logo
19 KASIM 2025


Yalanlar ve mecburiyetler

11.05.2002 00:00:00
Yıl 1997. Dışişleri Bakanı İsmail Cem Fransa gezisi dönüşünde AB ile ilgili olarak samimi ve yalansız düşüncelerini o zarif ve ince üslubuyla açıklıkla anlatıyordu. "Ben bugüne kadar yalan söylemedim, bakan oldum diye de söyleyecek değilim. Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda durum tamamen umutsuzdur. Komisyonun raporu ortada. Olay kapanmıştır. Böyledir diye

Türkiye'nin başka alternatif ve politikaları var. Biz zaten Avrupalıyız. AB saplantısı içinde değiliz"Evet o tarihlerde sayın Cem'in AB'nin politikalarından, Türkiye'nin önündeki gelecekle ilgili vardığı sonuç böyle. Ancak nedense yalan konuşmayı sevmeyen dışişleri bakanımız o günden bugüne görevini hakkıyla yerine getirmek için Türkiye'nin tek alternatifi olan AB'ye girişi için olağanüstü çaba harcıyor.

Şüphesiz bir bakanın tek başına politika üreteceği ve ülkenin dış politikasına yön verebileceğini söylemiyoruz. Sayın Cem de siyasi iradenin doğrultusunda koşuyor. Ancak kendi insiyatifiyle yeniden canlandırdığı Türk- Yunan dostluğu çabalarını yabana atamayız. Sanırım Cem'in dışişleri bakanı olarak yaptığı en önemli icraat bu olarak anlatılacak kendisinden sonra. İsmail Cem'in , Yunan dışişleri bakanıyla samimiyeti, Papandreu'ya adıyla 'Yorgo' diye hitap edecek kadar ileri. Bu samimiyetin Türkiye'ye nelere kazandırdığını ve ileride neler kazandıracağını varın siz hesap edin.

Uluslararası ilişkilerde bu dostluk, ahbaplık ilişkilerinin ne kadar işe yaradığını, yarayabileceğini hatırlatarak asıl konumuza dönenelim.

Sayın Cem, bakan olduğu için yalan söyleyemeyeceğini ifade ederken, (ki o zaman henüz dış işleri bakanı olmuştu) geçen hafta verdiği demeçler, taze bakanken söylediklerinden çok farklı ve hayli ilginçti. "AB'nin Türkiye'ye vermiş olduğu söz var. Eğer,idam cezası ve ana dili öğrenme ile ilgili düzenlemeleri yaparsak,Türkiye ile müzakere sürecini başlatmak için tarih vereceklerini taahhüt ettiler. Hem de birinci ağızdan bu sözü verdiler.

Bunları ya şimdi yaparız,ya da AB'yi unuturuz,bir kenara bırakırız. Şimdi hareket geçme zamanı..."

Şimdi iki tespiti yan yana ya da alt alta koyarak düşünelim. Hangisi doğru Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda durum tamamen umutsuz mudur? AB'nin tüm isteklerini yerine getirirsek AB bizi Birliğine alır mı?

Sayın bakanın dürüstlüğünden şüphemiz yok ancak bu teslimiyetçi politikalar Türkiye'ye çok yol, emek ve zaman kaybettiriyor. Her şeyden önce Türkiye'nin bütünlüğüne ciddi şekilde zarar veriyor.

AB Büyükelçisi sömürge valisi gibi memlekette fink atıyor, AB adına çeşitli sivil toplum örgütleriyle içeriğini bilemediğimiz temaslarda bulunuyor, remi, gayrıresmi kuruluşların bütün toplantılarında boy gösteriyor. Boy göstermekten de öte düzenleyici konumunda Türk insanını AB'ye giriş sürecinde motive (!) ediyor. Madam Fogg en son İstanbul'da yapılan toplantıda, gazetelerde açıkça, 'Kıbrıs Türklerini Türkiye'den ayırmalıyız.

Benim mücadelem budur." diyebiliyor. Fogg'un elektronik posta mesajlarının içeriğine ise hiç girmiyorum. Zira bunların açıklanmasını mahkemeler tarafından durduruldu.

Sayın Bakanımızın ülke bütünlüğünün zedelenmesi endişesi duyanlara da mesajları var. Cem, bazı kesimlerin "Bunları yaparsak ülke bütünlüğüne zarar gelir'' kaygısını taşıdıklarını hatırlatarak bu kaygıyı taşıyanlara dönük olarak da şunları söyledi: "Bu yapacaklarımız bölücülerin işine yarayabilir. Ama, yapacağımız düzenlemelerin küçük bölümü onların işine yarayacak diye biz yapmamız gerekenlerden vaz mı geçeceğiz ?"

İşte meselenin bam teli burada. AB'nin isteklerini yerine getirmemiz 35 bin insanımızın katillerinin işine yarasa bile vazgeçemez oluşumuz. Nedir bizi bu kadar mecbur eden? Sanırım bu 'mecburiyeti' çözersek herşey ortaya çıkacak.

Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde bir çarpıklık söz konusu. Zira Türkiye bu görüşmelerde eşit taraf şartlarını haiz değil ve sürekli edilgen durumda.

Kısaca AB tarafından verilen ve sürekli yenileri eklenen ev ödevlerini hazırlamakla meşgul. Bu uğurda hazırlanan ulusal program (!) doğrultusunda yasalar çıkarmak için meclis ciddi mesai yapıyor. 57. Hükümet döneminde geçirilen yasama dönemleri cumhuriyet tarihinin en çok yasanın çıkarıldığı dönemler oldu.

Meclisin bu hızlı performansıyla çıkarılan yasaları ve AB'ne giriş için gelene ağam diyenlerin 'mecburiyetini'i yazmaya devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
Hiç gol yememişlerdi
İspanya'nın unvanına son verdik
"Abraham Anlaşması'nın bir parçası olmak istiyoruz"
Selman'dan Trump'ı memnun eden açıklama
ABD, Suud'a F-35 de satıyor
Trump'tan Veliaht Selman'a en yüksek protokol
Erdoğan hayat pahalılığı hakkında konuştu
'Hayat pahalılığını mutlaka çözeceğiz'
Türkiye'yi sarsan olayda sıcak gelişme
"Yine aynı şekilde ilaçladım çıktım"
Bahçeli'nin ifade ettiği 'İmralı'ya ziyaret' Bakan Tunç'a soruldu
"Bu yöndeki takdir yetkisi komisyona aittir"
Bankalar, reel sektörü kıskaca aldı
Merkez Bankası faizi düşürüyor ancak bankalar hiç de oralı olmuyor!
İşte dikkat edilecek noktalar!
Sokak lezzetleri canınızdan etmesin!
ABD ile baş etmeleri mümkün mü?
Venezuela 'en kötü senaryoya' hazırlık yapıyor
"Kimse gitmezse üç arkadaşımı alır ben İmralı'ya giderim"
Bahçeli'den İmralı konusunda kararlı duruş!
Bir dolandırıcılık haberi daha: 21 gözaltı
Kamu zararı 100 milyar TL
'Eski Türkiye' böyle değildi
Kasım ayının ilk haftasında toplam 1 ton 65 kilogram esrar yakalandı
Ne yolsuzluk bitiyor ne dolandırıcılık ne de kara para...
IQ Money'e operasyon: 26 kişi gözaltına alındı
Maduro'dan, Trump ile diyalog açıklaması
"Yüz yüze hiçbir sorun olmadan diyalog kurulacak"
BMGK'den, ABD'nin Gazze tasarısına onay
Rusya ve Çin'den çekimser oy
Hiç gol yememişlerdi
İspanya'nın unvanına son verdik
"Abraham Anlaşması'nın bir parçası olmak istiyoruz"
Selman'dan Trump'ı memnun eden açıklama
ABD, Suud'a F-35 de satıyor
Trump'tan Veliaht Selman'a en yüksek protokol
Erdoğan hayat pahalılığı hakkında konuştu
'Hayat pahalılığını mutlaka çözeceğiz'
Türkiye'yi sarsan olayda sıcak gelişme
"Yine aynı şekilde ilaçladım çıktım"
Bahçeli'nin ifade ettiği 'İmralı'ya ziyaret' Bakan Tunç'a soruldu
"Bu yöndeki takdir yetkisi komisyona aittir"
Bankalar, reel sektörü kıskaca aldı
Merkez Bankası faizi düşürüyor ancak bankalar hiç de oralı olmuyor!
İşte dikkat edilecek noktalar!
Sokak lezzetleri canınızdan etmesin!
ABD ile baş etmeleri mümkün mü?
Venezuela 'en kötü senaryoya' hazırlık yapıyor
"Kimse gitmezse üç arkadaşımı alır ben İmralı'ya giderim"
Bahçeli'den İmralı konusunda kararlı duruş!
Bir dolandırıcılık haberi daha: 21 gözaltı
Kamu zararı 100 milyar TL
'Eski Türkiye' böyle değildi
Kasım ayının ilk haftasında toplam 1 ton 65 kilogram esrar yakalandı
Ne yolsuzluk bitiyor ne dolandırıcılık ne de kara para...
IQ Money'e operasyon: 26 kişi gözaltına alındı
Maduro'dan, Trump ile diyalog açıklaması
"Yüz yüze hiçbir sorun olmadan diyalog kurulacak"
BMGK'den, ABD'nin Gazze tasarısına onay
Rusya ve Çin'den çekimser oy
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.