Bugünkü yazımızda da Sevgili Peygamberimizin (salat ve selam O'nun ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun) önce bizlere ve de insanlığa örnek olması gereken bazı vasıflarını beraberce hatırlayalım!
Onun kalbi, insan sevgisiyle doluydu. Çocukları sever onları sıkça okşardı.
Bir topluma girdiğinde boş bulduğu yere otururdu. Ayaklarını hiç bir zaman başkalarına doğru uzatmazdı.
Peygamberimiz daima güler yüzlü ve tatlı dilliydi. Kimsenin sözünü kesmez, dinlemeyi bilirdi.
Biri hakkında bir şey duyduğu zaman, isim verip de 'falanca neden böyle yapıyor?' demezdi. 'İnsanlar neden böyle yapıyorlar?' buyururdu. Başkalarının kusurlarını yüzlerine vurmazdı.
Peygamberimiz bedenini ve giysilerini temiz tutar, sade yaşardı. Diş temizliğine son derece önem verirdi.
Doğru sözlüydü. Verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi.
İnsanların en cömerdiydi. Bir şey isteyeni geri çevirmezdi. Ben sadece dağıtıcıyım, veren ancak Allah'tır, derdi.
Her daim sade yaşamayı tercih etmiştir. Başkalarına yük olmazdı. İsraf O'nun yakınlarına bile uğrayamazdı.
Yaşlılara karşı saygıda kusur etmez küçükleri sever ve şefkat gösterirdi. Hastalara önem verir, ziyaretlerine giderdi. Misafire önem verir, onlara kendi hizmet ederdi.
Kötü söz sarf etmez, kimse ile çekişmezdi. Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı. Kimsenin kusurunu aramazdı. Her zaman sulh yolunu tutardı. Affedici idi. İntikam almazdı.
Ağırbaşlıydı. Dünya işleri için kızmazdı. Ümitsizliğe düşürmezdi.
Az konuşur, çok düşünürdü. Konuşurken adeta çevresindekileri kuşatırdı. Kelimeleri tane tane ve inci gibi idi. Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dinlerdi. Kimseye hakkında hayırlı olmayan bir söz söylemezdi.
Tebessüm etmeden katiyen konuşmazdı. Kahkaha ile gülmezdi. Bir şeyi üç kere söylediği zaman artık bir daha söylemezdi.
Bir topluluk içersinde oradakiler bir şeye gülerse O da güler bir şeye hayret ederlerse O da hayret ederdi. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi. Aşırı övgüden rahatsız olurdu.
Sıradan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı. Fakirlere özel ilgi gösterirdi. Kendisinden bir şey istendiğinde asla hayır demezdi.
Kimseyi kınamazdı. Arkasından konuşmazdı. Düşmanlarını bile affeder, her daim yumuşak davranırdı.
Aksırdığı zaman elini ya da elbisesini ağzına koyar, sesini alçaltırdı.
Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü. İki yalına salınmaz, adımlarını geniş atardı. Yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilerek vakar ve sükunetle yürürdü.
Kadınlara herkesten çok yumuşak davranır, ev işlerinde yardım eder, neşelenir ve devamlı gülümserdi.
Ramazanda daha fazla ibadete yönelir, gecesini ihya eder, ailesini de uyandırırdı.
Dua ettiği zaman önce kendinden başlardı. Dua ettiği zaman ellerini kaldırır, sonra ellerini yüzüne sürerdi.
Bir cenazede bulunduğunda çok sükût ederdi. Ölüm ve kabir hallerini düşünürdü.
Herhangi bir şeyi veya olayı uğursuz saymazdı. Lakin güzel söz dinlediği zaman ondan hoşlanırdı.
Beş şeyden Rabbi'ne sığınırdı. Korkaklık, cimrilik, kötü yaşantı, kalp fitnesi ve kabir azabı.
Özetle hayata dair mükemmel olan ne varsa hepsi Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.a) şahsında hayat bulmuş ve fiiliyata geçmiştir.
Rabbim! O'nu layıkıyla anlayıp, tabi olmayı ve varisimdir, dediği dostlarıyla beraber olmayı cümlemize nasip eylesin.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.a) adeta günümüzü ve bizleri anlatan bir sözüyle bitirelim:
"Ümmetimin üzerine öyle bir zaman gelecek ki sünnetim unutulacak, bidatler ortaya çıkacaktır. Kim, Benim sünnetime tabi olursa tek başına kalacaktır. Kim bidatleri uygularsa elliden fazla dostu olacaktır."
Ashap; "Ey Allah'ın Resulü! Onların içinde bizden daha faziletlileri olacak mı?"diye sordu?
"Evet."
"Peki, seni gördüler mi?"
"Hayır! Onlar, o zaman suyun içindeki tuz gibi olacaktır. Kalpleri suyun içindeki tuz gibi eriyecektir.
"Peki, o zaman nasıl yaşayacaklardır?"
"Ağaçtaki kurt gibi yaşarlar."
"Dinlerini nasıl muhafaza ederler?
"Avuçtaki kor gibidir. Elinden atsan söner, tutsan elini yakar" buyurdu." (Abdüllatif Tercümesi sh:195)
Onun kalbi, insan sevgisiyle doluydu. Çocukları sever onları sıkça okşardı.
Bir topluma girdiğinde boş bulduğu yere otururdu. Ayaklarını hiç bir zaman başkalarına doğru uzatmazdı.
Peygamberimiz daima güler yüzlü ve tatlı dilliydi. Kimsenin sözünü kesmez, dinlemeyi bilirdi.
Biri hakkında bir şey duyduğu zaman, isim verip de 'falanca neden böyle yapıyor?' demezdi. 'İnsanlar neden böyle yapıyorlar?' buyururdu. Başkalarının kusurlarını yüzlerine vurmazdı.
Peygamberimiz bedenini ve giysilerini temiz tutar, sade yaşardı. Diş temizliğine son derece önem verirdi.
Doğru sözlüydü. Verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi.
İnsanların en cömerdiydi. Bir şey isteyeni geri çevirmezdi. Ben sadece dağıtıcıyım, veren ancak Allah'tır, derdi.
Her daim sade yaşamayı tercih etmiştir. Başkalarına yük olmazdı. İsraf O'nun yakınlarına bile uğrayamazdı.
Yaşlılara karşı saygıda kusur etmez küçükleri sever ve şefkat gösterirdi. Hastalara önem verir, ziyaretlerine giderdi. Misafire önem verir, onlara kendi hizmet ederdi.
Kötü söz sarf etmez, kimse ile çekişmezdi. Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı. Kimsenin kusurunu aramazdı. Her zaman sulh yolunu tutardı. Affedici idi. İntikam almazdı.
Ağırbaşlıydı. Dünya işleri için kızmazdı. Ümitsizliğe düşürmezdi.
Az konuşur, çok düşünürdü. Konuşurken adeta çevresindekileri kuşatırdı. Kelimeleri tane tane ve inci gibi idi. Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dinlerdi. Kimseye hakkında hayırlı olmayan bir söz söylemezdi.
Tebessüm etmeden katiyen konuşmazdı. Kahkaha ile gülmezdi. Bir şeyi üç kere söylediği zaman artık bir daha söylemezdi.
Bir topluluk içersinde oradakiler bir şeye gülerse O da güler bir şeye hayret ederlerse O da hayret ederdi. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmezdi. Aşırı övgüden rahatsız olurdu.
Sıradan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı. Fakirlere özel ilgi gösterirdi. Kendisinden bir şey istendiğinde asla hayır demezdi.
Kimseyi kınamazdı. Arkasından konuşmazdı. Düşmanlarını bile affeder, her daim yumuşak davranırdı.
Aksırdığı zaman elini ya da elbisesini ağzına koyar, sesini alçaltırdı.
Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü. İki yalına salınmaz, adımlarını geniş atardı. Yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilerek vakar ve sükunetle yürürdü.
Kadınlara herkesten çok yumuşak davranır, ev işlerinde yardım eder, neşelenir ve devamlı gülümserdi.
Ramazanda daha fazla ibadete yönelir, gecesini ihya eder, ailesini de uyandırırdı.
Dua ettiği zaman önce kendinden başlardı. Dua ettiği zaman ellerini kaldırır, sonra ellerini yüzüne sürerdi.
Bir cenazede bulunduğunda çok sükût ederdi. Ölüm ve kabir hallerini düşünürdü.
Herhangi bir şeyi veya olayı uğursuz saymazdı. Lakin güzel söz dinlediği zaman ondan hoşlanırdı.
Beş şeyden Rabbi'ne sığınırdı. Korkaklık, cimrilik, kötü yaşantı, kalp fitnesi ve kabir azabı.
Özetle hayata dair mükemmel olan ne varsa hepsi Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.a) şahsında hayat bulmuş ve fiiliyata geçmiştir.
Rabbim! O'nu layıkıyla anlayıp, tabi olmayı ve varisimdir, dediği dostlarıyla beraber olmayı cümlemize nasip eylesin.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.a) adeta günümüzü ve bizleri anlatan bir sözüyle bitirelim:
"Ümmetimin üzerine öyle bir zaman gelecek ki sünnetim unutulacak, bidatler ortaya çıkacaktır. Kim, Benim sünnetime tabi olursa tek başına kalacaktır. Kim bidatleri uygularsa elliden fazla dostu olacaktır."
Ashap; "Ey Allah'ın Resulü! Onların içinde bizden daha faziletlileri olacak mı?"diye sordu?
"Evet."
"Peki, seni gördüler mi?"
"Hayır! Onlar, o zaman suyun içindeki tuz gibi olacaktır. Kalpleri suyun içindeki tuz gibi eriyecektir.
"Peki, o zaman nasıl yaşayacaklardır?"
"Ağaçtaki kurt gibi yaşarlar."
"Dinlerini nasıl muhafaza ederler?
"Avuçtaki kor gibidir. Elinden atsan söner, tutsan elini yakar" buyurdu." (Abdüllatif Tercümesi sh:195)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- NATO toplantısı öncesi ve sonrası / 27.06.2025
- İsrail, ABD-İran savaşından 15 ders / 26.06.2025
- Türkiye, BOP’un neresinde? / 24.06.2025
- TBMM’deki rezalet BOP’un parçasıdır / 23.06.2025