Yapay zeka, birçok alanda kolaylıklar sunarken, kullanımının daha da yaygınlaşması durumda bazı riskleri de beraberinde getireceğinden endişe ediliyor. Bu noktada endişe duyulan en temel konulardan birisi ise şüphesiz işsizliğin artması.
Birçok iş kolunda yapay zekanın devreye girmesi, doğal olarak milyonlarca insanın işsiz ve de bunun sonucu olarak da "gelirsiz" kalmasına yol açacak.
Bu noktada BBC'de yayımlanan bir haberi aktaralım.
Yapay zekanın babası olarak tanınan Geoffrey Hinton'dan 'evrensel temel gelir' önerisi geldi. Yapay zekanın işsizliği artıracağından ve eşitsizliği derinleştireceğinden endişe eden Hinton, bu teknolojinin artan etkisiyle başa çıkmak için her vatandaşa para verilmesini öneriyor. "Yapay zekanın babası" olarak kabul edilen bilgisayar bilimcisi Geoffrey Hinton, yapay zekanın eşitsizlik üzerindeki etkisiyle başa çıkmak için evrensel bir temel gelir oluşturması gerektiğini söyledi.
Yapay zeka alanındaki mevcut patlamanın teorik temelini oluşturan sinir ağlarının öncüsü Profesör Geoffrey Hinton, her vatandaşa sabit miktarda nakit veren bir sosyal yardım reformuna ihtiyaç duyulacağını çünkü "yapay zekanın çok sayıda sıradan işi almasından çok endişeli olduğunu" söyledi.
Evrensel temel gelir kavramı, devletin tüm bireylere gelirlerine bakılmaksızın belirli bir maaş ödemesi anlamına geliyor. Yapay zekanın üretkenliği ve zenginliği artıracağını düşündüğünü söyleyen Hinton, "paranın işlerini kaybeden insanlara değil zenginlere gideceği ve bunun toplum için çok kötü olacağı" düşüncesinde.
Profesör Hinton ayrıca insan neslinin tükenmesi düzeyinde tehditlerin ortaya çıkmasından duyduğu endişeyi yineledi. Hinton, yapay zekanın askeri kullanımının yasaklanması gerektiğini söyledi. Hinton, "tahminimce bundan 5 ila 20 yıl sonra yüzde 50 bir olasılıkla yapay zekanın kontrolü ele geçirmeye çalışması sorunuyla yüzleşmek zorunda kalacağız" dedi.
Geçen yıla kadar Google'da çalışan Hinton, yapay zekadan kaynaklanan tehlikeler hakkında daha özgürce konuşabilmek için teknoloji devinden ayrılmıştı.
Evet, dünya hızla dijitalleşiyor ve yapay zeka teknolojileri her alanda hızla yayılıyor. Bundan sonraki süreçte bu yeni çağa ayak uydurabilen ve bu süreci doğru yönetebilen ülkeler güçlü, diğerleri ise güçsüz olacaklar.
Bu teknoloji ilerlerken bireyleri gelirden mahrum bırakacak bir ortama asla müsaade edilmemesi, devletlerin buna karşı ciddi önlemler alması gerekiyor.
Bu noktada önümüze çözüm olarak çıkan tek ekonomik sistemin ise Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli olduğunu görülüyor. Zaten dikkat ederseniz, yapay zekanın babası Profesör Geoffrey Hinton'ın çözüm olarak ifade ettiği, her bireye sağlanması gereken 'evrensel temel gelir' projesi, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli projelerinden olan "Vatandaşlık Maaşı" projesi…
Ve Prof. Dr. Baş, bu maaşın vatandaşlara nasıl ve hangi kaynakla verileceğini detaylıca, formülüne varıncaya kadar eşsiz modelinde anlatıyor.
Bu konu, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'a da soruldu. BTP lideri Baş şu tespitlerde bulundu:
"Bu söylem, bu tez, bu düşünce aslında ilk defa dünyada literatüre 2005 yılında merhum babam Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı Milli Ekonomi Modeli'yle girdi."
"Milli Ekonomi Modeli'nde, 'Vatandaşlık Maaşı' adıyla her bir vatandaşa verilmesi gereken bir paradan bahsedilir."
"'Basic income' dendi, 'evrensel temel gelir' dendi, 'vatandaşlık parası' dendi vesaire ama günün sonunda olay vatandaş geçinemiyor, devletler bu vatandaşlara bakmak durumunda gibi bir yere ilerliyoruz."
"Şimdi burada yapay zekanın babası denen kişinin söylediği şu mantık, işsizlik arttığında bu kadar işsizler ordusuna mecbur devlet bir şey verecek yani bu bir mecburiyet diye bakıyor ama işin şu tarafı da var aslında bu bir gereklilik de aynı zamanda. Sadece işsiz kalmasından dolayı değil, tüketimin güçlendiği, insanların tüketim gücüne sahip olduğu bir ortamda hem toplumsal huzur oluşacak hem de aslında kimsenin fark edemediği bir denklem var, enflasyonun tetiklenmesinin önüne de bu şekilde geçilecek."
"Çünkü alıcısını bulamayan satıcı üretici, esnaf, alıcı olmadığı için malına zam yapıyor. Hepimiz zannediyoruz ki esnaf, üretici, malına çok ciddi talep var diye zam yapıyor. Hayır, alıcı bulamadığı için maliyeti yükseliyor."
"Dolayısıyla bunlara zam yapmakta çözümü buluyor. O yüzden burada alıcıyı bulabildiği ortam sağlanabilir alıcının cebinde para olursa o da zam yapmaktan geri duracak. Çünkü diyecek ki ben maliyetlerimi kurtarıyorum, günü kurtardım problem yok. Param cebimde diyerek bu zamlardan kaçınmış olacak."
Evet, Sayın Baş'ın dediği gibi, vatandaşın geliri arttığı zaman değil, artmadığı zaman ya da maliyetler arttığı zaman enflasyon artar.
Eğer Milli Ekonomi Modeli'nde detaylıca ifade edildiği gibi, devlet Vatandaşlık Maaşı ve diğer sosyal devlet projelerini, emek ve üretim karşılığı devreye koyduğu milli para ile karşılarsa, oluşan talebi de yine sıfır faizli kredi ile desteklediği üretimle sağlarsa, emin olun enflasyon diye bir sorun asla olmayacaktır.
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025