"Ben kaynak ayırdım, ben senden daha çok ayırdım" tartışmaları üzerine, "GAP'ı kaptırmam" diyenlerin kulakları çınlasın. Şimdi neredeler? Neden sesleri çıkmıyor? Sadece GAP'ı değil, ülkeyi kaptırıyoruz. Ne hikmetse, "GAP'ı kaptırmama" yarışına, iktidarının 6. yılında Başbakan Erdoğan da katıldı. Diyarbakır'da "GAP Eylem Plânı"nı açıkladı. Plânı açıklarken şöyle dedi: "Önümüzdeki dönemde bölgemizin rekabet gücünün arttırılması ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılması için iki önemli uygulamayı başlatıyoruz. Bunlardan biri 'Kalkınma Ajansları'dır". Kalkınma Ajansları'nın altını çizelim. Neymiş, kimin dayatmasıdır, ona bakalım. 'Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan 'Kalkınma Ajansları'nın temelleri, DSP, MHP ve ANAP koalisyonu döneminde atıldı. Bir başka deyişle, Kalkınma Ajansları AB'nin dayatmasıdır. AB'nin amacı, söylendiği gibi "bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarını azaltmak" değil, tam aksine, bölgeler arasında husumeti öne çıkarmak ve onu çatışmaya dönüştürmektir. "Bunu nereden biliyorsun, nereden çıkarıyorsun?" diyenler, AB'nin bugüne kadar yaptığı uygulamalara baksınlar. En açık örnekleri, o uygulamalarda görebilirler.AB'nin, Kalkınma Ajansları dayatmasını, bir diğer dayatması olan "İkiz Yasalar"la birlikte düşününce, oyunun içyüzü ortaya çıkıyor. "Yıllarca imzalanmayan ve 'İkiz İhanet' olarak da anılan Birleşmiş Milletler'in 'İkiz Sözleşmeleri' Bülent Ecevit'in Başbakan olduğu DSP, MHP, ANAP koalisyon hükümeti döneminde alınan bir Bakanlar Kurulu kararı üzerine verilen talimatla, Birleşmiş Milletler Daimi Delegesi Volkan Vural tarafından 15 Ağustos 2000 tarihinde imzalanmıştır. Bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete'da yayınlanmaması enteresandır. Bu sözleşmede halkların kendi kaderini tayin hakkı adı altında şu hükümler de yer almaktadır: 'Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasi statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler. Bu halklar, kendi geleceklerini tayin etme haklarını kullanma amacı ile zora dayanan hareketlere karşı, antlaşmanın amaçları ve ilkeleri doğrultusunda destek aramak ve almak hakkına sahiptirler. Ecevit Hükümeti tarafından imzalanan bu sözleşme AKP iktidarında 2003 yılı Haziran ayında Meclis'ten de geçirilmiştir" (Bkz. İsmail Şefik Aydın, Uyan Türkiye-Tarih Tekerrür Etmemeli, s. 69). AB'nin dayatmalarının, hatta iyilik gibi görünen proje bazında hibelerinin bile, tek amaç ve hedefi vardır, o da ülkeyi bölmektir, parçalamaktır. Araştırmacı-Yazar Yılmaz Dikbaş, 'Avrupa Birliği-Tabuta Çakılan Son Çivi', adlı kitabında şu ilginç tespitte bulunuyor: "Artık 'rüşvet' sözcüğü kullanımdan kaldırılmış, yerine 'proje bazında hibe' deyimi yerleştirilmişti. Eskiden bir yabancı ülkenin çıkarları için para karşılığında hizmet edenlere 'ajan' denilmekteydi. Küreselleşen dünyada 'ajan' sözcüğü de sözlüklerden silindi. Artık 'ajan' yoktur, proje bazında para alan Sivil Toplum Örgütleri vardır" (s. 431). Kalkınma Ajansları da AB dayatması olduğuna göre, onu da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.AKP iktidarının, GAP Bölge İdaresi'ni tasfiye edip, yerine Kalkınma Ajansları'nı ikame etmesi ve Başbakanın 'GAP Eylem Plânı'nı açıklarken, Kalkınma Ajansları'nı tekrar gündeme getirmesi düşündürücüdür. Yahudilerin, GAP'ta 450 bin dönüm civarında arazi satın aldığı, aynı şekilde Kuzey Irak'ta da arazi alımlarını sürdürdüğü, basında yer almış ve bu bilgiler istihbarat raporlarıyla da teyit edilmiştir. Bu iki fotoğraftan Arz-ı Mev'ud idealini göremeyen idarecileri, tarih çok kötü bir sıfatla yargılayacaktır. DSP Kurucu Genel Başkanı Rahşan Ecevit'in, geç de olsa, uyanması ve uyarıda bulunması olumlu bir gelişmedir. Rahşan Ecevit diyor ki: "Türkiye işgal altında. Trakya'yı Yunanlılar, GAP'ı Yahudiler, Ani etrafını İngilizler alıyor" . Bu uyarıları, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır yapıyor. Ama, idarecilerimiz hâlâ kendi aralarında "GAP'ı kaptırmam" gibi kısır tartışmalarla uğraşıyorlar. Böyle giderse, GAP'ı kaptırmak şöyledursun, ülkemizi yabancılara kapacaktır. Uyanalım, kendimize gelelim, GAP'ı da, ülkemizi de kaptırmayalım.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018