Terör sessiz kalanın kapısını illa ki çalar

Türkler tarihte hiçbir zaman bu kadar acziyet ve ayıp içinde olmadı. Bu millet hiçbir zaman ne zulme ve ne de zalime, bırak destek vermeyi sessiz bile kalmadı. Ama Gül ile başlayan Erdoğan ile devam eden AKP iktidarları adeta milli kimliğimizi de zedeledi…
Doğu Türkistan’ı bileniniz var mı?
1949 yılında Çin tarafında işgal edilmiş, Uygur Türklerinin (Müslümanların) yaşadığı ve Çin anayasası tarafından “özerk bölge” olarak tanımlanan bir bölge.
Yine Çin anayasasında Uygur dilinin, Çince ile birlikte resmi dil olarak kullanılacağı, inanç-ibadet serbestliği beyan edilmiştir.
Özellikle Ekim 2003’ten itibaren Çin tarafında bir asimilasyon başlatılmış ve bütün resmi okullarda Uygurca yasaklanmış, Uygurca kariyer yapmış bütün eğitimciler, profesörler ve yazarlar görevlerinden alınmıştır.
Uygur Özerk Bölgesinde yaşayan, Uygur Türkleri, kendi dillerini rahatça kullanamamakta, kendi dillerinde eğitim görememekte ve kendi dini-milli vecibelerini rahatça yerine getirmeleri engellenmektedir.
İşsizlik artı Doğu Türkistan’ın önemli zenginliklerinin Çinlilere kullandırılması ve Doğu Türkistan’a bu kaynaklardan pay verilmemesi, bölgeye etnik Çinlilerin göç ettirilmesi, bölgedeki Türk varlıklarının yok edilmesi…  Birçok planlı zulmün yanında “özerk” olan bu bölgeyi, Pekin yönetiminin atadığı Çin Komünist Partisi bölge sekreteri tarafından yönetilmesi haliyle bu bölgede suları ısıtmış ve Türkler (Müslümanlar) planlı bir şekilde katledilmiş, edilmektedir.
Abdullah Gül’ün son Çin ziyareti sonrası aynı katliamların devam etmesi ise bir mesajdır anlayana. Erdoğan’da Çin’e gitmişti. Ama ne hikmetse orada Müslüman Uygur Türklerine yapılan zulümden hiç bahsetmediği gibi artı Çin hükümetine ülkenin birliği ve bütünlüğü için “tek dil” şartının önemini anlatmıştı. (Keşke Türkiye’de de bu konuda net bir açıklama yapsa!)
Sonra günlerde gazetelerde, televizyonlarda pek yer almasa da, benim Burma diye bildiğim Myanmar’da (Hindistan civarında bir ülke) Müslümanların akıl almaz bir zulme maruz kaldığı haberlerine rastlıyorum. Çok dinden ve ırktan oluşan bu devlette Müslümanlar, Budistler tarafından canlı canlı yakılıyor. Fotoğraflarda yüzlerce Müslüman cesedi görülüyor. Hele üst üste yığılarak yakılmış çocuk cesetlerine insanın ne gönlü ne gözü tahammül edebiliyor. Bu manzara karşısında dünyaya baktığımda pek insan kalmadığını da görüyorum…
Sonuçta Fas’tan, Doğu Türkistan’a kadar bir İslam düşmanlığı ve Müslüman katliamları yaşanıyor. AB ve ABD içinde yaşayan Müslümanların çilesi ise hiç bitmedi zaten… Dünya, akan Müslüman kanına sessiz hatta iddia ediyorum sevinç içinde.
Hadi dünya sessiz! Peki, Türkiye neden sessiz ve kimin tarafında? Ey Erdoğan! Hani zulmü sevemezdin, zalimi hiç alkışlayamazdın. Neden susuyorsun?
Şimdi Suriye’de de bir terör, bir katliam, meşru hükümete ve dini İslam olan halka karşı bir saldırı var. Hatta bu haçlı uşakları, Suriye’nin meşru yönetiminin sarayına kadar gitti, bombalarını yerleştirdi ve patlattı. Dünyada bunun adına hep terör saldırısı derler. Artı bu terör saldırılarını planlayan arka plandaki devletler veya bu saldırılardan medet uman anlayışlar bile nezaketen veya laf olsun diye terörü kınarlar.
Bu terör saldırısını ABD, Almanya, Fransa, İngiltere kınamadı. Türkiye ise Esad’ı kınadı. Abdullah Gül’ü, Erdoğan’ı, Hüseyin Çelik’i, Şam’da patlatılan bombanın sorumlusunu Esad olarak açıkladı. Tabi üzüntülerini de belirtmeyi ihmal etmediler.   
Bu saldırı karşısında nasıl bir başlık atalım, nasıl bir haber yapalım da, Erdoğan ve hükümetini kızdırmayalım anlayışındaki malum medya, devletin tepesindekilerinin bu açıklamalarıyla rahatladılar. Birinci sayfalarından, kaba kaba harflerle…
Sabah gazetesi; “Altı Oyuldu”. Zaman Gazetesi; “Esed Yönetiminin Kalbine Bomba”. Star “Kalbinden Vuruldu”. Yeni Şafak “Bu Bomba Esed’i Bitirir”. Gizli yandaş Taraf  “Esed’’i Beyninden Vurdular”
Suriye’deki bu terör saldırısını kınamayan hatta alkışlayan zihniyet şunu bilmelidir ki;
Şırnak’ta 13 askeri şehit eden… Dağlıca’da 12 asker şehit eden, 16 askeri yaralayan… İstanbul Güngören’de 10 dakika arayla iki bombanın patlatılması sonucu 18 kişiyi öldüren, 150 kişiyi yaralayan… Aktütün’de 15 Türk askerini şehit eden… Hakkâri Şemdinli’de Gediktepe’de 11 askeri şehit eden… Hülasa bugüne kadar 6 bin 500’e yakın askerimizi, 40 bine yakın vatandaşımızı katleden zihniyetten hiçbir farkları yoktur bu Suriye’deki terörü alkışlayan veya sessiz kalan zihniyetin. Zalimle, zalime taraf olanın, zulmü yapanla, zulmü alkışlayanın ortaklığı gibi bir ortaklıktır bu…