Önceki gün Almanya'da 43'üncüsü düzenlenen Münih Güvenlik zirvesine, Rusya Devlet Başkanı Putin'in konuşması damgasını vurdu. Putin, özellikle ABD'ye karşı oldukça sert ve ağır bir dil kullandı. ABD'nin Afganistan ve Irak hezimetlerine rağmen İran'a bilendiği ve Rusya'nın hinterlandındaki Avrasya coğrafyasına sızma girişimlerini yoğunlaştırdığı bir zaman diliminde Rus lider Putin'in "tek kutuplu dünyayı" yerden yere vurduğu konuşması gerçekten "tarihi" sayılabilecek nitelikteydi. Peki Putin ne dedi? Kısaca aktaralım:
"ABD dünyada istediğini yapabileceğini sanıyor; tehlikeli bir biçimde güç kullanıyor... Kimse kendini emniyette hissetmiyor ve nükleer silah edinmek istiyor.Tek kutuplu dünya ne demek? Bu kavramı ne kadar süslerseniz süsleyin, bu dünyada tek bir güç merkezinin, tek bir kuvvetin, tek bir patron olması demek. Bu demokratik değil, bazıları bize demokrasi dersi veriyor. Ancak demokrasiyi kendileri öğrenmek istemiyor.Füze kalkanı kurma nedenleri ikna edici değil. Biz de kendi güvenliğimiz için önlem alırız. Bu da silahlanma yarışını başlatır.Dünyanın tek efendisi siz olamazsınız. Bu yönde ısrarınız devam ederse gezegenimiz daha güvenli olmayacağı gibi, eninde sonunda faturayı siz ödersiniz.Son yıllarda ABD politikalarında gözlenen tek kutuplu dünya yaratma çalışmalarını tedirginlikle izliyorum. Bir ülke kendi kurallarını geride kalan dünyaya sanki iç düzeniymiş gibi kabul ettirmeye çalışırsa huzur ve istikrar değil sorun bekleyin. Çağdaş dünyamızda tek efendi fikri mümkün olmadığı gibi kabul edilemez de."
Putin'in bu açıklamaları yapmak için seçtiği zamanlama ve mekan oldukça anlamlı. Aynı zamanda kullandığı cümleler ve vurguları da, yeni bir sürecin başlayacağının işareti olduğu gibi, bu yeni sürecin bir hazırlık evresi olduğunu gösteriyor. Putin geçtiğimiz yıllara göre elini oldukça güçlendirdi. Özellikle petrol ve doğalgaz konusunda başta Avrupa olmak üzere dünyanın önemli bir bölümünü kendisine bağımlı hale getirdi. Bunun yanısıra ABD'nin ısrarla sarkmaya çalıştığı Avrasya coğrafyasında, yaptığı kritik hamlelerle bu sarkmayı minimize etti. ABD'nin "çevreleme" politikası her defasında akim bırakıldığı gibi, ABD'nin Ortadoğu'daki başarısızlıkları da Rusya'nın elini güçlendirdi. Özellikle İran konusunda, ABD'ye karşı Çin ile birlikte ciddi bir tepki koyarak, ABD'ye "istediğin gibi at koşturamazsın"mesajını etkili bir biçimde ve tüm dünyanın anlayacağı şekilde verdi.ABD cephesi ise, Başkan Bush'un, Putin'le samimi görünme pozlarına ve yapmacık gülüşlerine karşın, Rusya cephesindeki bu sağlam duruş ve etkili yükselişi büyük bir tedirginlikle izlemek zorunda kaldı. Özellikle de petrol ve doğalgaz gibi yeni dünyanın en etkili silahlarını Rusya'nın ustaca kullanıp ülkeleri dize getirmesini bîçare bir şekilde seyrettiler.
Putin şimdi de ABD ve İsrail'in rahatça top koşturduklarını sandıkları Ortadoğu'ya el atmaya başladı. Putin'in, Suudi Arabistan, Ürdün ve Katar'ı kapsayan 3 günlük Ortadoğu turunu bu bağlamda değerlendirebiliriz.Putin'in Almanya'da yaptığı etkili konuşmanın şokundan ayılamamış olan ABD, Rusya'nın yeni hamlelerine hazır olsun. Başta Rusya olmak üzere dünyada yeni güç dengelerinin oluştuğunu ve bu güç dengelerinin onyıllardır devam eden "güç depolama" aşamasından, kendini gösterme aşamasına geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.ABD için kâbus dolu yıllar başlıyor...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012