?(Dünden devam ediyoruz)
Bir soru ile başlayalım: Bir insan hiçbir maddi kazancı olmadan artı itibar, mal-mülk ve ölüm dahil bütün dünyevi şeyleri riske ederek başka bir insanı sahiplenir ve destek verir mi? Verdi, diyelim. Peki, böyle bir desteği veren kişi, destek olduğu kişiye inandığının, teslim olduğunun en sade örneği değil mi? Evet, bu kişi Ebu Talip'tir.
Hz. Ebu Talib'in, Kureyş'e vasiyetine bakalım:
Kureyşliler, Peygamberimizi, tebliğinden ötürü ilk önce Hz. Ebu Talib'e şikâyet ettiler. Ebu Talib, Peygamber'e gelerek şöyle dedi: "Yeğenim! Kavmim bana gelerek şikâyette bulundular. Hem bana, hem de kendine bir lütufta bulun da gücümün üstünde kalan bir şey yapma."
Resûlullah şöyle buyurdu: "Allah'a and olsun ki, güneşi sağ elime ve ayı da sol elime verecek olsalar yine de davamdan vazgeçmem. Ya, Allah dinini galip kılacak, ya da bu yolda öldürülünceye kadar çalışacağım."
Peygamber daha sonra ağladı. Gitmek istediğinde Ebu Tâlib, O'na, "Yeğenim geri dön" diye seslendi. Resûlullah da geri dönünce Ebu Tâlib şöyle dedi: "Git ve ne istiyorsan söyle, Allah'a and olsun ki, Seni asla onlara teslim etmeyeceğim."
* * *
Ebu Tâlib, oğlu Hz. Ali'ye de, "Oğlum seçtiğin bu din nedir?" diye sordu. Ali (a.s): "Baba, Ben, Allah'a ve Resulü'ne iman ettim. Peygamber'in elçiliğini tasdik ettim. Allah için O'nun ile namaz kıldım ve Kendisine tâbi oldum" dedi. Ebu Tâlib; "İyi bil ki Peygamber, Seni iyilikten başka bir şeye davet etmemiştir, o halde O'na tâbi ol."
* * *
Ebu Talib Hazretleri diğer oğlu Cafer ile beraberken Peygamber ve Ali'nin namaz kıldıklarını görür. Oğlu Cafer'e, "Amcanın oğluna katıl" diye buyurdu. Böylece Cafer de, Resûlullah ve Ali ile birlikte namaz kıldı. Bu esnada Ebu Tâlib şu şiiri okudu:
"Ali ve Cafer musibet ve zorluk anlarında benim dayanaklarımdır. O'nu yalnız bırakmayın ve amcanızın oğluna yardım ediniz. O amcanız kardeşlerimiz arasında bir anne ve babadanız.
Allah'a and olsun ki, O'nu yardımsız bırakmayacağım, oğullarım arasında temiz nesepli olanlar O'nu yalnız bırakmayacaktır."
* * *
Kureyşliler, Peygamberimizi görevinden vazgeçirmek için ilk önce dünyalık saltanat, mal, makam teklif ettiler. Efendimiz (sav) asla davasından vazgeçmeyeceğini açıklayınca bu sefer zulme başladılar. Ama her seferinde bu zalim planları karşısında Hz. Ebu Talib'i buldular.
Ebu Talib, Kureyş'in, Resûlullah'ı (s.a.v.) öldürmeye kesin karar aldığını duyunca şöyle dedi:
"Allah'a and olsun ki, beni defnetmedikleri müddetçe Sana dokunamazlar. Sen, benim hayrımı dileyerek davet ettin, Sen sadıksın (söylediğin doğrudur) ve eminsin. Sen dinlerin en hayırlısını getirdin."
* * *
Kureyş'in, Müslümanlara karşı üç yıl süren ambargo günlerinde Müslümanlara yardım eden Hz. Hatice annemiz ve Hz. Ebu Talib idi.
Her şartta Peygamberimizin arkasında duran, varıyla, canıyla Peygamberimize siper olan, O'nun doğru olduğunu, sadık olduğunu, çağrısının hak olduğunu kabul eden destekleyen Ebu Talib, vefatı yaklaşınca Kureyş'in büyüklerini toplayarak onlara şu vasiyette bulundu:
"Ey Kureyşliler! Sizler, insanlar arasında Allah'ın seçkin kulları, Arab'ın kalbi, yeryüzü ve harem ehli arasında Allah'ın hazinedarlarısınız. Sizin aranızda muktedir bir önder, cesur bir öncü ve eli açık bir bağışlayıcı bulunmaktadır.
Sizlere, Kâbe'yi ta'zim etmenizi tavsiye ediyorum ki, bunda Allah'ın rızası, rızkın devamı ve zorluklar karşısında direniş vardır. Sıla-i rahim yapınız. Zira bu ölümü erteler ve nüfusu çoğaltır. Zulmetmeyi terk ediniz ki, öncekiler de bu yüzden helak oldular. Davet edene icabet ediniz. Hayat ve ölümün şerefi de bundadır. Sâdık olunuz ve emanete riayet ediniz. Zira bu ikisi sayesinde iftiradan korunur ve halk nezdinde değer kazanırsınız."
(Ebu Talib Hazretlerinin vasiyetine yarın devam edelim ve O'nun imanına laf atanları görelim.)
Bir soru ile başlayalım: Bir insan hiçbir maddi kazancı olmadan artı itibar, mal-mülk ve ölüm dahil bütün dünyevi şeyleri riske ederek başka bir insanı sahiplenir ve destek verir mi? Verdi, diyelim. Peki, böyle bir desteği veren kişi, destek olduğu kişiye inandığının, teslim olduğunun en sade örneği değil mi? Evet, bu kişi Ebu Talip'tir.
Hz. Ebu Talib'in, Kureyş'e vasiyetine bakalım:
Kureyşliler, Peygamberimizi, tebliğinden ötürü ilk önce Hz. Ebu Talib'e şikâyet ettiler. Ebu Talib, Peygamber'e gelerek şöyle dedi: "Yeğenim! Kavmim bana gelerek şikâyette bulundular. Hem bana, hem de kendine bir lütufta bulun da gücümün üstünde kalan bir şey yapma."
Resûlullah şöyle buyurdu: "Allah'a and olsun ki, güneşi sağ elime ve ayı da sol elime verecek olsalar yine de davamdan vazgeçmem. Ya, Allah dinini galip kılacak, ya da bu yolda öldürülünceye kadar çalışacağım."
Peygamber daha sonra ağladı. Gitmek istediğinde Ebu Tâlib, O'na, "Yeğenim geri dön" diye seslendi. Resûlullah da geri dönünce Ebu Tâlib şöyle dedi: "Git ve ne istiyorsan söyle, Allah'a and olsun ki, Seni asla onlara teslim etmeyeceğim."
* * *
Ebu Tâlib, oğlu Hz. Ali'ye de, "Oğlum seçtiğin bu din nedir?" diye sordu. Ali (a.s): "Baba, Ben, Allah'a ve Resulü'ne iman ettim. Peygamber'in elçiliğini tasdik ettim. Allah için O'nun ile namaz kıldım ve Kendisine tâbi oldum" dedi. Ebu Tâlib; "İyi bil ki Peygamber, Seni iyilikten başka bir şeye davet etmemiştir, o halde O'na tâbi ol."
* * *
Ebu Talib Hazretleri diğer oğlu Cafer ile beraberken Peygamber ve Ali'nin namaz kıldıklarını görür. Oğlu Cafer'e, "Amcanın oğluna katıl" diye buyurdu. Böylece Cafer de, Resûlullah ve Ali ile birlikte namaz kıldı. Bu esnada Ebu Tâlib şu şiiri okudu:
"Ali ve Cafer musibet ve zorluk anlarında benim dayanaklarımdır. O'nu yalnız bırakmayın ve amcanızın oğluna yardım ediniz. O amcanız kardeşlerimiz arasında bir anne ve babadanız.
Allah'a and olsun ki, O'nu yardımsız bırakmayacağım, oğullarım arasında temiz nesepli olanlar O'nu yalnız bırakmayacaktır."
* * *
Kureyşliler, Peygamberimizi görevinden vazgeçirmek için ilk önce dünyalık saltanat, mal, makam teklif ettiler. Efendimiz (sav) asla davasından vazgeçmeyeceğini açıklayınca bu sefer zulme başladılar. Ama her seferinde bu zalim planları karşısında Hz. Ebu Talib'i buldular.
Ebu Talib, Kureyş'in, Resûlullah'ı (s.a.v.) öldürmeye kesin karar aldığını duyunca şöyle dedi:
"Allah'a and olsun ki, beni defnetmedikleri müddetçe Sana dokunamazlar. Sen, benim hayrımı dileyerek davet ettin, Sen sadıksın (söylediğin doğrudur) ve eminsin. Sen dinlerin en hayırlısını getirdin."
* * *
Kureyş'in, Müslümanlara karşı üç yıl süren ambargo günlerinde Müslümanlara yardım eden Hz. Hatice annemiz ve Hz. Ebu Talib idi.
Her şartta Peygamberimizin arkasında duran, varıyla, canıyla Peygamberimize siper olan, O'nun doğru olduğunu, sadık olduğunu, çağrısının hak olduğunu kabul eden destekleyen Ebu Talib, vefatı yaklaşınca Kureyş'in büyüklerini toplayarak onlara şu vasiyette bulundu:
"Ey Kureyşliler! Sizler, insanlar arasında Allah'ın seçkin kulları, Arab'ın kalbi, yeryüzü ve harem ehli arasında Allah'ın hazinedarlarısınız. Sizin aranızda muktedir bir önder, cesur bir öncü ve eli açık bir bağışlayıcı bulunmaktadır.
Sizlere, Kâbe'yi ta'zim etmenizi tavsiye ediyorum ki, bunda Allah'ın rızası, rızkın devamı ve zorluklar karşısında direniş vardır. Sıla-i rahim yapınız. Zira bu ölümü erteler ve nüfusu çoğaltır. Zulmetmeyi terk ediniz ki, öncekiler de bu yüzden helak oldular. Davet edene icabet ediniz. Hayat ve ölümün şerefi de bundadır. Sâdık olunuz ve emanete riayet ediniz. Zira bu ikisi sayesinde iftiradan korunur ve halk nezdinde değer kazanırsınız."
(Ebu Talib Hazretlerinin vasiyetine yarın devam edelim ve O'nun imanına laf atanları görelim.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025