Faizin, AKP'nin atardamarı olduğu son genel başkanı tarafından da itiraf edildi. Oysa 2002'de milletimize, faizin bir sömürü, emek hırsızlığı sistemi olduğunu, hem de ayet ve hadislerle anlatanlar da bu zihniyetti. Tabi sorabilirsiniz! İnançları adına faiz ve faizci sistemi kabul etmeyen, reddeden bu anlayış neden faize, faizci sisteme teslim oldu? Cevabı çok açık! Her şeyin bir bedeli var. Bu anlayış da iktidar olma karşılığı bu değerlerini verdiler. Hatta AKP'nin ikinci genel başkanı ve eski başbakan Sayın Erdoğan'a iktidarlarının ilk yılında; "İleride faizsiz bir ekonomik modele geçmeyi hedefliyor musunuz?" sorusu sorulmuştu. Sayın Erdoğan ise en azından meydanlarda ve ekranlarda ettiği onca sözü, okuduğu ayet ve hadisleri bir kenara iterek; "Faiz dünyanın gerçeğidir, bu gerçeği reddedemeyiz" cevabıyla faize, faiz lobisine teslim olduğunu açıklamıştı.Yıllarca "faiz" tartışmalarından uzak duran daha doğrusu gündem olmasını engelleyen Sayın Erdoğan ve AKP, Gezi olaylarıyla birlikte "faizi" tekrar siyasi söylemlerine aldılar. Nasıl? Aynen 90'lardaki gibi. "Gezicilerin arkasında faiz lobileri varmış." Başka! "Faiz lobileri milletin hakkını gasp ediyormuş." Hatta hatırlayın! Daha birkaç ay önce Sayın Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı'nı, "vatana ihanetle" suçlamıştı. Neden? Merkez Bankası faizleri yüksek tutuyormuş. Tartışmalar ısındıkça ortaya çıktı ki, direk Başbakanlığa bağlı Hazine Müsteşarlığı, özerk Merkez Bankası'ndan daha yüksek bir maliyetle borçlanıyormuş. Haliyle soruldu; Sayın Erdoğan, önce kapını temizlesene! Bu sorular çoğalınca bir anda faiz tartışması da bitti. 12 yıllık AKP iktidarının rakamları ise milletimizin hakkını kimlerin gasp ettirdiğini açıkça ortaya koyuyordu. Erdoğan başkanlığındaki AKP, 12 yılda bu milletten, Gelirler İdaresi'nin rakamlarına göre toplam 2 trilyon 277 milyar 843 milyon TL (yani 2 kentrilyon 261 katrilyon) vergi toplandı. Ve bu rakamın dörtte birini, 611.6 milyar TL (katrilyon) faiz lobisine ödedi. Milletim adına soruyorum; 611 milyar (katrilyonluk) bir gasp var. Bu parayı kim gasp etti? Veya kim, gasp ettirdi?Sayın Erdoğan; "Ey merkez bankası, sen kime hizmet ediyorsun!" diye soruyordu. Ben de; "Sayın Erdoğan, Sayın Hükümet! Sizler, kime hizmet ettiniz ve ediyorsunuz?" diye soruyorum.Rakamlara dönersek vatandaşın 2002'de bankalara olan tüketici kredi borcu 4.3 milyar TL iken 2014 itibarıyla 248.4 milyar TL oldu.Yine 2002'de vatandaşın bankalara 2.3 milyar TL olan kredi kartı borcu 2014 itibarıyla 83.8 milyar TL oldu.Yani AKP, vatandaşımızı faize batırmış. Şimdi Davutoğlu bununla övünüyor. Nasıl mı? Geçen hafta "eee" diyerek, "faiz" kelimesini yutmaya çalışarak başladığı konuşmasında şöyle diyordu: "2002'de kredi kullanan esnaf sayısı 63 bin civarındaydı. Buna karşın 2014'te 317 bin kredi kullanan esnaf var. Toplamda 1 milyon 100 bin esnaf kredi kullandı. Helali hoş olsun, Allah bereketini artırsın.""Allah bereketini arttırsın" Neyin? Kredinin. Bankalar, esnafa krediyi analarının hayrına mı veriyor? Yok. O zaman bir daha soruyorum; Ey Davutoğlu! Allah neyin bereketini arttırsın? Peki, Allah (c.c) ne diyor bir bakalım; "Faiz yiyen kimseler, şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: 'Ticaret, tıpkı faiz gibidir' demeleri yüzündendir. Oysa Allah, ticareti helal, faizi haram etti." (Bakara 275)Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır: "Bir memlekette zina ve faiz yaygınlaşırsa, o memleket halkı, Allah'ın azabını mutlaka helâl kılmış, hak etmişlerdir." (Taberâni)Bakalım, Diyanet ne diyecek!
Akın Aydın / diğer yazıları
- Ankara’nın karanlığı Türkiye’yi sardı / 17.05.2024
- Siyasette sertleşme ve yumuşama sorunları / 16.05.2024
- Tasarruf ekonomiyi düzeltmez belki vebali azaltır / 15.05.2024
- Sinan Ateş’ten Ayhan Bora’ya her yer zan, herkes zanlıdır / 13.05.2024
- Deniz Gezmiş: ‘Ya vatan ya ölüm’ / 12.05.2024
- Emperyalistlerin sandalından Deniz Gezmiş’i anmak / 11.05.2024
- ‘İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı’ / 10.05.2024
- Milsiz eğitim / 09.05.2024
- AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa / 08.05.2024
- AB’ye giriyorduk, AB bize girdi / 06.05.2024
- Siyasette sertleşme ve yumuşama sorunları / 16.05.2024
- Tasarruf ekonomiyi düzeltmez belki vebali azaltır / 15.05.2024
- Sinan Ateş’ten Ayhan Bora’ya her yer zan, herkes zanlıdır / 13.05.2024
- Deniz Gezmiş: ‘Ya vatan ya ölüm’ / 12.05.2024
- Emperyalistlerin sandalından Deniz Gezmiş’i anmak / 11.05.2024
- ‘İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı’ / 10.05.2024
- Milsiz eğitim / 09.05.2024
- AKP’nin ‘muktedir’ olma başlığı: Yeni Anayasa / 08.05.2024
- AB’ye giriyorduk, AB bize girdi / 06.05.2024