6 Temmuz 1917 günü Rayştang'da (Alman Meclisi) Erzberger'in konuşması çok etkili olur. Bütün partiler 1914 den beri özlemini çektikleri, insanoğlunun en güzel duygusu olan barışı benimsemişlerdi. Sonuçta Başbakan Betman-Holveg'de bu düşünceye katılır. Yalnız onun kafasındaki barış düşüncesi, sermaye gurubunun benimsediği barıştı. Geniş halk kitlelerinin arzuladığı barış ise Başkomutan ve Genelkurmay başkanının açık bir şekilde ifade ettiği demokrasiye dayalı bir barıştı. Rayştang'da gelişen bu farklı iki barış düşüncesine göre Başkomutan Hindenburg, Genelkurmaylıkta bir rapor hazırlayarak Lüdendorf ile beraber Kayser'in makamına gelir. Hazırladıkları raporu takdim ederler. Raporda, Başbakan Betman-Holveg'in savunduğu barış düşüncesine göre kabul edilecek bir Barış ordunun saldırı gücünü ve dayanma yeteneğini sarsacağını Kayser'e anlatmak istiyorlardı. Fakat Kayser bu konu meclisin bileceği, karar vereceği siyasi bir konudur der ve askerin karışmasını önler. Kayser, asker ile hükümetin arasını bulmak için Betman-Holveg'i çağırır. Sağlam bir barışın hazırlanması için çalışmaya başlamalarını ister. Fakat Hindenburg ile Lüdendorf biz Başbakanla birlikte çalışamayız derler ve Kayser'e istifalarını bildirirler. Gelişen bu olay karşısında Betman Holveg, geniş halk kitlelerinin ordu ve Genelkurmaylığa karşı saygısını ve güvenin, düşünerek kendisinin görevden ayrılacağını söyleyerek istifa dilekçesini Kayser'e verir. Bu olay üzerine Kayser Mareşal Hindenburg ve General Lüdendorf'u çağırarak görevlerine devam etmelerini ister. Halk ve asker, başarıları ile tanınan eski Başbakanlardan Prens Bülow'un görevlendirileceğini ümit ederler. Kayser onu değil Prusya İaşe Müsteşarı MİHAELİS'İ Başbakanlığa getirir. Dürüst ve çalışkan bir insandır. Yeni Başbakan Mihaelis göreve başlar başlamaz hemen Parti temsilcileri ile ve Genelkurmay yetkilileri ile görüşmeler yapar. Bu görüşmeler sonrasında Rayştang'da milletvekilleri arasında ve yine Rayştang ile Genelkurmaylık yetkilileri arasında savaş haline rağmen görüş birliğinin olmadığını görür. Ona göre ülkedeki genel huzursuzluğun bundan kaynaklandığını gören Başbakan 12-14 Temmuz 1917 tarihleri arsında Parti temsilcileri ve Genelkurmaylık yetkilileri ile ortak bir toplantı yaparak aradaki düşünce kopukluklarını gidermeye çalışarak ortak düşüncelerin savunulmasını sağlamaya çalışır. Bu toplantıda Başkomutan Hindenburg'un isteği ile kürsüye gelen Genelkurmay Başkanı Lüdendorf, ordunun durumu ve savaşla ilgili olarak Parti temsilcilerini bilgilendirmek için şunları söyler: Önce 1 Temmuz 1917 de başlayıp epey başarılı görülen Rus saldırısını anar. Rus'ların karşısında iyi komuta edilmeyen Avusturya Slavlarından kurulan birlikler bulunduğunu, Rus ordusunda ise saldıranların daha önce Rusya tarafına geçmiş yine Avusturyalı Slavlar olduğunu anlatır ve komutada değişiklik yapıldığını söyler. Batıda sağlam duruyoruz, der ve Amerikan ordusu için şu yolda konuşur: Amerikalılardan korkmuyoruz. Onlar uçak ve havacı verecekler. Önemli nitelikte asker taşımak için yeterli gemi yoktur. Bu günden onların gelebilecekleri güne kadar, Mart 1918 de umarız ki Denizaltılarımız İngiltere'yi barışa zorlamış olacaklardır. Alman sosyalistlerin önderlerinden Şeydeman söz isteyerek şunları söyler: Amansız Denizaltı savaşına girişilirken İngiltere'nin Temmuz 1917 sonunda barış dilemek zorunluluğunda bulunacağı söylenilmişken, şimdi bu sürenin sonuna yaklaşırken iş gelecek Mart ayına yani yedi, sekiz ay sonraya bırakılmaktadır. General Lüdendorf'un kesin bir inançla verdiği bilgilerden savaşın bir yıl daha sürmesi bizi çok şaşırtmıştır. Hindenburg ve Lüdendorf'dan ülkenin iç durumu üzerinde durup durmadıklarını sorarak, her gün fabrikalarda işçilerin açlık yüzünden baygınlık geçirenler olduğunu, posta dağıtıcılığı yapan kadınların merdivenlerde bayıldıklarını, açlığı, sefaleti, pahalılığı, savaş kayıplarının doğurduğu acıları, Pangermanist savaş amaçları yüzünden halkça duyulan kızgınlığı, yakında hiçbir sonucun görülmemesini, tüm olarak ayaklanma duygusu yaratan umutsuzluğu ve kar düşünceleri anar. Bunun arkasından Rayştang'da alınması gereken kararı söyleyerek, onun dışarıda ve hele Rusya'da ve yurt içinde yapacağı etiler üzerinde durur. Şeydeman'dan sonra Başkomutan Hindenburg söz isteyerek şunları söyler: Hindenburg, kürsüde anlatılanların kendisini çok etkilediğini, ancak bunların çözüm yollarına matematikimsi bir biçimde yapışmanın düşünülmediğini, bunun imkansız bulunduğunu, her halde tespit edilen savaş amaçlarının şuursuzca olduğunu, henüz ele geçirilmemiş olan bir takım ülkeleri Almanya'ya katmak amacını güttüğünü söyler. Kısacası yeni hükümetin emperyalist amaçlardan ve ülkeleri katmaktan vazgeçerse barışın kısa zamanda gelebileceğini Ümit eder. Hindenburg konuşmasında biraz da sermaye temsilcilerinin Emperyalist savaş amaçlarından uzaklaşmaları için uyarır. Sonuçta Parti temsilcileri ülke ve devletin varlığı için düşünce birliğini benimserler. 19 Temmuz 1917 günü Rayştang'da yapılan görüşmeler sonucunda, Emperyalist amaçlardan vazgeçen üyeler, 17 çekimser oya ve 116 karşı oya karşı 214 oyla BARIŞ KARARI ALIR. Bu gün ülkemizde, Sayın Başbakanımız da diktatörce davranışlarında vazgeçerek, yalnız sermayedarlarla değil tüm halk kitleleri ile kaynaşarak halkça bir yönetimle yönetiliriz, ülkemizde bölünmeyi önleyerek toplumsal barışı sağlarız.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011