Kamerî ayların sonuncusu olan Zilhicce'ye elveda deyip uğurlayınca, ilk ay Muharrem'e de merhaba demiş olduk.
Zilhicce'ye elveda Muharrem'e merhaba.
Hicri 1425'e elveda 1426'ya merhaba.
Yeni bir yıla, yeni bir yılın başlangıcı Muharrem'e merhaba diyoruz.
Medine'yi Hicret'e hazırlayan, Medine'nin ilk öğretmeni, gönülleri ve haneleri Allah'ın Resulü'nü konuk etmek için yarışır hale getiren kutlu sahabi, er kişi Mus'ab b. Umeyr'i selamlıyoruz. Bir yıl boyunca onu evinde misafir eden ona kol kanat geren Es'ad b. Zürare'yi de selamlıyoruz.
"Ay doğdu üzerimize/Veda tepelerinden/ Şükür gerekti bizlere / Allah'a davetinden" şeklinde kasideler söyleyerek kutlu hicret yolcularını bekleyen Medineli gençleri selamlıyoruz.
Hicret'in 1426. yıldönümünde bir kez daha, binbir defa daha, bu kutsal yolculuğun gerçekleşmesi sırasında görev alan örümceği de, güvercini de, kum taneciklerini de selamlıyoruz.
Yıl dönümü dolayısıyla, yeni bir yıla merhaba deyişimiz münasebetiyle "Hicret" üstüne bir kaç yazı düşünüyoruz inşallah. Ancak bu ilk yazıda bir hatırlatma yapmanın zamanıdır diye düşünüyoruz.
Bugün, Dinlerarası diyalog ve Hoşgörü misyonuna soyunmuş olan insanlar, Peygamberimizin hayatından diyalog örnekleri çıkarabilmek için her programda kılı kırk yarıyorlar da, 13 yıllık Mekke dönemini her nedense atlıyorlar.
Risaletin ilan edildiği 610 yılından, hicret tarihi olan 622 yılına kadar Mekke'deki bir avuç Müslümanın çektikleri çileler, ıstıraplar, hakaretler, işkenceler, iftiralar, boykotlar, Ebu Talip mahallesindeki üç yıllık muhasara, kuşatma hareketleri... Bütün bunlar neyin nesi idi? "Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Mustafa (s.a.v.) O'nun kulu ve elçisidir" demekten başka hiç bir suçları olamayan bu insanları kumlarda sürükleyenler, kızgın şişlerle vücutlarını dağlayanlar, bir ayağını bir deveye, dier ayağını da diğer deveye bağlayarak hunharca, vahşice parçalayanlar kimlerdi? Hangi fikrin, hangi imanın temsilcileri idiler? Bugün, sözde diyalog için, aslında son dini de tahrif için el uzatanlar, aynı masaya oturanlar, o günkü dedelerinden farklı mı düşünüyorlar acaba? Fırsatı yakaladıkları an, Ebu Cehil'in İslam düşmanlığındaki hiddeti, şiddeti ortaya koymuyorlar mı?
Sahi, Allah'ın Son Elçisini doğup büyüdüğü Mekke'den çıkaranlar ve katline ferman çıkaranlar kimlerdi?
Zilhicce'ye elveda Muharrem'e merhaba.
Hicri 1425'e elveda 1426'ya merhaba.
Yeni bir yıla, yeni bir yılın başlangıcı Muharrem'e merhaba diyoruz.
Medine'yi Hicret'e hazırlayan, Medine'nin ilk öğretmeni, gönülleri ve haneleri Allah'ın Resulü'nü konuk etmek için yarışır hale getiren kutlu sahabi, er kişi Mus'ab b. Umeyr'i selamlıyoruz. Bir yıl boyunca onu evinde misafir eden ona kol kanat geren Es'ad b. Zürare'yi de selamlıyoruz.
"Ay doğdu üzerimize/Veda tepelerinden/ Şükür gerekti bizlere / Allah'a davetinden" şeklinde kasideler söyleyerek kutlu hicret yolcularını bekleyen Medineli gençleri selamlıyoruz.
Hicret'in 1426. yıldönümünde bir kez daha, binbir defa daha, bu kutsal yolculuğun gerçekleşmesi sırasında görev alan örümceği de, güvercini de, kum taneciklerini de selamlıyoruz.
Yıl dönümü dolayısıyla, yeni bir yıla merhaba deyişimiz münasebetiyle "Hicret" üstüne bir kaç yazı düşünüyoruz inşallah. Ancak bu ilk yazıda bir hatırlatma yapmanın zamanıdır diye düşünüyoruz.
Bugün, Dinlerarası diyalog ve Hoşgörü misyonuna soyunmuş olan insanlar, Peygamberimizin hayatından diyalog örnekleri çıkarabilmek için her programda kılı kırk yarıyorlar da, 13 yıllık Mekke dönemini her nedense atlıyorlar.
Risaletin ilan edildiği 610 yılından, hicret tarihi olan 622 yılına kadar Mekke'deki bir avuç Müslümanın çektikleri çileler, ıstıraplar, hakaretler, işkenceler, iftiralar, boykotlar, Ebu Talip mahallesindeki üç yıllık muhasara, kuşatma hareketleri... Bütün bunlar neyin nesi idi? "Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Mustafa (s.a.v.) O'nun kulu ve elçisidir" demekten başka hiç bir suçları olamayan bu insanları kumlarda sürükleyenler, kızgın şişlerle vücutlarını dağlayanlar, bir ayağını bir deveye, dier ayağını da diğer deveye bağlayarak hunharca, vahşice parçalayanlar kimlerdi? Hangi fikrin, hangi imanın temsilcileri idiler? Bugün, sözde diyalog için, aslında son dini de tahrif için el uzatanlar, aynı masaya oturanlar, o günkü dedelerinden farklı mı düşünüyorlar acaba? Fırsatı yakaladıkları an, Ebu Cehil'in İslam düşmanlığındaki hiddeti, şiddeti ortaya koymuyorlar mı?
Sahi, Allah'ın Son Elçisini doğup büyüdüğü Mekke'den çıkaranlar ve katline ferman çıkaranlar kimlerdi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025