'Pandemide vitamin D ihtiyacı' seslendirme dosyası:
Güneş bize doğanın en büyük armağanı ve Vitamin D içinde en büyük kaynak. Atalarımız boşuna güneş girmeyen eve doktor girer dememişler. Son dönemlerde yapılan çalışmalar Vitamin D nin bilinenin aksine sadece kemik ve kalsiyum metabolizması ile ilgili olmadığını vücuttaki hemen bütün sistemleri etkilediğini ve malesef ülkemizde tahminlerin çok üstünde bir vitamin D eksikliği olduğunu göstermektedir. Vitamin D eksikliğinin özellikle kış aylarında arttığını ve yüzde 70 lere ulaştığını gösteren (erkeklerde % 60 kadınlarda % 80) çalışmalar mevcuttur. Vitamin D için asıl kaynağımız güneş. D vitamini ihtiyacımızın yaklaşık %90'ı güneş ışınlarından sağlanır, geri kalan %10'u ise besinler aracılığı ile vücuda alınabilir.
Vitamin D yi güneş ışınlarımızın derimize temas etmesi ile elde ederiz ve güneş aracılığıyla elde ettiğimiz vitamin D vitamin ihtiyacımızın yüzde 90 nını karşılar. D vitamini, kolesterol kaynaklı bir molekül olan dehidrokolesterolün derimizin epidermis tabakasında ultraviyole ışınlarının etkisi ile deride sentez edilmesinden sonra karaciğer ve böbreklerde arka arkaya iki kez işlemden geçerek aktif hale gelir ve meşhur vitaminimiz 1,25 dihidroksi kolekalsiferol denen vitamin D3 oluşur. Bu arada sentez edilen D vitamininin bir kısmı en fazla yağ dokusunda olmak üzere depolanır. Genel olarak insanın yağ dokusunun 3-4 ay yetecek kadar D vitamini depolayabildiği bilinmektedir. Günümüz şartlarında özellikle de pandemide daha az güneşe maruz kalıp daha az dışarı çıkıp daha çok içeride vaktimizi geçirdiğimizden ve yaz aylarında bolca kullandığımız güneş koruyucularda D vitaviminin deriden sentezini engelleyen faktörlerden dolayı vitamin seviyelerimizde belirgin düşmeler oluşmaktadır.
Yüzler ve kollar açık şekilde güneşin geliş açısına bağlı olarak özellikle saat 11.00-15.00 arasında 20- 30 dakika güneşlenme sayesinde günlük yeterli oranda D vitamini üretilebilir. Sadece 1 hafta boyunca yeterli derecede güneş ışığına maruz kalma, 50 gün boyunca hiç güneş ışığına maruz kalmamayı telafi edebilir. Ancak özellikle Kasım-Şubat ayları arasında ülkemize gelen güneş ışınlarının geliş eğiminden dolayı cildimiz D vitamini sentezini yapamaz. Yani kişi güneşlense bile vücutta yeterli D vitamini oluşmaz.
Son dönemlerde yapılan çalışmalar Vitamin D nin sadece kemik metabolizmasını değil vücuttaki bütün sistemleri ilgilendiren bir vitamin olduğunu ve eksikliğinde birçok sistemi ilgilendiren hastalıklar ortaya çıkabildiğini göstermiştir. D vitamininin esas etki yeri olan bağırsaklar yanında meme, kemik iliği, sinir hücreleri, bağışıklık sistemi gibi bir çok dokuda reseptörü vardır ve bazı çalışmalarda 230 civarında genin çalışmasında D vitamininin rolü olduğu gösterilmiştir. D vitamini bağırsaklardan emilimini sağlayarak kandaki kalsiyum ve fosforun normal sınırlarda kalmasını sağlar. Kemikleri ve dişleri güçlendirir, kaslara güç verir. Eksikliğinde kas güçsüzlüğü ve ağrı olur. Devamlı yorgunluk ve vücudunda yaygın ağrısı olan hastalar mutlaka kanda D Vitamini düzeyine bakılmalıdır.
Pankreas bezinden insülin salgılanmasında düzenleyici olduğundan şeker hastaları için çok önemlidir.
D Vitamini meme, prostat, kolon rektum kanserleri gibi bazı kanserlerin, otoimmun hastalıkların, kalp hastalıkları ve diyabetin gelişimini önlemekte rolü büyüktür.
Savunma sistemimizi guclendirerek enfeksiyonlara karşı bizi korur. Multipl Skleroz, romotoid artrit, tiroidit, Crohn hastalığı gibi hastalıklardan korunmada gereklidir. Damarlarda kan basıncını düzenleyerek tansiyonu dengeler.
Depresyondan korur. Enfeksiyonlara karşı savunma sistemi için çok gerekli bir vitamindir. D vitamin eksikliğinde vücut kalsiyum dengesi
bozulacağından kemiklerdeki kalsiyum kana geçer ve kemikler zayıflar.
Kemik ağrıları, eklemlerde kireçleme, kırık oluşma riski artar. Kas gücü azalır. Yürüme, merdiven inip-çıkma zorlaşır. Dengede bozulma olup, düşme riski artar. Yorgunluk olur. Yaygın vücut ağrıları oluşur. Kemik erimesi ve kemiklerde kırılmaya yol açarak sakatlığa neden olabilir.
Diyabet, multiple sikleroz (MS), romatizmal hastalıklar, Crohn hastalığı, allerjik hastalıklar, sedef hastalığı gibi hastalıklarda vitamin d nin yeterli düzeyde olması büyük önem taşımaktadır. Meme, kolon,bağırsak ve pankreas ayrıca Kadın üreme organları ile ilgili kanserlere karşı korunmak yada tedavi sürecinin olumlu yönde ilerlemesi için D vitaminin gerekliliği anlaşılmıştır.
Kronik yorgunluk, genel vücut ağrıları, halsizlik, isteksizlik, unutkanlık, dengesizlik ellerde ayaklarda üşüme şikayetleri ve depresyon eğilimi olanlarda mutlaka vitamin d seviyesi bakılmalıdır. Yazın aldığımız D vitamini depoları kısa sürede tükenir. Sokakta yürürken elinize yüzünüze gelen güneş ışınları D vitamini ihtiyacınızı karşılamaya yetmez. Pencere camından 300 nm altındaki ultraviyole ışınlarının yüzde 90'ı geçemez. Bu yüzden cam arkasından güneşlenmenin D vitamini sentezinde katkısı çok sınırlıdır. D vitamini yiyecekler içinde en çok balıkta, sütte ve yumurtada bulunur.
Balıklardan en çok somon balığında bulunur. Ancak mesela 1 kğ Lüfer balığı (3000 IU D vitamini vardır.) yeseniz bile günlük vitamin ihtiyacınızı ancak karşılarsınız. Bir litre tam yağlı sütte yaklaşık 60 IU D vitamini vardır. Yağsız sütün D vitamini değeri ise sıfıra yakındır. D vitamini ihtiyacınızı karşılamak için her gün birkaç kova süt içmeniz gerekir. Özet olarak yiyeceklerle D vitamini ihtiyacını karşılamak mümkün değildir. Yaşlılar D vitamini eksikliği riski altındadır. Çünkü güneşte zaman geçirme olasılıkları düşüktür, ciltlerinde güneş ışığını D vitaminine çeviren daha az sayıda reseptör bulunur, besinlerden yeterli d vitamini emiliminde sorun çıkabilir. D vitamini daha çok yağ dokusunda depolandığından obes kimselerin daha çok vitamin ihtiyacı oluşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü yetişkin bireylerde kandaki D vitamini seviyesine bakılmaksızın 400-800 IU/ gün D vitaminini önermektedir. D vitamini düzeyinin 50-100 ng/ml artık normal seviye olarak kabul edilmektedir.
Uluslarası Osteoporoz Vakfı; 50 yaşın üzerinde veya menopoz dönemindeki kadınlarda kırıktan korunmak için günlük 1000 mg kalsiyum ve 800 IU D vitamini önermektedir. Sonuç olarak yeterli düzeyde açık havaya çıkmadığımız ve güneşi görmediğimiz şu pandemi döneminde vitamin d takviyesi alınması hem fiziksel hem de ruh sağlığımız açısından zaruri hale gelmiştir. Ancak D vitamini alırken yiyeceklerden yeterli derecede kalsiyum alıp almadığımıza dikkat etmek zorundayız. D vitamini , yeterli kalsiyum alınmadığında kan kalsiyum seviyesini normalde tutabilmek için kemiklerden kalsiyum çekecek ve kemiklerin zayıflamasına sebep olacaktır.
Bu yüzden vitamin d takviyesi alırken gerekirse günlük 1 gr kalsiyum takviyesi de almakta fayda vardır. Vitamin D nin faydasını artırmak için K vitamini ile birlikte alınması ise en doğrusudur. Yağda eriyen bir vitamin olduğu için D Vitamininin alınması için en uygun zaman yemek sonrası özellikle de kahvaltı sonrasıdır. Şunu da unutmamak lazım ki d vitamininin fazla olan kısmı vücuttan atılmayıp depolandığından fazlası zarardır. Gereksiz ve yüksek dozda alınan D vitamini, kalsiyum yüksekliğine ve böbreklerde kalsiyum çökmesine neden olur. Kan kalsiyum düzeyinin yükselmesi ayrıca iştahsızlık, halsizlik, kabızlık, reflü gibi bulgulara neden olmaktadır.
Dr. Ali Konukseven / diğer yazıları
- Bayram şifadır / 21.04.2023
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022