Şiddeti ne olursa olsun kınamak İsrail’i durdurmuyor
İsrail'in Gazze'de savaş suçu, hatta insanlık suçu işlediğini İsrail'e dayanışma ziyaretleri yapan ve tam destek veren Batılı ülkeler dahi biliyor ve yetkilileri bu gerçeği değişik platformlarda ifade ediyor. Ama destek vermeye devam ediyorlar.
İslam ülkeleri İsrail'i şiddetle kınıyorlar, ayrıca Rusya ve Çin gibi bu konuda tarafsız olan ülkeler de bir ateşkesin olmasını, bu vahşetin bitmesini istiyorlar.
Peki, sonuç? Bu insanlık suçu, bu savaş suçu demekle, şiddeti ne olursa olsun kınamakla, bu soykırım dursun, ateşkes sağlansın demekle İsrail durmuyor, katliamının şiddetini artırarak devam ediyor.
Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında ölenlerin sayısı 5 bin 87 kişiye yükseldi. Bunların 2 bin 55'i çocuk, 1119'u kadın. 15 bin 273 Filistinli de saldırılarda yaralandı. Dikkat ederseniz ölenlerden yüzde 60'tan fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor.
Bu rakamlar emin olun ki, ben yazımı yazdığım sıralarda da sürekli artıyor.
İsrail'in tam ablukası ve yaşanan imkansızlıklar sebebiyle de ölü sayıları artacak. Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra elektrik olmadığı için hastanelerde elektriğin jeneratörle sağlandığını ve yakıtın bitmesine saatler kaldığını belirtti. Bazı hastanelerde de yakıt bittiği için elektrikler kesildi ve hastalar ölüm tehlikesiyle karşı karşıyalar.
Kentteki sağlık sisteminin tarihinin en kötü aşamasında olduğunu belirten Kudra, Gazze'ye yardım ulaştırma mekanizmasının oldukça yavaş işlediğini ve bunun durumu değiştirmeyeceğini söyledi. Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye, Gazze'ye yakıt girişi olmazsa büyük bir felaket yaşanacağını söyledi.
Gazze'de açlık, susuzluk devam ederken, sağlık hizmetlerinin de kesilmesi gerçekten çok acı bir durum. Gazzeli Müslümanlar, Batılı ülkelerin desteğini arkasına alan İsrail'in eliyle 21. yüzyılın Kerbela faciasını yaşıyorlar.
Yardım tırlarının Mısır üzerinden Refah Kapısı'ndan geçerek Gazze'ye ulaştığı ifade ediliyor. Ama yapılan açıklamalar bu yardımların son derece yetersiz ve sembolik olduğu noktasında. İsrail kontrol bahanesiyle yardımları engelliyor.
İçerinde hastanelerin hizmet vermeye devam edebilmesi için son derece önemli yakıt maddesinin bulunmadığı 20 tırlık ilk yardım konvoyu Refah'tan geçerek Gazze'ye girdi. Bunu pazar günü 14, pazartesi günü de 20 tırlık iki ayrı yardım konvoyu daha takip etti.
Gazze'deki gıda, su ve yakıt stokunun tehlikeli derecede azaldığını ifade eden Birleşmiş Milletler yetkileri ise burada yaşayan yaklaşık 2 milyon 300 bin kişinin temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için günlük en az 100 tırlık bir yardımın içeriye ulaştırılması gerektiğini belirtiyor. 100 tır nerde, 20 tır nerde…
İsrail bu sembolik yardımların Gazze içindeki dağılımına da müdahale ediyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Joe Lion, abluka ve bombardıman altındaki Gazze'ye girebilen sınırlı sayıdaki insani yardımın sadece Gazze Nehri'nin güneyinde kalmasına izin vereceklerini söyledi.
İnsanlardan güneye gitmelerini istediklerini hatırlatan Lion, sadece burasının "güvenli bölge" olduğunu iddia etti. Nasıl bir güvenli bölgeyse, İsrail güneyde bulunan yerleşim birimlerine de sürekli bombalar yağdırıyor, buralarda sivilleri katlediyor.
Şu bir gerçek ki, İsrail durdurulmadığı müddetçe ne Gazze'de ne de Ortadoğu'da hiçbir yer güvenli değil. Çünkü onların Gazze'de ve Nil'den Fırat'a kadar tüm Ortadoğu coğrafyasında bir Arz-ı Mev'ud hesapları var.
Batılı ülkelerin yetkililerinin de İsrail'in yaptıklarının suç olduğunu bildiklerini ifade ettik. Bakın ABD'nin Vermont eyaletinin Demokrat Senatörü Peter Welch İsrail'in muhtemel kara harekatıyla ilgili neler söylüyor:
"Yakında gerçekleşmesi beklenen bir kara saldırısının, Gazze'deki masum Filistinliler için felaket olacağından ve rehineleri kurtarmaya yönelik yoğun çabaları tehlikeye atacağından şüphe yok. Kara saldırısı Gazze'deki vahim koşulları daha da kötüleştirecek. İsrail'in, Gazze'de yaşayan, aralarında 1 milyon çocuğun da bulunduğu Filistinli sivilleri koruma sorumluluğu var."
"Şimdiye kadar 5 binden fazla Filistinli öldü. Gazze'deki insani koşullar çok kötü ve her geçen gün daha da kötüleşiyor. Aralarında kadın ve çocukların olduğu 1 milyon Filistinli yerlerinden edildi. Yerlerinden edilen Filistinliler, başını sokacakları bir yerleri olmaksızın, gıda, su ve ilaç gibi temel gereksinimlerden de yoksun bırakıldı."
"Birleşmiş Milletlerin (BM) yardım çabaları ise halihazırda ihtiyaçları karşılayamadı."
Bunları, şu anda ABD'de başkan koltuğunda oturan Biden'in partisinden bir senatör söylüyor. Biden da, Macron da, Sunak da, Meloni de, Scholz da İsrail'in işlediği suçları çok iyi biliyor. Ama tüm bunlara rağmen tam desteklerine devam ediyorlar. BM'den bir çözüm beklemenin yanlış olduğu görülüyor. Gidişatı Batılı ülkelerin ve İsrail'in insafına bırakmak da tüm Ortadoğu'yu Gazze yapacak.
O halde başta Türkiye olmak üzere 2 milyar nüfusa sahip İslam dünyası çok iyi bir iç muhasebe yapmalı ve "Biz nerelerde hata yapıyoruz ki, bizim yaşadığımız bugünün dünyasında bu kadar vahşet bizlere rağmen sergilenebiliyor" diye kendimizi sorgulamamız gerekiyor.
Neden Atatürk'ün güçlü ve tam bağımsız Türkiye'si döneminde bunlar yaşanmadı da bugün yaşanıyor, iyice düşünmeliyiz.
Tercihimizi de bu sebeple Atatürk'ten yana, Atatürk'ün gerçekten yolundan yürüyenden yana, tam bağımsızlıktan yana, milli bir ekonomiden yana kullanmalıyız.
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- İsrail-İran savaşında UAEA’nın rolü! / 26.06.2025
- ABD, İsrail ve İran arasında ‘ilginç’ bir ateşkes / 25.06.2025
- ABD, İran’la müzakere mi istiyor, mütareke mi? / 24.06.2025