Kitap okumanın hazzını sizler de mutlaka yaşamışsınızdır.
Kimileri, çocukluk dönemlerinde okuduğu kitaplarla hayallerine yansıyan sımsıcak güneş ışıklarını hisseder.
Gençlik dönemlerimizde okuduklarımızla kumbaraya atılan paracıklar gibi bilgi dağarcığımız dolar, tefekkür oluklarımızdan damla damla akar.
Kitap okumanın tesirini, faydasını elbette bir bir sıralamak mümkün değildir.
Nasıl sıralayabilirim ki? Binbir çeşit kokular saçan çiçeklerin hangisinin rengini, dağını, toprağını, kökünü, dikenini... sizlere anlatmaya gücün yeter?
Bugünlerde okuyup bitirdiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kıymetli kardeşim Okan beyin hediye ettiği, 'Yolcu Nereye Gidiyorsun' isimli eser, tam can dünyamı savurdu, götürdü getirdi, işledi, anlattı...
Hele "Adlî" ile çoğu zaman öyle bütünleştim ki kitabın sonunda kapağı kapatırken adeta satırlar arasında boynu bükük kaldığımı hissettim.
Yürüyorum, yürüyorum diye mırıldandığım türküye başlık da koymuştu zaten.
"Yolcu nereye gidiyorsun"
Yolcu'nun sorgulanışını, duygu zincirini beşerî münasebetleri, adab-ı muaşerâtı, gizli sırların binbir çeşit esrarını, düşünce dehlizlerini, mantık testlerini, nedenleri, sonuçları... kelime ve kavramlar arasında kurulan sihirli köprüleri.
Osmanlı hanımefendisinin şanına yakışır heybetini, kalem gücünü görünce gururlandım.
Kâtiplerin, ediplerin, şairlerin mülakatları, münakaşaları, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaları, kıraathane ortamlarında ki buluşmalar, şahıslar, mekanlar anlatılırken kendi dönemini böylesine gelecek nesillere resmeden ay parlaklı güçlü kalem, hayran olduğum edebiyatımı yaldızlarla süsledi.
"Aşk ehline âlemde dilara mı bulunmaz
Mecnun isen ey dil sana Leyla mı bulunmaz"
"Hakimin şanı budur ki, gönül bahçesini durmadan gezer ve bu geziş bahçeye layık olmayan fazlalıklar bulursa koparır atar. Kâh tevhid semtini yoklar, tereddüt ve ikilik bulursa çekip çıkarır. Kâh sabır semtine uğrar, şikayet ve âlem bulursa koparıp atar, kâh rızaya girer gazap ve isyan bulursa ezip çiğner. Kâh muhabbeti dolanır, Hak'tan başkasından zevk duyarsa onları yok eder"'(s.38)
"Eylemez ağyare dilinden âleme saldım sala Can-u baş terk eyleyen merdaneler gelsin beru"
Şiir, edebiyat, tasavvuf bahçesine o kadar nezaketle davet edilip çiçekler koklatılır ki, böyle bir öğretmenlikle bütün dersler çiçek demetlerine döner.
Konaktaki ev sohbetlerini, bir devrin değişmeye yüz tutan iklimin tesirlerini, Cem Bey'in mektuplarını, Sinan'ı, Güllemiyale'yi, Rahrunnisa'yı, Ziver Paşa'yı, Adli ve Mecbure'yi ilgi ile okuyacaksınız. Aşklarını, dargınlıkları, dedikoduları; iç duyguların tahlilini okurken akıp gideceksiniz.
"İrfan uğrağı" diye isimlendirilen mekanlarda oturanların, Seyfi Bey'lerin, yolda yürüyenlerin gönül dillerinden sevgiyi sevdayı, benliği, varlığı, nasıl nakış nakış işlediğine şahit oldum.
Evet, belki daracık bir sokakta bulunan bir konağın halkalarını tıklayıp içeri gireceksiniz. Küçük konak, ev iken mahalleye, semte, dünyaya, kainata dönüşecektir.
Faydalı okumalar ümidiyle...
Kitabın adresi: Samiha Ayverdi Külliyatı, "Yolcu Nereye Gidiyorsun"
Kubbealtı Neşriyatı, İst. 1997. III. Bsk.
Kimileri, çocukluk dönemlerinde okuduğu kitaplarla hayallerine yansıyan sımsıcak güneş ışıklarını hisseder.
Gençlik dönemlerimizde okuduklarımızla kumbaraya atılan paracıklar gibi bilgi dağarcığımız dolar, tefekkür oluklarımızdan damla damla akar.
Kitap okumanın tesirini, faydasını elbette bir bir sıralamak mümkün değildir.
Nasıl sıralayabilirim ki? Binbir çeşit kokular saçan çiçeklerin hangisinin rengini, dağını, toprağını, kökünü, dikenini... sizlere anlatmaya gücün yeter?
Bugünlerde okuyup bitirdiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kıymetli kardeşim Okan beyin hediye ettiği, 'Yolcu Nereye Gidiyorsun' isimli eser, tam can dünyamı savurdu, götürdü getirdi, işledi, anlattı...
Hele "Adlî" ile çoğu zaman öyle bütünleştim ki kitabın sonunda kapağı kapatırken adeta satırlar arasında boynu bükük kaldığımı hissettim.
Yürüyorum, yürüyorum diye mırıldandığım türküye başlık da koymuştu zaten.
"Yolcu nereye gidiyorsun"
Yolcu'nun sorgulanışını, duygu zincirini beşerî münasebetleri, adab-ı muaşerâtı, gizli sırların binbir çeşit esrarını, düşünce dehlizlerini, mantık testlerini, nedenleri, sonuçları... kelime ve kavramlar arasında kurulan sihirli köprüleri.
Osmanlı hanımefendisinin şanına yakışır heybetini, kalem gücünü görünce gururlandım.
Kâtiplerin, ediplerin, şairlerin mülakatları, münakaşaları, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaları, kıraathane ortamlarında ki buluşmalar, şahıslar, mekanlar anlatılırken kendi dönemini böylesine gelecek nesillere resmeden ay parlaklı güçlü kalem, hayran olduğum edebiyatımı yaldızlarla süsledi.
"Aşk ehline âlemde dilara mı bulunmaz
Mecnun isen ey dil sana Leyla mı bulunmaz"
"Hakimin şanı budur ki, gönül bahçesini durmadan gezer ve bu geziş bahçeye layık olmayan fazlalıklar bulursa koparır atar. Kâh tevhid semtini yoklar, tereddüt ve ikilik bulursa çekip çıkarır. Kâh sabır semtine uğrar, şikayet ve âlem bulursa koparıp atar, kâh rızaya girer gazap ve isyan bulursa ezip çiğner. Kâh muhabbeti dolanır, Hak'tan başkasından zevk duyarsa onları yok eder"'(s.38)
"Eylemez ağyare dilinden âleme saldım sala Can-u baş terk eyleyen merdaneler gelsin beru"
Şiir, edebiyat, tasavvuf bahçesine o kadar nezaketle davet edilip çiçekler koklatılır ki, böyle bir öğretmenlikle bütün dersler çiçek demetlerine döner.
Konaktaki ev sohbetlerini, bir devrin değişmeye yüz tutan iklimin tesirlerini, Cem Bey'in mektuplarını, Sinan'ı, Güllemiyale'yi, Rahrunnisa'yı, Ziver Paşa'yı, Adli ve Mecbure'yi ilgi ile okuyacaksınız. Aşklarını, dargınlıkları, dedikoduları; iç duyguların tahlilini okurken akıp gideceksiniz.
"İrfan uğrağı" diye isimlendirilen mekanlarda oturanların, Seyfi Bey'lerin, yolda yürüyenlerin gönül dillerinden sevgiyi sevdayı, benliği, varlığı, nasıl nakış nakış işlediğine şahit oldum.
Evet, belki daracık bir sokakta bulunan bir konağın halkalarını tıklayıp içeri gireceksiniz. Küçük konak, ev iken mahalleye, semte, dünyaya, kainata dönüşecektir.
Faydalı okumalar ümidiyle...
Kitabın adresi: Samiha Ayverdi Külliyatı, "Yolcu Nereye Gidiyorsun"
Kubbealtı Neşriyatı, İst. 1997. III. Bsk.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021