BTP Genel Başkan Yardımcısı Erimhan, "Kıbrıs ve Patrikhane eksenli gelişmelere2 dikkat çekerek, "Eğer bugün Türkiye tüm kırmızı çizgilerinden nokta atışıyla vurulmuşsa, bunun sebebi, bu sonuca destek veren bir hükümetin Ankara'da oturuyor olmasıdır" dedi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, "AB masaya oturmak için dahi Kıbrıs'ı tanıyın diyor, ABD Büyükelçisi ise ekümenik kartvizitli davetiyelerle toplantılar düzenliyor" diyerek, "Bunlar bir tesadüf değil, hükümet Brüksel ve Washington'la işbirliği halinde" dedi. Erimhan, "Washington-Brüksel bu kadar atak ve cesur çünkü Ankara'da onların hükümeti var" şeklinde yaptığı basın açıklamasına şu sözlerle devam etti:
Kıbrıs'ı verdiler
Avrupa Birliği bütün olarak net ve kendi içinde tutarlı bir yaklaşımla Türkiye'ye yönelik tavrını ortaya koymaktadır. 17 Aralık öncesinde basına sızdırılan taslak metin, Türkiye'ye bir kez daha "AB'nin taleplerini ve AB'nin ne olduğunu" göstermektedir.
Brüksel'in verdiği mesaj Kıbrıs'la başlayacak bir talepler ve tavizler listesinin Türkiye'nin önüne kaçınılmaz bir şekilde konulacağıdır.
Hükümetin ortaya koyduğu tavır maalesef "tüm bu isteklerin kabul edileceği ve fakat bunun mümkünse takvimden sonra gündeme getirilmesidir."
Dikkat edilecek olursa, hükümetten yapılan açıklamaların hiçbirisinde, "Türkiye'nin II. Sevr'i olacak bu isteklere itiraz yoktur. Tek sıkıntı bunun halka maledilmesi konusunda hükümete zaman tanınması ile ilgilidir."
Patrik ekümen oldu
Maalesef hükümetin bu işbirlikçi ve her türlü tavize hazır tutumu nedeniyle Türkiye'nin tüm kırmızı çizgileri yerle bir edilme sürecindedir. İşte "AB takvimi ile Kıbrıs arasında kurulan bağlantı, ABD Büyükelçisi'nin Ankara'nın göbeğinde verdiği yemeğe Patriği "ekümenik" sıfatıyla davet etmesi noktasında da yaşanmaktadır.
ABD Büyükelçisi'ni bu kadar cesur kılan şey, Ankara'da buna itiraz edecek bir iradenin olmamasıdır. O sebeple Edelman Patriği "ekümenik" sıfatıyla büyükelçilik programa davet edebilmektedir.
Dikkat edilirse hükümet göstermelik bir şekilde kamu görevlilerine "programa katılmasın" demekte, ama Büyükelçi için bir çift söz söylemektedir.
Eğer yapılan şeyin yanlış olduğuna inanıyorsa hükümet acaba niçin bay Edelman Dışişlerine çağrılmamaktadır.
Hedef Türkiye
Görünen o ki ortada büyük bir tiyatro var. Hükümet Brüksel ve Washington'la elele Türkiye'yi tüketecek, Türkiye'yi bitirecek bir limana doğru bu milleti sürüklüyor.
Bu hız ve gidişatla son Türk devleti ve Cumhuriyeti birkaç yıllık ömürle hayata veda edecektir. Durum bu kadar ciddi, tehlike bu kadar büyüktür.
Maalesef BTP'nin kuruluş gerekçesi olan bütün gerekçeler bugün tek tek bu hükümet marifetiyle hayata geçiriliyor. Türk'ün "fitne yuvası" dediği Patrikhane, 1974'de 10 bin şehit verdiğimiz Kıbrıs bu sürecin sadece başlangıcıdır. Bu kötü süreçte Türkiye'nin tarih sahnesine gömülmesi sözkonusudur.
Kıbrıs'ı verdiler
Avrupa Birliği bütün olarak net ve kendi içinde tutarlı bir yaklaşımla Türkiye'ye yönelik tavrını ortaya koymaktadır. 17 Aralık öncesinde basına sızdırılan taslak metin, Türkiye'ye bir kez daha "AB'nin taleplerini ve AB'nin ne olduğunu" göstermektedir.
Brüksel'in verdiği mesaj Kıbrıs'la başlayacak bir talepler ve tavizler listesinin Türkiye'nin önüne kaçınılmaz bir şekilde konulacağıdır.
Hükümetin ortaya koyduğu tavır maalesef "tüm bu isteklerin kabul edileceği ve fakat bunun mümkünse takvimden sonra gündeme getirilmesidir."
Dikkat edilecek olursa, hükümetten yapılan açıklamaların hiçbirisinde, "Türkiye'nin II. Sevr'i olacak bu isteklere itiraz yoktur. Tek sıkıntı bunun halka maledilmesi konusunda hükümete zaman tanınması ile ilgilidir."
Patrik ekümen oldu
Maalesef hükümetin bu işbirlikçi ve her türlü tavize hazır tutumu nedeniyle Türkiye'nin tüm kırmızı çizgileri yerle bir edilme sürecindedir. İşte "AB takvimi ile Kıbrıs arasında kurulan bağlantı, ABD Büyükelçisi'nin Ankara'nın göbeğinde verdiği yemeğe Patriği "ekümenik" sıfatıyla davet etmesi noktasında da yaşanmaktadır.
ABD Büyükelçisi'ni bu kadar cesur kılan şey, Ankara'da buna itiraz edecek bir iradenin olmamasıdır. O sebeple Edelman Patriği "ekümenik" sıfatıyla büyükelçilik programa davet edebilmektedir.
Dikkat edilirse hükümet göstermelik bir şekilde kamu görevlilerine "programa katılmasın" demekte, ama Büyükelçi için bir çift söz söylemektedir.
Eğer yapılan şeyin yanlış olduğuna inanıyorsa hükümet acaba niçin bay Edelman Dışişlerine çağrılmamaktadır.
Hedef Türkiye
Görünen o ki ortada büyük bir tiyatro var. Hükümet Brüksel ve Washington'la elele Türkiye'yi tüketecek, Türkiye'yi bitirecek bir limana doğru bu milleti sürüklüyor.
Bu hız ve gidişatla son Türk devleti ve Cumhuriyeti birkaç yıllık ömürle hayata veda edecektir. Durum bu kadar ciddi, tehlike bu kadar büyüktür.
Maalesef BTP'nin kuruluş gerekçesi olan bütün gerekçeler bugün tek tek bu hükümet marifetiyle hayata geçiriliyor. Türk'ün "fitne yuvası" dediği Patrikhane, 1974'de 10 bin şehit verdiğimiz Kıbrıs bu sürecin sadece başlangıcıdır. Bu kötü süreçte Türkiye'nin tarih sahnesine gömülmesi sözkonusudur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.