İnsan hayatı baştan sona bir sebep-sonuç çizgisi arasında geçer. Tabi bu sebep, sonuç kavramlarına iyi veya kötü kavramlarını yerleştiririz. "İyi beslendiği için sağlıklı oldu. Sıradan okula gittiği için başarılı olamadı. Zaten cimri olduğu için kimseye faydası olmadı" vs. gibi hayatı basite indirgeriz. Ama gerçek olan hayatın çok ama çok gerçek olduğu, her adımın muhakkak bir bedeli olduğudur. Siyasette hayatın bir gerçeğidir. Bir farkla ki sonuç, sadece tercih sahiplerini değil toplumun tamamını etkiler. Sözlüklerde çok farklı anlamlar yüklenir "siyaset" kelimesine. Bu farklılıklar çatışmaları da peşinden getirir. Oysa hedefin aynı olduğu bir olguda, çatışma olmaması lazımdır. Onun için biz, "siyaset nedir" sorusunun cevabını ve tartışmaları akademisyenlere bırakıp, "siyasetin amacı nedir" sorusuna cevap bulmaya çalışalım. Bu soruya da birçok cevaplar gelebilir. Ama öz olarak siyaset, Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi; "Hizmetin yapıldığı yerdir." Diyebiliriz.O yere nasıl ulaşmalı, sorusunun cevabını da Sayın Baş şöyle veriyor; "O mevkilerde olmak için, harcama yapmak değil, projeleri ortaya koyarak, yapılacakların altını çizmek gerekir. Hizmet gerekçesiyle kamu menfaatlerini eline geçirip, çıkar sahibi olmak; daha sonra milleti zarara uğratmak ne ahlakidir, ne de dinidir?"Bugün siyaset kurumunu temsil eden partiler maalesef bu hakikatten çok uzaktadırlar. Örnekleri sıcak olarak şu günlerde yaşıyoruz. Partiler, liderleri, vekilleri ve önde gelen isimler adeta tribün liderleri gibi arkalarındaki kalabalıkları galeyana getirme gayretindeler. Bir taraftan insanları coşturmak için yeni sloganlar üretmeye gayret ederken diğer taraftan da birbirlerine demedik laf, aşağılama ve hakaret bırakmıyorlar. Hain, dinsiz, yalancı, hırsız, bölücü, terörist, uşak vs. Bu gidişle yarın "katil" bile denilecek?Millet nerde? Yok. Devlet nerde? Yok. Ekonomi, sanayi, tarım ve hayvancılık, madenler vs. nerde? Yok. Ne var? Bayramda toplu taşıma artık % 50 indirimli değil, tamamen bedava. Otoyollar, köprüler bedava. Emeklilere bayram öncesi maaş müjdesi? Evet, iktidarın elinden gelen bu. Muhalefet ise yakınıyor, yakınıyor, yakınıyor. Ne yapsın başka! Elde plan yok, proje yok, model yok. Umut yok, umut. Tabi bu kadar yokluğun içinde asıl yok olan, yok edilen, geleceği elinden alınan sensin, sen.Hep vurguladığım bir soru var; Bu tablodan şikâyet etmeye hakkın var mı?Bu sorunun cevabını 2009'da da, 2011'de de, 2014'te de ve geçtiğimiz 7 Haziran sonrasında da Prof. Dr. Haydar Baş şöyle cevaplamıştı; "Seçimlerden sonra hayatımızda değişen hiçbir şey olmayacak. Seçim öncesi sıkıntılar ve çözüm bekleyen talepler, seçim sonrasında da aynen gazete sütunlarına taşınmakta.Burada, seçilenlerin hiçbir suçu yok. Zira seçim sathı mahallinde kimse, 'bu meseleyi şöyle halledeceğim, çözümüm şudur' diyerek oy istemedi. Kime sorsan halinden yakındı; açlıktan, işsizlikten şikâyet etti. Sonra da bunların müsebbibine yine oy verdi. Bu saatten sonra, milletin bir şey talep hakkı söz konusu olamaz.Kendi nefsi adına üç beş kuruşa, icraatları veya hayata geçirilmeyenleri görmezden gelenlerin bugünkü tablo hakkında şikâyete de hakkı yoktur. Zira iktidarı, kendi tercihinle o noktaya kendin taşıyorsun, sonra da kalkıp halinden şikâyet ediyorsun! Böyle bir mantık başka hiçbir ülkede görülemeyecek bir yaklaşımdır. Kısaca milletin, seçimlerden önce olan ve halen devam eden mağduriyeti yine milletin eseridir."Evet, tablo bu? Sen, ey kardeşim! Aynı mantıkla 1 Kasım'da sandığa gidersen, 2 Kasım'da sakın şikâyetçi olma.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024