimi kömüre dayanıyor.
Elektrik üretiminde kömürün kullanım oranları günümüzde Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzde 93, Polonya’da yüzde 92, Avustralya’da yüzde 77, Çin ve Kazakistan’da yüzde 70, Hindistan’da yüzde 69, İsrail’de yüzde 63, Fas ‘ta yüzde 55, Yunanistan’da yüzde 52, ABD’de yüzde 49 ve Almanya’da yüzde 46’dır.
Çok az ve kalitesiz bir kömür rezervine sahip olan Yunanistan’da bile kömürün elektrik üretimindeki kullanım oranı yüzde 52 iken toplam yaklaşık 15 milyar ton kömür rezervine sahip Türkiye’nin elektrik üretiminde kömür kullanma oranı ise sadece yüzde 29,5’tir.
Hal böyleyken AKP hükümetinin nükleer sevdası koca bir balondan ibarettir ve asla bir başarı değildir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023