Her türlü ilimde bir öğretmen gerekir de zikir ilminde niye gerekmesin? O da kim olur? İnsan-ı kamil dediğimiz, "Onları gördüğünüz zaman size Allah'ı hatırlatırlar" hadis-i şerifinde beyan edilen kişilerdir. "Kiminle arkadaş olalım?" diye sahabe soruyor Allah'ın Sevgilisine. "Gördüğünüz zaman size Allah'ı hatırlatan insanlarla beraber olun, arkadaş olun" buyuruyor.İnsanların çeşitli meslekleri olabilir. Ama insan olarak giyindikleri bir sıfat, manevi bir elbise var. İşte o Hak elbisesi olursa, o hamal da olsa sana Allah'ı hatırlatır, doktor da olsa, bize Allah'ı hatırlatır. İşte kamil dediğimiz kişi de bize Allah'ı hatırlatmada vesile olan kişidir. Resulüllah'ın beyanına göre, bunlarla olmak bizim için en büyük kazançtır. Bunlar her zaman için vardırlar ve kıyamete kadar da olacaklardır. İstesek de var, istemesek de var. "Hocam nereden bulacağız?"Bir güzel söz vardır: "Arayan Mevlasını da belasını da bulur." Ara, bak ne kadar ne güzel bulursun.Kur'an-ı Kerim, mahlukatın zikrinden de bahsediyor. Bütün alemin Allah'ı zikrettiğini haber veriyor. Bütün varlık alemi esasen kendi haliyle, kendi diliyle Allah'ı zikrediyor. "Yerde ve gökte ne varsa hepsi Allah'ı zikretti" (Hadid,57/1; Haşr,59/1 Saff, 61/1). Bu ayet-i kerimeye göre bütün varlık, canlı cansız ne kadar varlık varsa hepsi Allah'ı zikrediyor. Nerde? Hem yerde hem semada. Semada gördüğün miyonlarca, milyarlarca yıldız ve galaksi, hepsi Allah'ı zikrediyor. Hatta Mevlana Hazretleri: "O yıldızların yüzmesi bile Cenab-ı Hakk'ı tesbihattır" diyor. Başka ayetlerde de "Yüsebbihu lillahi ma fi'is semavati vel arz..." (Haşr, 59/24; Cum'a, 62/1; Teğabun, 64/1...) buyuruyorlar. Yani; sebbehe-yüsebbihu/hem şimdi hem geçmişte tesbih ediyor, zikrediyor. Şimdi zikrediyor da geçmişte etmiyor değil. Yani mahlukat varoluşundan bu ana kadar Allah'ı tesbihattadır. Hepsi lisan-ı hal ile Cenab-ı Hakk'ı zikreder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.