Turizmin başkenti Muğla, tarımda da liderliğe oynuyor
Mavi yolculuğun ve tatil köylerinin gölgesinde, Muğla’nın bereketli topraklarında sessiz bir devinim sürüyor
22.11.2025 00:10:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Mavi yolculuğun ve tatil köylerinin gölgesinde, Muğla'nın bereketli topraklarında sessiz bir devinim sürüyor.
Dünyaca ünlü çam balından AB tescilli zeytinyağına kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan kentte, çiftçiler artan maliyetler ve iklim kriziyle mücadele ederek üretime devam ediyor.
Türkiye'nin turizm lokomotifi Muğla, verimli ovaları ve mikroklima özelliği gösteren havzalarıyla tarım sektöründe de stratejik bir öneme sahip.
Sahil şeridinde turizm hareketliliği yaşanırken, kırsal kesimde on binlerce aile geçimini topraktan sağlıyor. Ancak üreticiler, "Bereket var ama dert de çok" diyerek tarımın geleceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Muğla Topraklarında Neler Yetişiyor?

Muğla, iklim çeşitliliği sayesinde polikültür (çoklu ürün) tarımının yapılabildiği nadir illerden biri. Bölgenin tarımsal haritasında öne çıkan ürünler şunlar:
Zeytin ve Zeytinyağı (Milas): İlin en baskın ürünü. Özellikle Milas Zeytinyağı, Avrupa Birliği'nden (AB) coğrafi işaret alarak kalitesini dünya çapında tescilledi.
Narenciye (Ortaca, Köyceğiz, Dalaman): Portakal, limon, mandalina ve greyfurt üretiminde Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri. Özellikle Köyceğiz portakalı aromasıyla biliniyor.
Çam Balı (Marmaris, Köyceğiz, Menteşe): Dünya çam balı üretiminin yaklaşık %90'ı Türkiye'de, bunun da büyük çoğunluğu Muğla'daki "Basralı" çam ormanlarında üretiliyor.
Örtü Altı Sebzecilik (Fethiye, Seydikemer): Kış aylarında Türkiye'nin domates ihtiyacının önemli bir kısmı bu bölgedeki seralardan karşılanıyor.
Badem (Datça): "Nurlu Badem" gibi özel türleriyle Datça, Türkiye'nin en kaliteli badem üretim merkezi.
Nar: Ortaca ve Dalyan bölgesinde yoğunlaşan nar üretimi, ihracatta önemli bir kalem.
Susam: Özellikle Gökova havzasında yetişen "Altın Susam", yüksek yağ oranıyla Japonya gibi ülkelere ihraç ediliyor.
Üreticinin Sırtındaki Yük: Çiftçilerin Temel Sorunları

Muğla tarımı, ürün çeşitliliğiyle göz doldursa da çiftçiler son yıllarda ciddi darboğazlardan geçiyor. Ziraat odaları ve yerel üreticilerle yapılan görüşmelerde öne çıkan 5 temel sorun şöyle:
1. İklim Krizi ve Kuraklık
Muğla'da değişen yağış rejimleri en büyük tehdit. Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi ve yeraltı sularının çekilmesi, özellikle yaz aylarında sulama krizine yol açıyor. Kuraklık, zeytinde "yok yılı" etkisini artırırken, narenciyede kalite kaybına neden oluyor.
2. Yangınların Yarattığı Tahribat (Çam Balı Krizi)
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan büyük orman yangınları, çam balı üretim alanlarının (Basralı sahalar) büyük bir kısmını yok etti. Arıcılar, kovan koyacak yer bulmakta zorlanıyor ve rekoltede ciddi düşüşler yaşanıyor. Bu alanların kendini yenilemesi ise onlarca yıl alacak.
3. Girdi Maliyetlerindeki Artış
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Muğla'da da mazot, gübre, ilaç ve elektrik fiyatlarındaki artış çiftçinin belini büküyor.
Bir Seralı Üreticinin Sözleri: "Sattığımız domatesin fiyatı markette 40-50 lira ama bizim tarladan çıkış fiyatımız maliyeti ucu ucuna kurtarıyor. Gübreye yetişemiyoruz."
4. İşçi Bulma Sorunu ve Turizm Rekabeti
Bölgenin turizm kenti olması, tarım işçisi bulmayı zorlaştırıyor. Genç nüfusun turizm sektörüne yönelmesi ve tarımda çalışacak mevsimlik işçi yevmiyelerinin yüksekliği, hasat döneminde ürünün dalda kalması riskini doğuruyor.
5. Tarım Arazilerinin Yapılaşma Baskısı
Turizm ve konut talebi nedeniyle tarım arazileri üzerindeki "betonlaşma" baskısı artıyor. Yüksek arsa fiyatları, çiftçiliği bırakıp arazisini satmak isteyenlerin sayısını çoğaltıyor.
Çözüm Beklentisi: "Planlı Üretim ve Destek"

Muğlalı üreticiler, tarımın sürdürülebilirliği için acil eylem planları bekliyor. Tarımsal sulama yatırımlarının hızlanması, yangın bölgelerinin rehabilitasyonu ve kooperatifleşmenin teşvik edilmesi, çözüm önerilerinin başında geliyor.
Yetkililer ise Muğla'nın sadece turizmle değil, "Coğrafi İşaretli" tarım ürünleriyle de bir dünya markası olması için çalışmaların sürdüğünü belirtiyor.
Dünyaca ünlü çam balından AB tescilli zeytinyağına kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan kentte, çiftçiler artan maliyetler ve iklim kriziyle mücadele ederek üretime devam ediyor.
Türkiye'nin turizm lokomotifi Muğla, verimli ovaları ve mikroklima özelliği gösteren havzalarıyla tarım sektöründe de stratejik bir öneme sahip.
Sahil şeridinde turizm hareketliliği yaşanırken, kırsal kesimde on binlerce aile geçimini topraktan sağlıyor. Ancak üreticiler, "Bereket var ama dert de çok" diyerek tarımın geleceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Muğla Topraklarında Neler Yetişiyor?

Muğla, iklim çeşitliliği sayesinde polikültür (çoklu ürün) tarımının yapılabildiği nadir illerden biri. Bölgenin tarımsal haritasında öne çıkan ürünler şunlar:
Zeytin ve Zeytinyağı (Milas): İlin en baskın ürünü. Özellikle Milas Zeytinyağı, Avrupa Birliği'nden (AB) coğrafi işaret alarak kalitesini dünya çapında tescilledi.
Narenciye (Ortaca, Köyceğiz, Dalaman): Portakal, limon, mandalina ve greyfurt üretiminde Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri. Özellikle Köyceğiz portakalı aromasıyla biliniyor.
Çam Balı (Marmaris, Köyceğiz, Menteşe): Dünya çam balı üretiminin yaklaşık %90'ı Türkiye'de, bunun da büyük çoğunluğu Muğla'daki "Basralı" çam ormanlarında üretiliyor.
Örtü Altı Sebzecilik (Fethiye, Seydikemer): Kış aylarında Türkiye'nin domates ihtiyacının önemli bir kısmı bu bölgedeki seralardan karşılanıyor.
Badem (Datça): "Nurlu Badem" gibi özel türleriyle Datça, Türkiye'nin en kaliteli badem üretim merkezi.
Nar: Ortaca ve Dalyan bölgesinde yoğunlaşan nar üretimi, ihracatta önemli bir kalem.
Susam: Özellikle Gökova havzasında yetişen "Altın Susam", yüksek yağ oranıyla Japonya gibi ülkelere ihraç ediliyor.
Üreticinin Sırtındaki Yük: Çiftçilerin Temel Sorunları

Muğla tarımı, ürün çeşitliliğiyle göz doldursa da çiftçiler son yıllarda ciddi darboğazlardan geçiyor. Ziraat odaları ve yerel üreticilerle yapılan görüşmelerde öne çıkan 5 temel sorun şöyle:
1. İklim Krizi ve Kuraklık
Muğla'da değişen yağış rejimleri en büyük tehdit. Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi ve yeraltı sularının çekilmesi, özellikle yaz aylarında sulama krizine yol açıyor. Kuraklık, zeytinde "yok yılı" etkisini artırırken, narenciyede kalite kaybına neden oluyor.
2. Yangınların Yarattığı Tahribat (Çam Balı Krizi)
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan büyük orman yangınları, çam balı üretim alanlarının (Basralı sahalar) büyük bir kısmını yok etti. Arıcılar, kovan koyacak yer bulmakta zorlanıyor ve rekoltede ciddi düşüşler yaşanıyor. Bu alanların kendini yenilemesi ise onlarca yıl alacak.
3. Girdi Maliyetlerindeki Artış
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Muğla'da da mazot, gübre, ilaç ve elektrik fiyatlarındaki artış çiftçinin belini büküyor.
Bir Seralı Üreticinin Sözleri: "Sattığımız domatesin fiyatı markette 40-50 lira ama bizim tarladan çıkış fiyatımız maliyeti ucu ucuna kurtarıyor. Gübreye yetişemiyoruz."
4. İşçi Bulma Sorunu ve Turizm Rekabeti
Bölgenin turizm kenti olması, tarım işçisi bulmayı zorlaştırıyor. Genç nüfusun turizm sektörüne yönelmesi ve tarımda çalışacak mevsimlik işçi yevmiyelerinin yüksekliği, hasat döneminde ürünün dalda kalması riskini doğuruyor.
5. Tarım Arazilerinin Yapılaşma Baskısı
Turizm ve konut talebi nedeniyle tarım arazileri üzerindeki "betonlaşma" baskısı artıyor. Yüksek arsa fiyatları, çiftçiliği bırakıp arazisini satmak isteyenlerin sayısını çoğaltıyor.
Çözüm Beklentisi: "Planlı Üretim ve Destek"

Muğlalı üreticiler, tarımın sürdürülebilirliği için acil eylem planları bekliyor. Tarımsal sulama yatırımlarının hızlanması, yangın bölgelerinin rehabilitasyonu ve kooperatifleşmenin teşvik edilmesi, çözüm önerilerinin başında geliyor.
Yetkililer ise Muğla'nın sadece turizmle değil, "Coğrafi İşaretli" tarım ürünleriyle de bir dünya markası olması için çalışmaların sürdüğünü belirtiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































