TL, değer kaybında fark atıyor

Siyasilerimizin mevcut ekonomik sistemi değiştirmeden attıkları faiz indirimi adımı, yandaşlar da dahil olmak üzere toplumun her kesiminden tepkiyle karşılandı.

Siyasilerimiz "Faiz indirimi bizim sorumluluğumuzda, dolar kurundaki artış ise serbest piyasanın sorumluluğunda" mantığıyla hareket ederek topu taca atmanın hesabında olabilirler ama şu bir gerçek ki borç artışlarıyla, zamlarla, pahalılıkla karşılaşan vatandaşlar, "Bu serbest piyasanın suçudur" demez, faturayı ekonomi koltuğunda oturanlara, yetki sahibine keser.

MB'nin siyasilerin baskısıyla politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya düşürmesinin ardından, döviz kurları şaha kalkmış ve yeni rekorlar kırmıştı. Dün dolar kuru yeni güne 9.66 lira ile başlayarak tüm zamanların rekorunu tazeledi. Euro da 11.21 lira ile rekor kırdı. 

Ekonomideki istikrar, ilk önce ülkenin parasının değeriyle ölçülür. Parası, diğer para birimlerine göre sürekli eriyen bir ülke için ekonomik istikrardan bahsedilemez.

TL, dünkü döviz kurları itibarıyla, 2021 yılında yüzde 23 kayıpla dünyada en çok değer kaybeden para birimi oldu. Şu istikrara bakın!

TL'den sonra en fazla değer kaybeden para birimi, yüzde 15.3'lük kayıpla Arjantin pesosu. Arada 7 puan gibi devasa bir fark var. Üçüncü sırada ise yüzde 13'lük kayıpla Şili pesosu. Aramızda 10 puanlık fark var.

"Ekonomi şaha kalktı" diyen siyasilerimize, yaşanan bu pratik sonuç en iyi cevap.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, kendisine Cumhurbaşkanı'nın "Türkiye şahlanıyor" ifadesi sorulduğunda şu cevabı vermişti: "28 Haziran 2014'te başkanlık sistemi onaylanıyor ve Cumhurbaşkanı başkan oluyor. O tarihten bu yana dolar tam 4 kat, euro 3,5 kat şahlanıyor. Şimdi buna bir cevap üretmeye gerek yok. Türkiye ekonomisi ortada."

Sayın Baş, önceki gün dolar 9.50 liraya çıkınca da sosyal medya hesabından şu mesajı atmıştı: "Çok net söylüyorum. 20 yıl, bırak devleti, bakkal yönetsem ve sonuç bu olsa milleti geçtim, çocuklarımın yüzüne bakamam, utancımdan. Ben de öyle bi delikanlıyım işte… Dolar: 9.50."

Bu yıl parası değer kazanmış ülkelere bakıyoruz; ilk sırada yüzde 5.25 değerlenmeyle Rus rublesi, ikinci sırada yüzde yüzde 2.18 değerlenmeyle Çin yuanı geliyor. Güney Afrika randı ise yüzde 0.72 değerlenmeyle dördüncü sırada. 

Yani Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni ve modelin Milli Para ve Milli Paralarla Ticaret formülünü uygulayan BRICS devletleri. Bu eşsiz modeli uygulayan ülkelerin paraları, en zor pandemi şartlarında bile değer kazanmaya devam ediyor.

Küresel yatırım kuruluşlarının tahminlerine bakılırsa, ülkemizde faiz indirimleri bir süre daha devam edecek; diğer bir ifadeyle dolar şahlanmasını sürdürecek, yeni rekorları test edecek.

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankaları JPMorgan, Goldman Sachs ve İngiltere merkezli Barclays dün yaptıkları açıklamalarda, yıl sonuna kadar Merkez Bankası'nın faiz indirimine devam edeceğini öngördü. Politika faizini yıl sonunda yüzde 15'e indirene kadar faiz indirimlerine devam edileceği, bundan sonra indirimlere ara verileceği tahmininde bulundular. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, dolar, ata binmiş süvari gibi koşmaya devam edecek.

Hükümete yakın isimlerden ve ekonomi çevrelerinden ciddi tepkiler geldi; birkaçını aktaralım.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: "Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı sonrası hem uzun vadeli faizlerin hem de döviz kurlarının artması reel sektörümüzü tedirgin etmektedir. Temennimiz piyasadaki faizlerin ve enflasyonun düşeceği, finansal istikrarın tesis edileceği ortama en kısa sürede kavuşmaktır."

TOBB Başkanı'nın açıklamasına bakılırsa, politika faizinin inmesi, reel sektör için faz indirimi anlamına gelmiyor.

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör: "TL değersizleştikçe fakirleşiyoruz, birçok ürüne anında zam gelecek. Hayat pahalılığı asgari ücret başta olmak üzere emekli ve dar gelirlilerin belini daha da bükecek."

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez: "Fiyatlar o kadar hızlı artıyor ki, 3 ayda bir yaptığımız fiyat güncellemesi bile sektörün içinde bulunduğu zor durumu kurtarmaya yetmiyor. Gerekli önlemleri almak zorundayız. Aksi halde sektörümüzdeki firmalar kapılarına kilit vuracak."

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis: "Tarımda artık ucuz ithalat dönemi bitti, daha pahalıya mal oluyor. Pandemi bize şunu öğretti: Kendi kendine yeterliliği sağlayabilecek yerli üretimini yapman gerekiyor. Emtianın fiyatı küresel manada artarken liman, gemi, konteyner sıkıntıları da yaşanıyor. Bunlar da birer maliyet unsuru."

Ülkemizde her kesimin aradığı; faizlerin düşmesi, döviz kurlarının oynak olmaması, paramızın değer kaybetmemesi, maliyetlerin düşürülmesi, pahalılığın durdurulması, yerli üretimin canlandırılması, ithalata bağımlılığın azaltılması vs.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, bu talep edilenlerden çok daha fazlasını bilimsel gerçeklerle sağlıyor. Rusya, Çin bunun örneği. 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi sistem değişmesi lazım ve sistem olarak Milli Ekonomi Modeli uygulanması lazım. Ben de bu tespite şöyle bir ilave yapayım: Milletimizin de tercihlerini değiştirmesi lazım, yanlış sistemde ısrar edenleri değil, doğru sistemi, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacak olan BTP'yi ve genç Lideri Hüseyin Baş'ı tercih etmesi lazım. İşte o zaman kutlu kaderler bizlerin olur.