logo
27 KASIM 2025


ABD'nin Müslüman Kardeşler kararı ve Türkiye'nin zorunlu diplomatik dengesi

27.11.2025 00:00:00
Son dönemde ABD yönetimi, Müslüman Kardeşler hareketinin bazı şubeleri hakkında "terör örgütü" sınıflandırmasına yönelik resmi bir değerlendirme süreci başlattığını duyurdu. Bu açıklama, hareketin tamamını değil; belirli yapılanmalarını hedef alan ve çeşitli güvenlik gerekçelerine dayandırılan bir yaklaşımı ifade ediyor. Washington yönetimi, bazı şubelerin şiddetle bağlantılı olduğu iddiasıyla bu adımı attığını söylerken, kararın nihai şeklinin nasıl olacağı halen belirsizliğini koruyor.
 
Bu gelişme, yalnızca ABD'nin güvenlik politikası açısından değil, Ortadoğu'nun siyasi dengeleri ve uluslararası ilişkilerin yönü açısından da önemli bir başlık haline geldi. Çünkü Müslüman Kardeşler, farklı ülkelerde farklı biçimlerde konumlanan, kimi yerlerde siyasi parti, kimi yerlerde sosyal hareket, kimi bölgelerde ise yeraltına itilmiş bir toplumsal ağ olarak görülüyor. Dolayısıyla hareketle ilgili alınacak her karar, doğal olarak geniş bir coğrafyayı etkiliyor.
 
Türkiye açısından bakıldığında ise konu daha da hassas bir boyut taşıyor. Ankara uzun süredir bölgedeki toplumsal hareketleri, siyasi dönüşümleri ve halk iradesini öne çıkaran bir söylem geliştirmiş durumda. Bu nedenle ABD'nin attığı adımın, Türkiye'nin dış politika hesapları üzerinde doğal etkiler yaratması kaçınılmaz.
 

ABD'nin kararı neyi ifade ediyor?

 
ABD'nin attığı adımın iki yönü var. Birincisi, Washington'un güvenlik perspektifinde Müslüman Kardeşler'in belirli şubelerinin daha yakından incelemeye alınması. Bu, şiddetle bağlantı olduğu iddia edilen yapılanmaların hedef alındığını gösteriyor.
 
İkinci yön ise siyasi. Çünkü böyle bir sınıflandırma, yalnızca güvenlik raporlarına veya istihbarat değerlendirmelerine değil, aynı zamanda ABD'nin bölgesel ittifaklarına, diplomatik önceliklerine ve jeopolitik tavrına da dayanıyor. Yani karar, teknik bir güvenlik hamlesi olmanın ötesinde siyasi bir mesaj niteliği de taşıyor.
 

Türkiye bu gelişmeyi nasıl okuyabilir?

 
Türkiye'nin konuya yaklaşımı, tamamen ulusal çıkar dengesi üzerinden şekillenmek zorunda. Zira hareketle doğrudan ideolojik bir ilişki kurulmamış olsa bile, Türkiye'nin bölgesel politikaları zaman zaman Müslüman Kardeşler çizgisine yakın kesimlerle benzer toplumsal dinamiklere temas edebiliyor. Bu durum da ABD'nin attığı adımı Türkiye açısından doğrudan bir "dış politika meselesi" haline getiriyor.
 
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tabloyu üç başlık altında özetlemek mümkün:
 

1. Diplomatik denge ihtiyacı

 
Türkiye ve ABD, NATO müttefiki olmalarına rağmen zaman zaman farklı bölgesel öncelikler belirliyor. Bu nedenle Washington'un Müslüman Kardeşler'e yönelik bu yeni pozisyonu, iki ülke arasında yeni bir tartışma başlığı oluşturabilir.
 
Ankara'nın bu konuda dikkat etmesi gereken temel nokta, konuyu ideolojik bir zemine çekmeden akılcı ve dengeli bir diplomasi yürütmek olacaktır. Türkiye'nin uzun süredir savunduğu prensip, ülkelerin iç siyasi tercihlerini halklarının belirlemesi yönündedir. Bu çerçevede Ankara, bir yandan ABD ile ilişkilerini korurken, diğer yandan bölgesel aktörlerle geliştirdiği temaslara zarar vermeyecek bir dil kullanmak zorundadır.
 

2. Bölgesel rol ve jeopolitik sınav

 
Orta Doğu'da güç dengeleri hızla değişiyor. Bu ortamda Türkiye, uzun süredir "çok yönlü diplomasi" politikası izlemeye çalışıyor. ABD'nin attığı bu adım ise Türkiye'nin bu denge politikasını test eden gelişmelerden biri olarak görülebilir.
 
Türkiye'nin hedefi, bölgesel sorunlarda diyalog kurabilen, mümkün olduğunca taraflar arasında köprü olabilen bir aktör olmaktır. Bu yaklaşım, tek kutuplu bir duruş yerine çok boyutlu bir diplomasi gerektiriyor. Dolayısıyla ABD'nin kararı, Ankara'nın kendi bölgesel vizyonunu yeniden gözden geçirmesini değil; tam tersine bu vizyonu daha dikkatle uygulamasını zorunlu kılıyor.
 

3. Ekonomik ve hukuki yansımalar

 
ABD'nin terör listesine aldığı ya da almayı değerlendirdiği her yapı için uluslararası bankacılık sistemi, finansal işlemler ve iş bağlantıları üzerinde etkiler doğabilir. Türkiye açısından bu etkiler, ancak hareketle bağlantılı kişi veya kurumlar hedef alınırsa somutlaşabilir.
 
Bu nedenle Ankara'nın, herhangi bir risk doğmadan önce süreci yakından izlemesi ve ekonomik kurumlarını bilgilendirmesi diplomatik açıdan olduğu kadar ekonomik açıdan da önem taşıyor.
 

Soğukkanlı bir diplomasi zorunluluğu

 
Türkiye için bu mesele yalnızca bir ideolojik tartışma değildir. Aksine, doğrudan diplomasi, ekonomi ve bölgesel stratejiyle bağlantılı bir test niteliği taşımaktadır. ABD'nin verdiği kararın ilerleyen dönemde nasıl şekilleneceği belirsizliğini korurken, Ankara'nın soğukkanlı ve çok yönlü bir yaklaşım geliştirmesi hem bölgesel konumunu koruması hem de uluslararası ilişkilerde istikrar sağlaması açısından kritik önem taşıyor.
 
Türkiye bu süreci dikkatli yönetirse hem kendi duruşunu netleştirebilir hem de bölgesel etkisini güçlendirebilir. Bugünün uluslararası ortamında gerçek başarı, ideolojik reflekslerle değil; stratejik akılla ve dengeli diplomasiyle hareket edebilmekten geçiyor.
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Cem Bürüç / diğer yazıları
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
Acillerde 'Gıda zehirlenmesi endişesi' hareketliliği
"Başvurularımız yoğunlaştı"
Dünyanın en aktif yanardağı patladı
Lavlar 120 metre yüksekliğe ulaştı
İslam dünyasının unuttuğu Müslümanların çilesi bitmiyor
Gazze'de yoğun yağış nedeniyle çadırları su bastı
Trump, Maduro ile görüşmeye kapıyı açık bıraktı
"İşleri kolay yoldan halledebilirsek bu harika olur"
ABD'de Türk bilim insanı Dölek serbest bırakıldı
Tutuksuz yargılanacak
BM yeni genel sekreterini belirleyecek
Guterres'in görev süresi 31 Aralık'ta doluyor
Şanlıurfa Adliyesinde patlama yaşandı
1 personel yaralandı
Galatasaray bunu beklemiyordu
Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez yenildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan
'Kadına ve çocuğa şiddet insanlık suçudur'
Kızıltepe’de vahşet
Anne-baba ve 5 yaşındaki çocukları evlerinde katledildi
Balıklı Rum Hastanesi'ne "sahte reçete" soruşturması
3 şüpheli tutuklandı
İlaçtan zehirlenmişler
4 kişilik aile yok olmuştu
Mesai arkadaşını rehin almıştı
Üniversitede rehine operasyonu
Lübnan Rumlarla anlaştı
Doğu Akdeniz'de kritik adım
'Teröristi övmek suçtur'
BTP'den İmralı açıklaması
Acillerde 'Gıda zehirlenmesi endişesi' hareketliliği
"Başvurularımız yoğunlaştı"
Dünyanın en aktif yanardağı patladı
Lavlar 120 metre yüksekliğe ulaştı
İslam dünyasının unuttuğu Müslümanların çilesi bitmiyor
Gazze'de yoğun yağış nedeniyle çadırları su bastı
Trump, Maduro ile görüşmeye kapıyı açık bıraktı
"İşleri kolay yoldan halledebilirsek bu harika olur"
ABD'de Türk bilim insanı Dölek serbest bırakıldı
Tutuksuz yargılanacak
BM yeni genel sekreterini belirleyecek
Guterres'in görev süresi 31 Aralık'ta doluyor
Şanlıurfa Adliyesinde patlama yaşandı
1 personel yaralandı
Galatasaray bunu beklemiyordu
Şampiyonlar Ligi'nde 2. kez yenildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan
'Kadına ve çocuğa şiddet insanlık suçudur'
Kızıltepe’de vahşet
Anne-baba ve 5 yaşındaki çocukları evlerinde katledildi
Balıklı Rum Hastanesi'ne "sahte reçete" soruşturması
3 şüpheli tutuklandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.