logo
24 KASIM 2025


Yalanlar ve mecburiyetler

11.05.2002 00:00:00
Yıl 1997. Dışişleri Bakanı İsmail Cem Fransa gezisi dönüşünde AB ile ilgili olarak samimi ve yalansız düşüncelerini o zarif ve ince üslubuyla açıklıkla anlatıyordu. "Ben bugüne kadar yalan söylemedim, bakan oldum diye de söyleyecek değilim. Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda durum tamamen umutsuzdur. Komisyonun raporu ortada. Olay kapanmıştır. Böyledir diye

Türkiye'nin başka alternatif ve politikaları var. Biz zaten Avrupalıyız. AB saplantısı içinde değiliz"Evet o tarihlerde sayın Cem'in AB'nin politikalarından, Türkiye'nin önündeki gelecekle ilgili vardığı sonuç böyle. Ancak nedense yalan konuşmayı sevmeyen dışişleri bakanımız o günden bugüne görevini hakkıyla yerine getirmek için Türkiye'nin tek alternatifi olan AB'ye girişi için olağanüstü çaba harcıyor.

Şüphesiz bir bakanın tek başına politika üreteceği ve ülkenin dış politikasına yön verebileceğini söylemiyoruz. Sayın Cem de siyasi iradenin doğrultusunda koşuyor. Ancak kendi insiyatifiyle yeniden canlandırdığı Türk- Yunan dostluğu çabalarını yabana atamayız. Sanırım Cem'in dışişleri bakanı olarak yaptığı en önemli icraat bu olarak anlatılacak kendisinden sonra. İsmail Cem'in , Yunan dışişleri bakanıyla samimiyeti, Papandreu'ya adıyla 'Yorgo' diye hitap edecek kadar ileri. Bu samimiyetin Türkiye'ye nelere kazandırdığını ve ileride neler kazandıracağını varın siz hesap edin.

Uluslararası ilişkilerde bu dostluk, ahbaplık ilişkilerinin ne kadar işe yaradığını, yarayabileceğini hatırlatarak asıl konumuza dönenelim.

Sayın Cem, bakan olduğu için yalan söyleyemeyeceğini ifade ederken, (ki o zaman henüz dış işleri bakanı olmuştu) geçen hafta verdiği demeçler, taze bakanken söylediklerinden çok farklı ve hayli ilginçti. "AB'nin Türkiye'ye vermiş olduğu söz var. Eğer,idam cezası ve ana dili öğrenme ile ilgili düzenlemeleri yaparsak,Türkiye ile müzakere sürecini başlatmak için tarih vereceklerini taahhüt ettiler. Hem de birinci ağızdan bu sözü verdiler.

Bunları ya şimdi yaparız,ya da AB'yi unuturuz,bir kenara bırakırız. Şimdi hareket geçme zamanı..."

Şimdi iki tespiti yan yana ya da alt alta koyarak düşünelim. Hangisi doğru Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda durum tamamen umutsuz mudur? AB'nin tüm isteklerini yerine getirirsek AB bizi Birliğine alır mı?

Sayın bakanın dürüstlüğünden şüphemiz yok ancak bu teslimiyetçi politikalar Türkiye'ye çok yol, emek ve zaman kaybettiriyor. Her şeyden önce Türkiye'nin bütünlüğüne ciddi şekilde zarar veriyor.

AB Büyükelçisi sömürge valisi gibi memlekette fink atıyor, AB adına çeşitli sivil toplum örgütleriyle içeriğini bilemediğimiz temaslarda bulunuyor, remi, gayrıresmi kuruluşların bütün toplantılarında boy gösteriyor. Boy göstermekten de öte düzenleyici konumunda Türk insanını AB'ye giriş sürecinde motive (!) ediyor. Madam Fogg en son İstanbul'da yapılan toplantıda, gazetelerde açıkça, 'Kıbrıs Türklerini Türkiye'den ayırmalıyız.

Benim mücadelem budur." diyebiliyor. Fogg'un elektronik posta mesajlarının içeriğine ise hiç girmiyorum. Zira bunların açıklanmasını mahkemeler tarafından durduruldu.

Sayın Bakanımızın ülke bütünlüğünün zedelenmesi endişesi duyanlara da mesajları var. Cem, bazı kesimlerin "Bunları yaparsak ülke bütünlüğüne zarar gelir'' kaygısını taşıdıklarını hatırlatarak bu kaygıyı taşıyanlara dönük olarak da şunları söyledi: "Bu yapacaklarımız bölücülerin işine yarayabilir. Ama, yapacağımız düzenlemelerin küçük bölümü onların işine yarayacak diye biz yapmamız gerekenlerden vaz mı geçeceğiz ?"

İşte meselenin bam teli burada. AB'nin isteklerini yerine getirmemiz 35 bin insanımızın katillerinin işine yarasa bile vazgeçemez oluşumuz. Nedir bizi bu kadar mecbur eden? Sanırım bu 'mecburiyeti' çözersek herşey ortaya çıkacak.

Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde bir çarpıklık söz konusu. Zira Türkiye bu görüşmelerde eşit taraf şartlarını haiz değil ve sürekli edilgen durumda.

Kısaca AB tarafından verilen ve sürekli yenileri eklenen ev ödevlerini hazırlamakla meşgul. Bu uğurda hazırlanan ulusal program (!) doğrultusunda yasalar çıkarmak için meclis ciddi mesai yapıyor. 57. Hükümet döneminde geçirilen yasama dönemleri cumhuriyet tarihinin en çok yasanın çıkarıldığı dönemler oldu.

Meclisin bu hızlı performansıyla çıkarılan yasaları ve AB'ne giriş için gelene ağam diyenlerin 'mecburiyetini'i yazmaya devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
Parkta faciadan dönüldü
4 çocuk, elektrik akımına kapıldı
Gündemde ne vardı?
Erdoğan Putin ile görüştü
Öğretmenler yoksul, umutsuz ve korunmasız
Öğretmenlerin sorunları saymakla bitmiyor
Erdoğan gazetecilere açıklamalarda bulundu
'Ateşkesin eksiksiz uygulanması şarttır'
'Bahis operasyonu devam edecek'
'Interpol de UEFA da devrede'
Şap hastalığı hayvancılığı vurdu, Tarım Bakanı sessiz
Şapın etkisi 6 Şubat depremi gibi olacak, fiyatlar yükselecek
Sözde Barış Kurulu'nda yer alan Blair sahnede
Tepkilerin odağında olan Tony Blair Filistinli yetkili ile görüştü
Netanyahu'dan Lübnan'a yeni saldırı tehdidi
İsrail'in Beyrut'a saldırısında 5 kişi öldü, 28 kişi yaralandı
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Parkta faciadan dönüldü
4 çocuk, elektrik akımına kapıldı
Gündemde ne vardı?
Erdoğan Putin ile görüştü
Öğretmenler yoksul, umutsuz ve korunmasız
Öğretmenlerin sorunları saymakla bitmiyor
Erdoğan gazetecilere açıklamalarda bulundu
'Ateşkesin eksiksiz uygulanması şarttır'
'Bahis operasyonu devam edecek'
'Interpol de UEFA da devrede'
Şap hastalığı hayvancılığı vurdu, Tarım Bakanı sessiz
Şapın etkisi 6 Şubat depremi gibi olacak, fiyatlar yükselecek
Sözde Barış Kurulu'nda yer alan Blair sahnede
Tepkilerin odağında olan Tony Blair Filistinli yetkili ile görüştü
Netanyahu'dan Lübnan'a yeni saldırı tehdidi
İsrail'in Beyrut'a saldırısında 5 kişi öldü, 28 kişi yaralandı
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.