(dünden devam?)
Neden sağlık sorunları oluşuyor?
Çünkü yabancı şirketlerin ürettiği hibrit tohumlarının yerel ekolojiye ve coğrafyamıza uygun olmamasından dolayı yüksek verim almak için kimyevi gübrelerle gübrelenmektedir. Ama kimyasallar sağlığa zararlı olduğundan dolayı bu da beraberinde hastalıkları getirmektedir.
Modern tarım olarak adlandırılan hibrit tohum üretimine neden ihtiyaç duyulmuştur? Üretici kuruluşlar bunu nasıl kabul ettirmişlerdir?
İlk söylemleri dünyanın nüfusu artıyor, açlık artıyor bunu çözeceğiz şeklinde olmuştur.
Burada amaç açlığa son vermek veya çok para kazanmaktan öte, bağımlılık oluşturmaktır. Tohum ve diğer canlılar insanların ortak mülküdür. "Örneğin buğday bizimdir başkası ekemez" diyemezsiniz. Ama siz tohumu canlıların ortak mülkü olmaktan çıkarıp ticari şirketlerin patenti altına alırsanız ne olur? Bir müddet sonra sizin geleneksel ve tabi canlılarınız, tohumlarınız yok olur. Başkasının tescilli tohumun izni olmadan ekemezsiniz.
Biz geleneksel tohumlarımızı kaybedersek ya da topraklarımızı bağımlı hale getirirsek, topraklarımızda başka ürün yetiştiremez hale gelirsek. Kime bağımlıyız, ticari şirketlere bağımlıyız. Ticari şirket "ben bu yıl sana tohum vermiyorum" derse ne yapacaksınız?
Amaç uzun vadede insanları kendilerine bağımlı hale getirmektir. Mesele para değildir, para zaten bunların elindedir. Para dediğimiz şey Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in de dediği gibi boyalı bir kağıttan ibarettir. Asıl bu mesele siyasal güç olarak kullanılmaktadır. Siyasal gücü ele geçiren kişi her şeyi ele geçirmiş demektir.
İklim ve toprak verimliliği nedeniyle en avantajlı olduğumuz tarım sektörü, küresel güçlerin ve uluslararası kredi kuruluşlarının ortaklaşa yaptıkları uygulamalar sonucu yok edilmektedir.
Tarımda bu düzene dur diyecek yegâne model Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modeli ve onun adı üzerinde milli olan tarım politikasıdır.
İsrail'den ve diğer ülkelerden alınan bu kimyasal tohumlara karşı hükümetin bir tarım politikası geliştirmesi gerekmektedir. Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye kendi tarım teknolojisiyle, söz konusu bu tohumları hala üretmekten acizdir. Üretici de konuya ticari yaklaştığı için bu ithal tohumlarda ısrarını sürdürmektedir.
Üniversitelerimizin de bu alanlarda araştırmalarına yoğunluk vermeleri ve desteklenmeleri gerekmektedir.
Yerli tohumlara dönme noktasında tohum bankacılığı, teşvikler, sağlam politikalar gibi ciddi adımların atılması artık kaçınılmazdır. Ekranların önüne çıkıp 'bir şey olmaz, bakın ben de tüketiyorum' gibi laflarla konuyu geçiştirme dönemi artık kapanmalıdır.
Tarım Bakanlığı'nın tohumluk üretebilecek elamanların yetiştirilmesinde imkânlar sağlaması gerekmektedir.
Kendi yerel çeşitlerimizin yaygınlaştırılması, yerel üretim pazarlama şirketlerinin kurulması gerekmektedir.
Zira bizim bu coğrafyaya en iyi uyum sağlayan yerel çeşitlerimizdir. Kimyasal kullanımını da bu yolla azaltmak mümkündür.
Özelikle gıdada dışa bağlılığı bitirecek ve kendi öz kaynaklarımızın kullanılması, tarımda öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Neden sağlık sorunları oluşuyor?
Çünkü yabancı şirketlerin ürettiği hibrit tohumlarının yerel ekolojiye ve coğrafyamıza uygun olmamasından dolayı yüksek verim almak için kimyevi gübrelerle gübrelenmektedir. Ama kimyasallar sağlığa zararlı olduğundan dolayı bu da beraberinde hastalıkları getirmektedir.
Modern tarım olarak adlandırılan hibrit tohum üretimine neden ihtiyaç duyulmuştur? Üretici kuruluşlar bunu nasıl kabul ettirmişlerdir?
İlk söylemleri dünyanın nüfusu artıyor, açlık artıyor bunu çözeceğiz şeklinde olmuştur.
Burada amaç açlığa son vermek veya çok para kazanmaktan öte, bağımlılık oluşturmaktır. Tohum ve diğer canlılar insanların ortak mülküdür. "Örneğin buğday bizimdir başkası ekemez" diyemezsiniz. Ama siz tohumu canlıların ortak mülkü olmaktan çıkarıp ticari şirketlerin patenti altına alırsanız ne olur? Bir müddet sonra sizin geleneksel ve tabi canlılarınız, tohumlarınız yok olur. Başkasının tescilli tohumun izni olmadan ekemezsiniz.
Biz geleneksel tohumlarımızı kaybedersek ya da topraklarımızı bağımlı hale getirirsek, topraklarımızda başka ürün yetiştiremez hale gelirsek. Kime bağımlıyız, ticari şirketlere bağımlıyız. Ticari şirket "ben bu yıl sana tohum vermiyorum" derse ne yapacaksınız?
Amaç uzun vadede insanları kendilerine bağımlı hale getirmektir. Mesele para değildir, para zaten bunların elindedir. Para dediğimiz şey Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in de dediği gibi boyalı bir kağıttan ibarettir. Asıl bu mesele siyasal güç olarak kullanılmaktadır. Siyasal gücü ele geçiren kişi her şeyi ele geçirmiş demektir.
İklim ve toprak verimliliği nedeniyle en avantajlı olduğumuz tarım sektörü, küresel güçlerin ve uluslararası kredi kuruluşlarının ortaklaşa yaptıkları uygulamalar sonucu yok edilmektedir.
Tarımda bu düzene dur diyecek yegâne model Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modeli ve onun adı üzerinde milli olan tarım politikasıdır.
İsrail'den ve diğer ülkelerden alınan bu kimyasal tohumlara karşı hükümetin bir tarım politikası geliştirmesi gerekmektedir. Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye kendi tarım teknolojisiyle, söz konusu bu tohumları hala üretmekten acizdir. Üretici de konuya ticari yaklaştığı için bu ithal tohumlarda ısrarını sürdürmektedir.
Üniversitelerimizin de bu alanlarda araştırmalarına yoğunluk vermeleri ve desteklenmeleri gerekmektedir.
Yerli tohumlara dönme noktasında tohum bankacılığı, teşvikler, sağlam politikalar gibi ciddi adımların atılması artık kaçınılmazdır. Ekranların önüne çıkıp 'bir şey olmaz, bakın ben de tüketiyorum' gibi laflarla konuyu geçiştirme dönemi artık kapanmalıdır.
Tarım Bakanlığı'nın tohumluk üretebilecek elamanların yetiştirilmesinde imkânlar sağlaması gerekmektedir.
Kendi yerel çeşitlerimizin yaygınlaştırılması, yerel üretim pazarlama şirketlerinin kurulması gerekmektedir.
Zira bizim bu coğrafyaya en iyi uyum sağlayan yerel çeşitlerimizdir. Kimyasal kullanımını da bu yolla azaltmak mümkündür.
Özelikle gıdada dışa bağlılığı bitirecek ve kendi öz kaynaklarımızın kullanılması, tarımda öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Dyt. Rabia Gül Kepekçi / diğer yazıları
- Cumhuriyet ve Atatürk / 28.10.2021
- Covid-19’dan korkarken obeziteye yakalanmak / 07.03.2021
- Kanda kolesterol değeriniz mi yüksek? / 28.02.2021
- Kolesterol faydalı mıdır, zararlı mıdır? / 21.02.2021
- Tarım politikamız ne kadar milli?-2 / 28.01.2017
- Tarım politikamız ne kadar milli?-1 / 27.01.2017
- Covid-19’dan korkarken obeziteye yakalanmak / 07.03.2021
- Kanda kolesterol değeriniz mi yüksek? / 28.02.2021
- Kolesterol faydalı mıdır, zararlı mıdır? / 21.02.2021
- Tarım politikamız ne kadar milli?-2 / 28.01.2017
- Tarım politikamız ne kadar milli?-1 / 27.01.2017