Günümüzde en çok işlenen kusurların başında helal-haram sınırının ihlal edilmesi gelir. Yüce Allah'ın (c.c.) hiç müsaade etmediği halde, kulların bu konuda haddini aşmasının temelinde yatan en büyük etken; nefis olgusudur. Benlik duygusunun egemen olduğu insanlar; "Ben de varım! Ben de bilirim!" içgüdüsüyle davranırlar. İnsanlar, bu davranışlarıyla bazen, kendini ebedi hayatta hüsrana uğratacak tehlikeli bir işle uğraştığının farkında bile olmazlar.Hâlbuki bu konuda Allah (c.c.) kullarını çok açık bir vaziyette uyarmıştır. "Diliniz yalana alışmış olduğu için her şeye, şu helaldir, şu haramdır' demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar", "Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azap vardır." (Nahl suresi: 116 ?117)Haram ve helal konusunda söylenecek her söz söylenmiş. Ve hatta şüpheli olanlardan bile kaçınmamız emredilmiştir. "Şüphesiz haram da bellidir, helal de bellidir; siz şüphelilerden kaçının." (Kütübi? Sitte: 5127)Bir büyüğümüzden bu hadisi şerifte geçen "şüphelilerden kaçının" ifadesinin açıklamasını dinlemiştim. Şöyle izah ediyordu: "Komşunuzun tarlasının sınırı ile sizin tarlanızın sınırı arasında "takım" denen bir ara alan vardır. Koyunlarınızı otlatırken kendi tarlanızda otlatmanız helaldir. Komşunuzun tarlasında otlatmanız haramdır. Ara takımda otlatmanız tehlikelidir, şüphelidir. Çünkü koyunlarınız her an komşunuzun tarlasına girebilir. İşte o ara bölge bundan dolayı şüpheli ve tehlikeli alan olarak kabul edilmiştir. İşte dinde şüpheli olan davranışlardan kaçınılmasının önemi bundan kaynaklanmaktadır. Şüpheli şeyler yüzünden insanlar her an harama düşebilir. O halde; şüphelilerden kaçınmak akıl kârıdır.""Ey mü'minler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), şans okları, şeytan işi bir pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz." (el?Mâide, 5/90)Mesela halkımızın çoğu bu ayetin yoruma bile gerek kalmadan ne manaya geldiğini bilmektedir. Bu ve benzeri cürümü işleyenler bile cürümlerinin farkındadırlar. Zaten insanlar çoğunlukla bilmediklerinden değil de, nefislerine söz geçirememekten hataya düşmektedirler. O zaman insana düşman olarak kendi nefsi yeter de artar bile?Bu ve benzeri nefsi hastalık sahibi kişiler; nefisle mücadelenin yolunu bilen kâmil insanlarla arkadaşlık kurup bu hastalıklarını tedavi ettirmelidirler. Allah(c.c.) uyanık gönüller versin deyip, başta kendi nefsimiz, sonra da cürüm sahiplerinin, cürümlerinden vazgeçmeleri için dua ve nasihat etmek lazımdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Hüseyin Baş ‘devletin adaleti vücudun ruhu gibidir’ diyor / 07.05.2025
- Erkek deveye dişi diyenler her yerde varlar / 06.05.2025
- Namazdaki huşu namazın dışında yakalanır / 05.05.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Hüseyin Baş ‘devletin adaleti vücudun ruhu gibidir’ diyor / 07.05.2025
- Erkek deveye dişi diyenler her yerde varlar / 06.05.2025
- Namazdaki huşu namazın dışında yakalanır / 05.05.2025
- Namazdaki huşu ile alakalı kıssalar / 04.05.2025
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025