Yoğun istek üzerine (kim istediyse)
M.Ö. XXXVI. yy'da yaşadığı rivayet olunan Titrek Paşa, halkın;
olur-olmaz,
yerli-yersiz,
arlı-arsız,
hırlı, hırsız,
ve tamamen yalakalık kokan hareketlerinden gıcık kapması üzerine bir ferman yayınlar.
Ünlü tarihçi Fermanî'nin bildirdiğine göre I.Yağcıbaşı Hüsmen Paşa tarafından kaleme alınan şol fermanda şu hususlar yer alır.
a- Teb'adan hiçbir kul, Titrek paşanın yanında yüksek sesle hapşırmayacaktır.
Zira padişahımız efendimiz nemden kapmakta olup hapşırma anında yüksek dozajda nem oluşmaktadır. Padişahımızın bir anlık rahatsızlığı ülke işlerinin ehliyetsizlerin elinde kalmasına sebep olabilir mazallah.
b- Teb'adan hiçbir kul padişahımız efendimizin yanından azamî 0,5'den fazla bir hızla ve el kol sallayarak geçmeyecektir. Oldukça duyarlı ve narin bir yapısı olduğu için bundan daha yüksek hız zad-i şahanelerinin dengesini bozmakta, yeterince sorun olan ayakta durmasını büsbütün zora sokmaktadır.
Padişahımızın dengesini bozanın ilk olarak yengesi derdest edilecektir.
Sucun tekrarı halinde ceza katmerlendirilecektir.
c- Dersaadetin belirlediği ölçülerin dışında bir sertlikte musafaha/tokalaşma da yasaktır.
Bazı haddini-hududunu,
güvercin ve hüdhüdünü,
bilmez münasebetsizler, sırf yağcılık olsun diye padişahımızın elini sıkı sıkıya kavramakta, parmaklarının incinmesine, kemiklerinin aşınmasına sebebiyet vermektedir.
Yazdığı rubailer yüzünden oldukça narin bir hal içre olan parmakları bumünasebetsizler yüzünden artık iş yapamaz hale gelmiş ve ruba-i yerine sulasiyazmak zorunda kalmıştır.
d- I. Yağcı başı Hüsmen Paşanın, culüs ve fülüs merasimlerinde padişahımızın hemen ensesinde seyr-ü sefer içinde olması da bazı akaidi bozuklarca yanlış yada tek yanlı yorumlanmaktadır. Bunun tek esbap-i mücibesi, padişahımız efendimizin ağzından çıkacak her cümlenin tazeliği bozulmadan zabt-ü rabt altına alınıp bir sonraki kuşağa salimen ve bozulmadan ulaştırılmasıdır.
e- Hekim başının çok iyi çok iyi demesinin aksine padişahımızın sağlığınındedi-kodu konusu yapılması harici hainlerin yerli işbirlikçilerle müştereken kurduğu bir hile-ü desisesidir, kanılmaya ve asla inanılmaya.
f- Sabah sporunda ve özellikle de keklik avında padişahımızın etrafınınmuhafızlar tarafından sarılması sadece padişahımıza nazar-göz değmemesi için olmasına rağmen bu en tabi-i hal bile istismar edilmekte ve güya padişahımızın ayakta durmasını temin içinmişmiş.
Bu konuları halka açık arz şeklinde konuşmanın cezası 70 kırbaçtır, biline.
g- Padişahımız efendimizin failatün-failatün-failün vezninde yürümesi şairliğindendir. Aynı zamanda israfa karşı çok duyarlı olduğundan yeni serilen saray halılarının yıpranmaması için olup, öküz altında düve, dağ başında deve aranmaya.
h- Padişahımızın konuşurken titremesi sağlığıyla ilgili bir mesele olmayıp, tarihi; "titre ve kendine gel" özdeyişinden padişahımıza "titre" kısmınındüşmesindendir. "Kendine gel" kısmı henüz ortadadır.
i- Bazı sancak merasimlerinde tören kıtasını selamlama halkasını geçmesi, padişahımızın ne kadar dinç ve sağlıklı olduğuna en açık delilken bu bile istihza konusu edilmektedir.
Ayıp ayıp.
j- Padişahımız efendimizin, teb'ayı teftişte at yerine eşek kullanması, baştan beri karşı olduğu savurganlığı önlemek içindir. Her akli selim kabul eder ki, atın masrafı eşeğe göre daha fazladır. Ya! işte böyle.
İş bu kaide ve kurallara titizlikle uyulması aksi durumda başka cezaların işleme konacağı ilanen duyrulur, başka ne buyrulur?
M.Ö. XXXVI. yy'da yaşadığı rivayet olunan Titrek Paşa, halkın;
olur-olmaz,
yerli-yersiz,
arlı-arsız,
hırlı, hırsız,
ve tamamen yalakalık kokan hareketlerinden gıcık kapması üzerine bir ferman yayınlar.
Ünlü tarihçi Fermanî'nin bildirdiğine göre I.Yağcıbaşı Hüsmen Paşa tarafından kaleme alınan şol fermanda şu hususlar yer alır.
a- Teb'adan hiçbir kul, Titrek paşanın yanında yüksek sesle hapşırmayacaktır.
Zira padişahımız efendimiz nemden kapmakta olup hapşırma anında yüksek dozajda nem oluşmaktadır. Padişahımızın bir anlık rahatsızlığı ülke işlerinin ehliyetsizlerin elinde kalmasına sebep olabilir mazallah.
b- Teb'adan hiçbir kul padişahımız efendimizin yanından azamî 0,5'den fazla bir hızla ve el kol sallayarak geçmeyecektir. Oldukça duyarlı ve narin bir yapısı olduğu için bundan daha yüksek hız zad-i şahanelerinin dengesini bozmakta, yeterince sorun olan ayakta durmasını büsbütün zora sokmaktadır.
Padişahımızın dengesini bozanın ilk olarak yengesi derdest edilecektir.
Sucun tekrarı halinde ceza katmerlendirilecektir.
c- Dersaadetin belirlediği ölçülerin dışında bir sertlikte musafaha/tokalaşma da yasaktır.
Bazı haddini-hududunu,
güvercin ve hüdhüdünü,
bilmez münasebetsizler, sırf yağcılık olsun diye padişahımızın elini sıkı sıkıya kavramakta, parmaklarının incinmesine, kemiklerinin aşınmasına sebebiyet vermektedir.
Yazdığı rubailer yüzünden oldukça narin bir hal içre olan parmakları bumünasebetsizler yüzünden artık iş yapamaz hale gelmiş ve ruba-i yerine sulasiyazmak zorunda kalmıştır.
d- I. Yağcı başı Hüsmen Paşanın, culüs ve fülüs merasimlerinde padişahımızın hemen ensesinde seyr-ü sefer içinde olması da bazı akaidi bozuklarca yanlış yada tek yanlı yorumlanmaktadır. Bunun tek esbap-i mücibesi, padişahımız efendimizin ağzından çıkacak her cümlenin tazeliği bozulmadan zabt-ü rabt altına alınıp bir sonraki kuşağa salimen ve bozulmadan ulaştırılmasıdır.
e- Hekim başının çok iyi çok iyi demesinin aksine padişahımızın sağlığınındedi-kodu konusu yapılması harici hainlerin yerli işbirlikçilerle müştereken kurduğu bir hile-ü desisesidir, kanılmaya ve asla inanılmaya.
f- Sabah sporunda ve özellikle de keklik avında padişahımızın etrafınınmuhafızlar tarafından sarılması sadece padişahımıza nazar-göz değmemesi için olmasına rağmen bu en tabi-i hal bile istismar edilmekte ve güya padişahımızın ayakta durmasını temin içinmişmiş.
Bu konuları halka açık arz şeklinde konuşmanın cezası 70 kırbaçtır, biline.
g- Padişahımız efendimizin failatün-failatün-failün vezninde yürümesi şairliğindendir. Aynı zamanda israfa karşı çok duyarlı olduğundan yeni serilen saray halılarının yıpranmaması için olup, öküz altında düve, dağ başında deve aranmaya.
h- Padişahımızın konuşurken titremesi sağlığıyla ilgili bir mesele olmayıp, tarihi; "titre ve kendine gel" özdeyişinden padişahımıza "titre" kısmınındüşmesindendir. "Kendine gel" kısmı henüz ortadadır.
i- Bazı sancak merasimlerinde tören kıtasını selamlama halkasını geçmesi, padişahımızın ne kadar dinç ve sağlıklı olduğuna en açık delilken bu bile istihza konusu edilmektedir.
Ayıp ayıp.
j- Padişahımız efendimizin, teb'ayı teftişte at yerine eşek kullanması, baştan beri karşı olduğu savurganlığı önlemek içindir. Her akli selim kabul eder ki, atın masrafı eşeğe göre daha fazladır. Ya! işte böyle.
İş bu kaide ve kurallara titizlikle uyulması aksi durumda başka cezaların işleme konacağı ilanen duyrulur, başka ne buyrulur?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024