Lise yıllarımızda Muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı tanıma şerefine erişmiştik. Onu, ilk olarak İcmal dergisiyle tanımıştık. Kendisinin ve bir avuç gönül eri arkadaşının borç para ile basın hayatına kazandırdığı İcmal dergisi, "önce insan" teziyle yola çıkmış, milletimizin teveccühüyle 30 yıla yakın bir zamandır yayın hayatına devam etmektedir.
Bizlerin onu tanımasına vesile olan Rahmetli Celal Mısır, Rahmetli Baki Bektaş, Rahmetli Ali Gedik hocalarımızın, üzerimizde çok emekleri vardır. Onlar bir yandan dergide yazılar kaleme alır, bir yandan da bu ülkenin topraklarını karış karış gezerek Anadolu insanının gönlünü; vatan, millet ve Hak sevdasına hazırlarlardı. Tıpkı Hacı Bektaş Veli gibi Mevlana gibi Yunus gibi…
Her beldede küçücük bir İcmal dergisi irtibat bürosu, temsilcilik görevi yapan arkadaşın mütevazı bir evi bulunurdu. Bazen büroda, bazen ev ortamlarında sohbetler düzenlenir; oturacak sandalye sayısı sınırlı, gençler olarak ayakta sohbet dinlerdik.
Aylık bölge toplantıları düzenlenir, her ay bir beldede tertiplenen bu toplantılara, dergi yazarı hocalarımız iştirak eder, bizlere sohbet ederlerdi. Onların bize anlattıkları şeyleri, çizdiği ufukları bazen anlamakta zorlanırdık.
O zaman bizim gördüğümüz kadarıyla vatanın bütünlüğü tehlikede değildi, gençlik bu kadar başıboş değildi, iç ve dış tehditler bu kadar yoğun değildi, misyonerler kutsal topraklarımızda cirit atmıyordu; ama hocalarımız bize "eğer gençliğe sahip çıkılmazsa, geleceğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğimizi" söylerlerdi…
Ne bilebilirdik ki; onlar gönül gözleriyle öteleri seyrederek, gelecekte başımıza gelecek tehlikeleri haber verirlermiş. Ne bilirdik ki; dün olmaz denecek şeylerin bugün daha kötülerinin olabileceğini ihtar ederlermiş.
"Toplumun ıslahı ve kurtuluşu ferdin ıslahından, ferdin kurtuluşunun kalbin ıslahından geçtiğini, böylelikle yapılacak ilk işin insanın kalbini ıslah etmek olduğunu; bunun da yolunun, Allah'ı çokça zikretmekten geçtiğini; ibadet ve taatla kalbin ıslahı neticesinde de tecellilere erişileceğini; böylece vatanına, milletine sahip çıkacak nesillerin yetişeceğini" anlatırlardır.
İcmal dergisiyle bu fikirlerini, basın yoluyla da insanımıza aktarırlardı. Biz gençler olarak da İcmal dergisini dostun mektubu olarak kabul eder, onların mesajlarını elden ele, gönülden gönüle aktarmaya çalışırdık. Bu ve benzeri çalışmaların önemini gün geçtikçe daha iyi anlamaktayız. Bugün beden olarak aramızda olmayan ama ölmez fikirlerini gönüllerimizde taşıdığımız bu değerli hocalarımızın bayrağı devrettikleri yerden alan gençler, onlara layık olmaya çalışarak bir gayret ortaya koymaya çalışmaktadırlar.
Dün küçücük dergi bürolarında, bir avuç gönül eri ile çıkılan bu yolculuk, Milli Kahramanlarımızı anma programlarıyla vatan sathına ve Milli Ekonomi Modeli olarak da Rusya'ya Çin'e ulaşmış; yarın daha başka yerlere ve başka gönüllere ulaşacaktır. İnşallah.
Bu kutlu tohumu eken, Muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza selam olsun. Celal Mısır, Baki Bektaş, Ali Gedik Hocalarımızı ve diğer şehitlik tepesi sakinlerini rahmetle anıyor; bu dünyada olduğu gibi ahirette de Cennet ve Cemalullahta beraber olmayı yüce Allah'tan talep ediyorum.
Bizlerin onu tanımasına vesile olan Rahmetli Celal Mısır, Rahmetli Baki Bektaş, Rahmetli Ali Gedik hocalarımızın, üzerimizde çok emekleri vardır. Onlar bir yandan dergide yazılar kaleme alır, bir yandan da bu ülkenin topraklarını karış karış gezerek Anadolu insanının gönlünü; vatan, millet ve Hak sevdasına hazırlarlardı. Tıpkı Hacı Bektaş Veli gibi Mevlana gibi Yunus gibi…
Her beldede küçücük bir İcmal dergisi irtibat bürosu, temsilcilik görevi yapan arkadaşın mütevazı bir evi bulunurdu. Bazen büroda, bazen ev ortamlarında sohbetler düzenlenir; oturacak sandalye sayısı sınırlı, gençler olarak ayakta sohbet dinlerdik.
Aylık bölge toplantıları düzenlenir, her ay bir beldede tertiplenen bu toplantılara, dergi yazarı hocalarımız iştirak eder, bizlere sohbet ederlerdi. Onların bize anlattıkları şeyleri, çizdiği ufukları bazen anlamakta zorlanırdık.
O zaman bizim gördüğümüz kadarıyla vatanın bütünlüğü tehlikede değildi, gençlik bu kadar başıboş değildi, iç ve dış tehditler bu kadar yoğun değildi, misyonerler kutsal topraklarımızda cirit atmıyordu; ama hocalarımız bize "eğer gençliğe sahip çıkılmazsa, geleceğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğimizi" söylerlerdi…
Ne bilebilirdik ki; onlar gönül gözleriyle öteleri seyrederek, gelecekte başımıza gelecek tehlikeleri haber verirlermiş. Ne bilirdik ki; dün olmaz denecek şeylerin bugün daha kötülerinin olabileceğini ihtar ederlermiş.
"Toplumun ıslahı ve kurtuluşu ferdin ıslahından, ferdin kurtuluşunun kalbin ıslahından geçtiğini, böylelikle yapılacak ilk işin insanın kalbini ıslah etmek olduğunu; bunun da yolunun, Allah'ı çokça zikretmekten geçtiğini; ibadet ve taatla kalbin ıslahı neticesinde de tecellilere erişileceğini; böylece vatanına, milletine sahip çıkacak nesillerin yetişeceğini" anlatırlardır.
İcmal dergisiyle bu fikirlerini, basın yoluyla da insanımıza aktarırlardı. Biz gençler olarak da İcmal dergisini dostun mektubu olarak kabul eder, onların mesajlarını elden ele, gönülden gönüle aktarmaya çalışırdık. Bu ve benzeri çalışmaların önemini gün geçtikçe daha iyi anlamaktayız. Bugün beden olarak aramızda olmayan ama ölmez fikirlerini gönüllerimizde taşıdığımız bu değerli hocalarımızın bayrağı devrettikleri yerden alan gençler, onlara layık olmaya çalışarak bir gayret ortaya koymaya çalışmaktadırlar.
Dün küçücük dergi bürolarında, bir avuç gönül eri ile çıkılan bu yolculuk, Milli Kahramanlarımızı anma programlarıyla vatan sathına ve Milli Ekonomi Modeli olarak da Rusya'ya Çin'e ulaşmış; yarın daha başka yerlere ve başka gönüllere ulaşacaktır. İnşallah.
Bu kutlu tohumu eken, Muhterem Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza selam olsun. Celal Mısır, Baki Bektaş, Ali Gedik Hocalarımızı ve diğer şehitlik tepesi sakinlerini rahmetle anıyor; bu dünyada olduğu gibi ahirette de Cennet ve Cemalullahta beraber olmayı yüce Allah'tan talep ediyorum.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024