"Vakıalardan doğan fikirler, vakıalar haline geçmekte teehhür etmez; yani vakıalar fikirlerin müvellidi olduğu gibi, fikirler de vakıaların müvellididir."Yusuf Akçura'nın 1914 yılında Türk Yurdu dergisinde "Türklerin İktisadi Uyanışı" isimli makalesinin giriş cümlesi bu şekildeydi. Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunlar ve darboğazla ilgili olarak bazı sözde aydınların geç de olsa uyanmalarının hikmetine dair birkaç kelam etmeden önce, Osmanlı'nın son dönemlerine fikir olarak damgasını vuran ve sözde olmayıp özde aydın olan Yusuf Akçura'nın bu veciz ifadelerini hatırlatma gereği duydum. Bu sözlerle fikir - eylem arasındaki sebep - sonuç ilişkisini vurgulayan Akçura günümüz sorunlarını kavrama noktasında da bizlere ışık tutmaktadır. Son birkaç haftadır, kendilerine "televoleci" sıfatı da uygun görülen bazı ekonomistlerimizde Türk ekonomisinin gidişatıyla ilgili derin kuşkular oluşmuş durumda. Özellikle Asaf Savaş Akat ve Deniz Gökçe'nin son günlerde ısrarla Türk ekonomisinin kriz sinyalleri verdiği yönündeki açıklamaları bazı gazetelerin manşetlerini süslüyor. AKP hükümeti işbaşına geldiği günden bu yana, IMF merkezli ekonomi politikalarının yılmaz savunucusu konumundaki bu kişilere ne oldu da, 180 derece bir dönüş yaşadılar!Aslında AKP'nin işbaşına gelir gelmez - ve hatta gelmeden- ilan ettiği IMF merkezli ekonomi politikalarının sonuçları 3 yıl öncesinden belliyken, o dönemde halkı kandırarak, pembe tablolar çizen bu sözde ekonomistler, Türk ekonomisinin dibe vuracağı dönemin yaklaştığını hissettikleri için konuşmaya başladılar. "Basra harap olduktan sonra" veciz ifadesiyle birebir örtüşen bu durum aynı zamanda Akçura'nın yukarıya taşıdığımız ifadeleriyle de izah edilebilir.Ortada bir vakıa var ve bu vakıa öyle bir vakıa ki, görmemeniz, es geçmeniz, üzerinde durmamanız mümkün değil. İşte bu yüzden televoleci de olsa ekonomistlerimiz konuyla ilgili açıklama yapma mecburiyeti hissettiler. Gerçi bizim medya Türkiye ve dünya tarihinde önemli bir çığır açan Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ni bile görmezden gelme aymazlığını gösterebildi. Yani sabıkası oldukça ağır. Asaf Savaş Akat'ta "tehlike çanları çalıyor" fikrini hasıl edecek vakıalara bakarak, Akat'ın şu hususlarda kaygılı olduğunu görüyoruz:İzlenen kur ve faiz politikası, sadece iç pazardaki artan talebe bağlı olarak ithalatı körüklüyor ama ihracatı ve sanayileşmeyi önemsemiyor. Bu yüzden Çinli, Avrupalı, Amerikalı üreticileri zengin ediyoruz. Ayrıca bu ülkeleri zengin ederken kendimizi de borçlandırıp, fakirleştiriyoruz. Giderek büyüyen cari açığı aldığımız faizi yüksek borçlarla kapatmaya çalışıyoruz. Özetle gelir reel olarak artmadığı için bir tıkanıklık içindeyiz.Akat'ın bu kaygılarına rağmen Türk ekonomisinin içinde bulunduğu derin uçurumun sadece bazı kısımlarını tahlil edebildiğini görüyoruz. Ortada ekonominin sorunlarına çare üretecek tam bir teşhis bulunmuyor. Sadece kendi liberal penceresinden olaylara bakıp, kendi görüşünü savunan ekonomistlerin biraz dışına çıkıyor Akat. Yoksa genel mantık çizgisi ve ekonomi görüşü diğerlerinden farklı değil. Akat ve Akat gibi geç uyanan diğer ekonomistlerin ortak özellikleri, gözleri kapalı bir şekilde file dokunarak onu tanımlamaya çalışanlar misali Türk ekonomisinin içinde bulunduğu darboğaz hakkında fikir yürütmeleri. Biri kulağına, biri gövdesine, biri kuyruğuna, biri ayaklarına dokunarak farklı farklı tanımlamalar yapıyor. Oysa Türk ve dünya ekonomilerinin gerçek sıkıntılarını ve gerçek çözüm yolunu ortaya koyan, yani gözleri açık bir şekilde filin fil olduğunu görebilen yegane model Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'dir. Vakit daha geç olmadan gözlerimizi açalım ve doğruya kulak verelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012