Türkiye'nin Güneydoğu ile ilgili politikası nedir? Ya da ülkemizin güneyinde neler oluyor? Neden çözüm yerine batağa saplanıyoruz sorularının cevabı Org. Eşref Bitlis paşanın suikast dosyasında saklıdır. Bitlis paşanın dosyası aydınlanmadan Güneydoğu'yu anlayamayız. Bu suikastın üzerine gitmeyen iradenin de kendisi başlı başına soru işaretidir.
Bitlis paşanın şehit edilişinin arkasında sır perdesi aralanmalı, deliller ve failler egemen bir devlet ciddiyetine yakışır bir şekilde ortaya çıkarılmalıdır. Bu suikast Bitlis Paşa'nın şahsında, Türk milletinin onuruna, bağımsızlığımıza, Türkiye'nin bütünlüğüne yapılmış bir saldırıdır.
Org Eşref Bitlis; 1991 körfez savaşının nihai hedefinin Türkiye olduğunu biliyordu. BOP'un şifrelerini çözmüştü. Terörün nasıl çözüleceğini tespit etmiş ve bölge halkı ile samimi ilişkiler kurmuştu. Göreve gelir gelmez hazırladığı raporda bölgemizdeki Çekiç Güç'ün ve ABD'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurmaya çalıştığını deşifre etmişti. Şehadetinden 7 ay önce terörün arkasındaki güçleri tespit etmişti. Bu faaliyetleri nedeniyle Bitlis Paşa ABD Büyükelçiliği tarafından hükümete şikayet edilmştir.
Bitlis Paşa, teröre karşı büyük başarı kazanmış ve terörün kaynağı Irak'a doğru yönelmişti. 17 Aralık 1992'de Bitlis Paşa'nın helikopteri Kuzey Irak'a giderken iki ABD helikopteri tarafından düşürülmek istendi. Açıkça ölümle tehdit edildi.
Bitlis Paşa 7 Şubat 1993'te yaptığı açıklamada İncirlik Üssü'nden kalkan ABD uçaklarının PKK'ya yardım dağıttığını açıkladı. Bu açıklamadan 10 gün sonra 17 Şubat 1993'te Bitlis Paşa'nın uçağının düşürülmesi sonucu beraberindeki vatan evlatları ile birlikte şehit oldu. Böylece bize doğru yaklaşan büyük BOP felaketinin, Kürt devletinin önündeki askeri kale yıkılmış oldu.
6 Eylül 2010: Meclis Susurluk Komisyonu'na ifade veren istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz: Eşref Bitlis'in "suikasta kurban gittiğini" açıkça ifade etmiştir. Bu yazıyı yazarken basın-yayın arşivlerinde, Türkiye'ye karşı oynana bu oyunda o dönemde Prof. Haydar Baş'tan başka hiçbir siyasi veya sivil iradenin "Çekiç Güç" gerçeği ile ilgili söylemine rastlamadım. Prof. Baş 1991 yılında açıkça "Çekiç Güç ile o bölgede tampon bir bölge oluşturulacağını, dış kaynaklı güçlerin burada eğitileceğini, eğitim gören güçlerin de Güneydoğu'ya salıverileceğini ve o bölgede çok ciddi anarşi buhranları gündeme geleceğini" ifade etmişti.
Bundan tam 26 yıl önce; önlem alınmazsa bugünkü sonuçlarla karşılaşacağımız söylenmiş. Bugün artık "suikastın failleri kim?" sorusu değil, "faillere karşı ne yapıyoruz?" sorusu sorulmalı. "ABD müttefikimiz", "İsrail dostumuz" politik ekseni Org. Eşref Bitlis dosyasını tabi ki açmaya cesaret edemez.
Bitlis paşanın şehit edilişinin arkasında sır perdesi aralanmalı, deliller ve failler egemen bir devlet ciddiyetine yakışır bir şekilde ortaya çıkarılmalıdır. Bu suikast Bitlis Paşa'nın şahsında, Türk milletinin onuruna, bağımsızlığımıza, Türkiye'nin bütünlüğüne yapılmış bir saldırıdır.
Org Eşref Bitlis; 1991 körfez savaşının nihai hedefinin Türkiye olduğunu biliyordu. BOP'un şifrelerini çözmüştü. Terörün nasıl çözüleceğini tespit etmiş ve bölge halkı ile samimi ilişkiler kurmuştu. Göreve gelir gelmez hazırladığı raporda bölgemizdeki Çekiç Güç'ün ve ABD'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurmaya çalıştığını deşifre etmişti. Şehadetinden 7 ay önce terörün arkasındaki güçleri tespit etmişti. Bu faaliyetleri nedeniyle Bitlis Paşa ABD Büyükelçiliği tarafından hükümete şikayet edilmştir.
Bitlis Paşa, teröre karşı büyük başarı kazanmış ve terörün kaynağı Irak'a doğru yönelmişti. 17 Aralık 1992'de Bitlis Paşa'nın helikopteri Kuzey Irak'a giderken iki ABD helikopteri tarafından düşürülmek istendi. Açıkça ölümle tehdit edildi.
Bitlis Paşa 7 Şubat 1993'te yaptığı açıklamada İncirlik Üssü'nden kalkan ABD uçaklarının PKK'ya yardım dağıttığını açıkladı. Bu açıklamadan 10 gün sonra 17 Şubat 1993'te Bitlis Paşa'nın uçağının düşürülmesi sonucu beraberindeki vatan evlatları ile birlikte şehit oldu. Böylece bize doğru yaklaşan büyük BOP felaketinin, Kürt devletinin önündeki askeri kale yıkılmış oldu.
6 Eylül 2010: Meclis Susurluk Komisyonu'na ifade veren istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz: Eşref Bitlis'in "suikasta kurban gittiğini" açıkça ifade etmiştir. Bu yazıyı yazarken basın-yayın arşivlerinde, Türkiye'ye karşı oynana bu oyunda o dönemde Prof. Haydar Baş'tan başka hiçbir siyasi veya sivil iradenin "Çekiç Güç" gerçeği ile ilgili söylemine rastlamadım. Prof. Baş 1991 yılında açıkça "Çekiç Güç ile o bölgede tampon bir bölge oluşturulacağını, dış kaynaklı güçlerin burada eğitileceğini, eğitim gören güçlerin de Güneydoğu'ya salıverileceğini ve o bölgede çok ciddi anarşi buhranları gündeme geleceğini" ifade etmişti.
Bundan tam 26 yıl önce; önlem alınmazsa bugünkü sonuçlarla karşılaşacağımız söylenmiş. Bugün artık "suikastın failleri kim?" sorusu değil, "faillere karşı ne yapıyoruz?" sorusu sorulmalı. "ABD müttefikimiz", "İsrail dostumuz" politik ekseni Org. Eşref Bitlis dosyasını tabi ki açmaya cesaret edemez.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021