Malumunuz yaptığı açıklamalarla, direkt tehditlerle, verdiği pozlarla, siyaset dünyasının pek alışık olmadığı hitaplarla gündem olmayı seven bir İçişleri Bakanımız var.
En son sınırda, her türlü ayrıntının ve güvenliğin düşünülerek son teknoloji ile yapılmış tam donanımlı kale kolların birinde yer yemeği yerken görüntülendi.
Yeni yıl ile birlikte Sayın Soylu, geçmişe dönük verilerle medyanın karşısına geçti. Sayın Soylu'nun açıklamalarını yandaş medya zafer edasında verseler de, gerçekte AKP'yi zora sokacak hele hele dilden düşürmedikleri 'terörle mücadele' konusunda sorgulanacak verileri paylaştı.
Bakan Soylu'nun, PKK ile mücadele rakamları ve gösterdiği grafik çözüm sürecinin ilk kez resmi itirafıydı.
Verdiği rakamların Türkçe açıklaması ise 19 yıllık AKP iktidarı döneminde PKK'nın güçlendiği gerçeğiydi.
Hemen celallenmeyin. Sayın Soylu'nun verdiği rakamlar öyle diyor.
Bakan Soylu, "Terör örgütüne 2020 yılındaki katılım, örgütün eyleme başladığı ilk yıl olan 1984'ün de altında kaldı! Sayı: 52. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki kararlılığın bir sonucudur" dedi ve ardından grafik ve rakamları açıkladı.
1984'ten 2002'ye yani AKP iktidarına kadar PKK'ya katılım sayısı 11 bin 69 kişi.
AKP'nin iktidar olduğu günden 2020 yılına kadar PKK'ya katılım sayısı 20 bin 845 kişi.
Rakamlar resmi. Nasıl yorumlamamız lazım?
Bu rakamların bir itirafı daha var, çözüm süreci. Hani devlet, terör örgütü ile masaya oturmaz, pazarlık yapmaz diye feryat ediyorduk.
Sayın Erdoğan ise "PKK ile görüşen arkadaşı ben görevlendirdim. Sıkıntısı olan bana söylesin", "artık analar ağlamayacak" dedikleri süreçte ise yani 2013-2014-2015 yıllarında terör örgütü PKK'ya 12 bin 39 kişi katılmış.
Yani o süreç olmasaydı PKK bu kadar güçlenmiş olmayacaktı. Birilerinin aldığı kararların bedelini kim ödedi?
Diğer taraftan bir buçuk yıldan fazladır HDP önünde anaların evlat nöbeti devam ediyor.
İşte o annelerle yapılan röportajlarda hemen hepsi, evlatlarının 5, 6, 7 yıl önce beyinleri yıkanarak örgüte katıldıklarını ifade ediyorlardı.
5, 6, 7 yıl önce bu ülkenin gündemi neydi? Çözüm süreci. Evet, birçok gencimizi, HDP'ye mensup kişiler ikna ederek dağa göndermiş olabilir. Peki, bu yolu açan kimlerdi?
Özal'dan bugüne kadar iktidarlar, 'terörle mücadele etmek ya da terörü bitirmek' seçenekleri karşısında mücadele şıkkını tercih etmişler, haliyle yanlış şık olduğu için terörle mücadele bizzat dedikleri gibi aynen devam ediyor.
Bir kez daha soralım; terörü bitirmek mi istorsunuz yoksa terörle mücadeleye devam edip bol bol açıklama yapmak mı?
Aklı olan tabii ki terörü bitirmek, şıkkını seçer. O, aklı olan aynı zamanda bilir ki, silahlı mücadele ile terör bitmez. Çünkü karşınızda muhatap alabileceğiniz bir yapı yok, hedef yok. Üstüne bu terör örgütlerini besleyen devletlerle kanka iseniz o terör bitmez.
Tabiî ki silahlı kuvvete (orduya) her daim ihtiyacımız var. Ama terörü bitirmek için ekonomiyi güçlü kılacaksın. Eğitimi, sosyal adaleti sağlayacaksın. Sınıf farklarını ve insanlarımızı din ve töre adı altında sömürenlerden kurtaracaksın.
Sen, dini javslardan medet ister, toprak ağalarıyla dost olur, bölgenin ve ülkenin petrollerini, madenlerini belli yerli ve yabancı sermaye tekeline bırakır, eğitimi ötelersen birileri gelir o halkı ikna eder, karşına diker.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş birçok açıklamasında şunları söymeşti: "Biz Güneydoğu'da terörü bitireceğiz. Bunu kolluk kuvvetleriyle yapmayacağız. Oradaki kardeşlerimizin karnını doyuracağız, sırtını giydireceğiz, işsize iş bulacağız, ev hanımlarına bin 500 lira maaş vereceğiz, vatandaşlarımızın tamamı bin lira vatandaşlık maaşı alacak, asgari ücret 5 bin (bugün 10 bin) lira olacak. Bir eve ayda en az 7-8 bin lira para girecek. Şimdi soruyorum size; bu ailenin çocuğu dağa çıkıp terör yapabilir mi? Yapamaz. Hepsi bu baba devlete canımız kurban olsun diyecek. Bu projeleri hayata geçirmeden Güneydoğu'da akan kanın önüne geçmek mümkün değil."
Öyle değil mi?
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025