Biz toplum olarak bir teknolojiyle karşılaştığımız zaman onu kullanım amacı veya kullanım kılavuzuna göre değil de kendi niyetimize ve anlayışımıza göre kullanıyoruz. Olması gereken, ihtiyacımızı görecek şekilde araç gereç almaktır.
Atalarımız "yerin iyisi suya yakın daha iyisi eve yakın" demişler. Yani kendi koşullarımızı dikkate alarak adımlarımızı atmıyoruz. Hayatımızı gelişigüzel yaşıyoruz. Kullanacağımız araç ve gereçlerin kullanım amaçlarını araştırmayıp kendi gözlemlerimiz doğrultusunda kullanmaya çalışıyoruz. O yüzden birçok iş kazası veya ekonomik kayıplar yaşıyoruz.
Yabancı filmlerde hep dikkatimi çekmiştir. Engebeli arazilerde yaşayan insanlar hep kamyonet kullanmaktadırlar. Bizim toplumumuzda çoğumuz dağlarda binek arabalarla dolaşıyoruz. Televizyon sadece bir haber alınacağı zaman açılıyor ve ardından kapanıyor. Toplumumuzun çoğunda televizyon sabahtan gecenin geç saatlerine kadar açık bir şekilde durmaktadır. Yani ihtiyacın dışında kullanılmaktadır.
Son zamanlarımızın en çok bizi meşgul eden sahası sosyal medya ve telefon… Facebook, WhatsApp, Instagram, Tiktok, Twitter, döviz kurları, döviz haberleri vs. Yemekte, misafirlikte, arabada, iş yerinde, sokakta; yürürken, dururken, gece, gündüz sürekli sosyal medya.
İşin garip tarafı sosyal medyayı nasıl kullanacağımızı da bilmiyoruz. Yukarıda belirttiğim gibi kendi niyetimize ve anlayışımıza göre kullanmaya çalışıyoruz ve çoğu kez abesle iştigal ediyoruz.
Arkadaşlarımıza yüz yüze diyemediklerimizi, kırıldığımız halde belli edemediğimizi, fikirlerini ya da davranışlarını onaylamadığımız durumlarımızı onlara bildirme aracı olarak kullanıyoruz. Bunları sosyal medya sahasında yaparken yüz yüze geldiğimizde ise hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız benim dikkatimi çeken tarafı.
Herkes herkesin duygu ve düşüncesini biliyor, kendi hakkında fikrini biliyor ama hiçbir şekilde açıkça bunu ifade edemiyor. Yani iletişim yöntemimiz sosyal medya oldu. Benim durumuma bakmadı, acaba niye? Gönderimi beğenmedi, acaba neden? Ben onu takip ettiğim halde o beni nasıl takip etmez? Ona çok kızdım onu artık onun gönderilerini beğenmeyeceğim, hatta takipten de çıkarabilirim… gibi bir çok duygu düşünce. Bu durum toplumumuzun ahlaken farklı noktalara gittiğinin göstergesi aslında! Özüyle sözü bir olmama durumu giderek kişinin kişiliğine, ailesine ve yakın çevreden topluma sıçramış oluyor.
Uykudan uyandığımızda hemen elimize telefonu alıyor, acaba beni kimler takip etti, durumuma kimler baktı, gönderimi kimler beğendi vs. farkında olmadan sosyal medyanın ve telefonun esiri olduk. Eskilerimizin elinde hep tespih görürdük. Şimdi telefon. Öğrencilerin elinde kitap görürdük şimdi telefon. Gençlerimiz artık takipçi sayım artsın ya da beğeni sayım artsın diye her türlü davranış yapıp sosyal medyaya yükleme hevesinde.
Hâlbuki bizi her daim takip eden biri var. Her attığımız adımı yazan, çizen ve hepsinden hesap vereceğimiz kayıt defterimiz var. Bizi beğenecek olan kişi O iken beğenilerimizi insanlardan bekler olduk. "Yaptığımız davranışları O beğeniyor mu diyeceğimize veya O onaylıyor mu, razı mı?" diyeceğimize, onu insanlardan bekler olduk.
Biz yetişkinler ve çocuklarımız uykudan uyandığımız zaman ilk hatırlamamız gerekenleri unuttuk. Yemeğe başlarken ne ile başlanırdı? Yolculuk esnasında nasıl bir başlangıçla yolculuğumuza başlayacaktık? Evden ilk çıkarken ilk sözümüz ne olmalı? Arkadaşımız ile sokakta karşılaşınca nasıl davranacaktık? Hepsini unuttuk.
Teknolojinin getirdiği radyasyon sarhoşluğuyla kafamızı hiç kaldırmadan günlerimizi geçirip gidiyoruz. Biz yine de hayır okuyalım. Allah sonumuzu hayır eylesin…
- MMSH’den EYYT’ye / 09.12.2022
- Tilkiye cesaretini göster demişler, gitmiş yavrusunu yemiş... / 29.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Körle oturan şaşı kalkar / 23.08.2022
- Bir başarı öyküsü değil, bir başarı yaşantısı / 27.07.2022
- Gündüz varlıkla arkadaş, gece yokluğa kardeş… / 13.06.2022
- Akıl baştan gitse de… / 29.05.2022
- Eşyanın dili = Gönül dili / 16.04.2022