Atatürk'ten bu yana Türk siyasi tarihinde görülmemiş bir olaya tanıklık ediyoruz. Bir siyasi parti genel başkanı (Prof. Dr. Haydar Baş) projelerini somut hale getiriyor ve nasıl yapacağını açıklıyor. Fakat tarihin her döneminde olduğu gibi yaşadığımız dönemde de mandacı zihniyet proje üretmeyi ve üretilenin önüne set koymayı kendine borç biliyor.Vakti zamanında ülkenin birinde çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul eder ve ona değer verirmiş. Ona renklerin ustası demişler. Renklerin ustası bir öğrenci yetiştirmiş. Eğitimini tamamlayan öğrencisi son resmini yaparak ustasına göstermiş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş.Ustası sen artık ressam sayılırsın artık senin resmini halk değerlendirecek diyerek resmi şehrin en kalabalık yerine götürmesini yanına da kırmızı kalem koyarak halktan beğenmediklerini yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırak demiş.Öğrenci denileni yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülen öğrenci emeğini ve yüreğini ortaya koyarak yaptığı tabloyu ustasına götürmüş.Ustası yeniden resim yapmasını ve aynı meydana götürmesini yalnız bu kez yanına kalem değil palet koymasını istemiş. Tabloyu paleti ve düzeltmeleri için yazı bırakan öğrenci birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resme ve palete dokunulmamış. Tekrar ustasına dönmüş ve olanları anlatmış.Renklerin ustası birinci durumda insanların acımasızca eleştiri yaptığını hayatında resim yapmamış insanların resmini karaladığını oysa hataların düzeltilmesi istenildiğinde yapıcı olmaları için eğitimin gerektiğinden dolayı düzeltmek için uğraşmadığını anlatmış.Teşbihte hata olmaz. Şimdiye kadar ülke için kafasını zerre kadar yormamış gerek siyasi gerekse halk çevresindeki bazı kendini bilir! Şahsiyetler proje üretmedikleri gibi üretilen projeleri ve programları da çok ukala bir şekilde eleştirebiliyorlar.Milli ekonomi modeli ülkemizin, yaşadığımız coğrafyanın ve dünyanın yegane kurtuluş modelidir. Yukarıda ki hikaye ülkemizin tablosunu çok güzel ortaya koyuyor. Şimdiye kadar hiçbir siyasiye nasıl yapacağını sormayan halk artık sorgulamaya başlamıştır. Önemli olan ortaya konan modeli eleştirmek değil ya yanlışlarını söylemek ya da ikame bir model ortaya koymaktır. Ya hayır söyle ya sus mantığını belleğimize kazıdığımız zaman güzel günlere doğru yol alacağımızı da ispatlamış oluruz.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012