Hükümet kritik 6 ayını tüketmek üzere. İlk bir ay Avrupa Birliği'nin isteklerini yerine getirmekle geçti.
İkinci ve üçüncü aylar ABD'nin talepleri doğrultusunda "savaşa dahil olma" tartışmalarıyla geçti.
Dördüncü ayda ABD ve İsrail'e tam teslim vaziyeti alındı.
Bir iki ay da IMF'ye şirin görünmekle geçecek.
Hükümetin gelgitlerini koz olarak kullanan IMF bir dizi yeni şartlar ileri sürmekle yetinmedi, ayrıca kredileri yeniden küçük küçük dilimlere bölerek hükümetin üzerinde demoklesin kılıcı olmaya devam edeceği sinyalini verdi.
IMF ilk keskin kılıcı dün indirdi. Bir gazetenin "IMF'nin füzeleri" manşetiyle verdiği haberde IMF Başkan Yardımcısının zehir zemberek sözleri yer aldı.
IMF İcra Kurulu "Hükümet hata yaptı. Mali piyasalardaki güvenini kaybetti.
Programa kesinlikle bağlı kalmalı" diye uyardı.
IMF'den her ay böylesine azar işiten bir iktidar "bu güveni nasıl sağlayacak" diye düşünürken daha kötüsü oldu.
Hükümet IMF'nin bu "şamarlamalarına" bağışıklık kazandığını gösterir tavra girdi.
Herkes Başbakan Erdoğan'ın vücut dilini kullanarak Kasımpaşalı delikanlı çalımı yapacağı beklentisindeyken tam tersi oldu.
IMF'ci medyayı dahi şaşırtıp Erdoğan "Teslim bayrağı çekti" manşeti attıracak uysal bir boyun büküş gözlendi.
Başbakan Erdoğan, IMF Başkan Yardımcısının bu sert çıkışına bakın nasıl cevap verdi: "IMF'siz adım atamazsınız. IMF'ye mecbursunuz. IMF'yi tanımazsanız dünya sizi tanımaz. Bir kuruşluk ihracat yapamazsınız. Seçimden önce bazılarının söylediği gibi "IMF'yi gönderirim" demek Türkiye'nin gerçekleriyle kesin uymaz".
Konuşan AKP Lideri Erdoğan değil sanki Ecevit'in ekonomi Bakanı Kemal Derviş.
Peki Erdoğan'ın bu teslimiyetinin sebebi ne?
Bu sorunun en güzel cevabı bu açıklamalarının satır aralarında gizli. Bir de bir önceki gün ekonomiyle ilgili yaptığı değerlendirmelerde.
Erdoğan'ı bu noktaya getiren ekonomiyi bilmemesi. Dersine çalışmamış olması Araziye uyup durumu idare edebileceğini zannetmesi.
Eğer ekonomiyi bilseydi "IMF'siz ihracat yapamazsınız" demezdi.
Başbakan Erdoğan'a soralım.
Çin IMF'siz nasıl ihracat yapıyor.
Rusya ve Malezya'nın ihracatı IMF'yi kovduktan sonra niçin patladı?
Siz mecbur olabilirsiniz ama bu millet IMF'ye mecbur değildir.
Millet şimdiden sormaya başladı bile: Madem AKP de IMF'ci, tefeci olacaktı ne diye seçimlere gittik.
Çözüm her alanda olduğu gibi ekonomide de milli çözümde. Türkiye'nin BTP Lideri Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın ortaya koyduğu milli ekonomi modelinden başka seçeneği olmadığı bu sefer çok erken anlaşılacak.
İkinci ve üçüncü aylar ABD'nin talepleri doğrultusunda "savaşa dahil olma" tartışmalarıyla geçti.
Dördüncü ayda ABD ve İsrail'e tam teslim vaziyeti alındı.
Bir iki ay da IMF'ye şirin görünmekle geçecek.
Hükümetin gelgitlerini koz olarak kullanan IMF bir dizi yeni şartlar ileri sürmekle yetinmedi, ayrıca kredileri yeniden küçük küçük dilimlere bölerek hükümetin üzerinde demoklesin kılıcı olmaya devam edeceği sinyalini verdi.
IMF ilk keskin kılıcı dün indirdi. Bir gazetenin "IMF'nin füzeleri" manşetiyle verdiği haberde IMF Başkan Yardımcısının zehir zemberek sözleri yer aldı.
IMF İcra Kurulu "Hükümet hata yaptı. Mali piyasalardaki güvenini kaybetti.
Programa kesinlikle bağlı kalmalı" diye uyardı.
IMF'den her ay böylesine azar işiten bir iktidar "bu güveni nasıl sağlayacak" diye düşünürken daha kötüsü oldu.
Hükümet IMF'nin bu "şamarlamalarına" bağışıklık kazandığını gösterir tavra girdi.
Herkes Başbakan Erdoğan'ın vücut dilini kullanarak Kasımpaşalı delikanlı çalımı yapacağı beklentisindeyken tam tersi oldu.
IMF'ci medyayı dahi şaşırtıp Erdoğan "Teslim bayrağı çekti" manşeti attıracak uysal bir boyun büküş gözlendi.
Başbakan Erdoğan, IMF Başkan Yardımcısının bu sert çıkışına bakın nasıl cevap verdi: "IMF'siz adım atamazsınız. IMF'ye mecbursunuz. IMF'yi tanımazsanız dünya sizi tanımaz. Bir kuruşluk ihracat yapamazsınız. Seçimden önce bazılarının söylediği gibi "IMF'yi gönderirim" demek Türkiye'nin gerçekleriyle kesin uymaz".
Konuşan AKP Lideri Erdoğan değil sanki Ecevit'in ekonomi Bakanı Kemal Derviş.
Peki Erdoğan'ın bu teslimiyetinin sebebi ne?
Bu sorunun en güzel cevabı bu açıklamalarının satır aralarında gizli. Bir de bir önceki gün ekonomiyle ilgili yaptığı değerlendirmelerde.
Erdoğan'ı bu noktaya getiren ekonomiyi bilmemesi. Dersine çalışmamış olması Araziye uyup durumu idare edebileceğini zannetmesi.
Eğer ekonomiyi bilseydi "IMF'siz ihracat yapamazsınız" demezdi.
Başbakan Erdoğan'a soralım.
Çin IMF'siz nasıl ihracat yapıyor.
Rusya ve Malezya'nın ihracatı IMF'yi kovduktan sonra niçin patladı?
Siz mecbur olabilirsiniz ama bu millet IMF'ye mecbur değildir.
Millet şimdiden sormaya başladı bile: Madem AKP de IMF'ci, tefeci olacaktı ne diye seçimlere gittik.
Çözüm her alanda olduğu gibi ekonomide de milli çözümde. Türkiye'nin BTP Lideri Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın ortaya koyduğu milli ekonomi modelinden başka seçeneği olmadığı bu sefer çok erken anlaşılacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014