logo
25 NİSAN 2024

Zirve tam bir fiyaskoydu-2

21.12.2004 00:00:00
Zirve sonrası Başbakan Erdoğan'ın değerlendirmelerine devam ediyoruz.

Başbakan Erdoğan "Yapısal değişimler gerek zihinsel olarak gerekse toplum yapısında kök salmaya devam edecektir" dedi ve yapılan değişimlere "sessiz devrim" olarak nitelendirdi.

Sayın Erdoğan, bu ifadeden kastınız nedir? Sadece ekonomik ve teknolojik değil, zihinsel ve toplumsal yapıda değişim. Oldukça düşündürücü bir ifade.

Acaba bu değişimlerin daha fazla kök salması için mi 36 bin ev tipi kilise açılmasının, 8 milyon bedava İncil dağıtılmasının önünü açtınız, İlköğretim din dersi kitaplarında Kelime-i Tevhid'in "Muhammedün Rasulullah" kısmını çıkartmak gibi, tahrif olmuş dinleri "büyük dinler" anlatmak gibi en temel inanç konularımızda değişimlere gittiniz, Lozan'ı delen Barthalomeos'a ses çıkarmazken, camide İslam dinini öğretmeye memur imamlarımıza hapis cezasını uygun gördünüz, camilerimizi cemaati yok diyerek kapatıp, dinler bahçesi adı altında kilise ve havra açma yarışına girdiniz, ezan sesini kıstınız ve binlerce gencimizin boynuna haç takmasına göz yumdunuz?

Halbuki bizim medeniyetimizin 5 bin yıllık mazisi var ve Türk milleti zihin olarak, ahlaken, toplumsal yapı olarak her konuda Batı medeniyetinden kat kat üstündür. Tek eksiğimiz teknolojidir, siz ise yapısal ve zihinsel değişimden bahsediyorsunuz. İşin tuhaf tarafı da bunu "sessiz devrim" olarak nitelendiriyorsunuz. Batı bunu açıkça biliyorsa bu sessizlik kime karşı?

Anlaşılan yapılmak istenen, eksiğimiz olan teknolojiyi bulmak değil, Türk'ü Türk yapan bütün unsurların yıpratılmasıdır. 2 yıl içinde uygulananlar ve ifadeleriniz bunu gösteriyor.

Yine Başbakan Erdoğan diyor ki "Türkiye AB'ye katkı sağlayacak büyük bir ülkedir"

Tamam da Sayın Erdoğan, Gümrük Birliği ile 70 milyar Euro zarar ederek, topraklarımızı, madenlerimizi Batılılara peşkeş çekerek, gençlerimizin boynuna haç taktırarak zaten AB' ye yeterince katkı sağlamadık mı? AB bize ne zaman katkı sağlayacak?

Başbakan Erdoğan diyor ki "Müzakerelerin ucunun açık olması doğası gereğidir"

Peki, Sayın Erdoğan, bu ucu açıklık, bizden bir ay önce müracaat edip de yıllar önce üye olan Yunanistan'a, daha devlet bile olmamış Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne, Bulgaristan'a, Danimarka'ya, Polonya'ya, Romanya'ya olmuyor da niçin sadece Türkiye'ye oluyor? Kral çıplak denmesini istiyorsanız, bağırarak, haykırarak diyoruz ki KRAL ÇIPLAK.

Daha da duymamazlıktan geliyorsanız, milletinizi bile bile uçuruma götürüyorsunuz demektir. Bunun sonu da pek hayırlı değil.

Başbakan Erdoğan'a bir gazeteci zirveden sonraki zorlu süreçte neler yapılacağını sorduğunda Erdoğan "Romanı ve hikayesi yazıldığında açıklanır" şeklinde cevap verdi.

Burada şu soruyu sormak lazım "Bu roman ve hikaye Türkiye'den bahsederken 'rahmetli' olarak mı ifade edecek?"

Ülkemizi ve milletimizi paramparça eden her talebi geri çevirmeyip olduğu gibi kabul ettiğimiz bir dönemde maalesef aklıma başka bir soru gelmiyor.

Bu arada zirveden sonraki açıklamalarda Kıbrıs, derogasyonlar ve müzakere tarihi konusunda ağırlıklı olarak duruldu. Peki, AB ilerleme raporu ve taslaklardaki her biri mayın niteliğinde olan diğer maddeler?

Ne hükümet bu konularda açıklama yaptı, ne de soracağı sorular önceden belli olan basın mensupları bu konularda soru sordu. Zirve öncesi 31 başlıktan bahseden Erdoğan niçin sadece 3-4 mevzu hakkında yorum yaptı?

Yorum yapılmadığına göre, anlaşılan o ki, bu maddelerin hepsi AB'nin istekleri doğrultusunda kabul edildi. Zamanla bunları tek tek uygulandığını maalesef göreceğiz. Talepleri kısaca hatırlayalım:

1) Lozan Anlaşması rafa kaldırılsın.

2) (Sözde) Ermeni soykırımı tanınsın. Ermenistan sınır kapısı açılsın.

3) Kürtlere, Alevilere, Süryanilere, Keldanilere, Bahaîlere, Katolik ve Protestanlara azınlık statüsü verilsin.

4) Azınlıklara mal mülk edinebilme hakkı verilsin.

5) Azınlıklar kendi dillerinde eğitim yapabilsin.

6) TSK'nın etkisi azalsın.

7) Fırat ve Dicle bölgesinde sulak ve verimli yerler AB'nin kontrolüne verilsin.

8) Ege meselesi Yunanistan lehine çözülsün.

9) Patrikhane ekümenik olarak tanınsın.

10) Heybeliada Ruhban Okulu açılsın.

11) Anayasa değiştirilsin.

12) İlerleme Raporundaki taleplerin ve taslaklarda bahsedilenlerin yerine getirilmesini kontrol edecek bir komisyon kurulacak ve herhangi bir sebepten dolayı sadece üçte bir çoğunlukla müzakereler askıya alınabilecek.

Başbakanın ve de AB dönem başkanı Balkenende'nin ifade ettiği gibi zirve sonrası süreç, zirve öncesinden daha zor ve engebeli olacaksa bize hem bu talepleri uygulatacaklar, hem de daha ağırları önümüze koyacaklar demektir.

Yıllarca sana diş bilemiş, kin tutmuş Batılıların peşinde koşarsan olacağı budur.

Acilen kendi benliğimize dönmeli, milli ekonomiye, milli bir siyasi anlayışa sahip olmalıyız. Kendi ayaklarımız üzerinde durursak, o zaman milli çıkarlarımıza ve ulusal güvenliğimize uygun olmak kaydı şartıyla istediğimiz ülkeyle siyasi ve ticari birliktelikler kurabiliriz. Bu manada onların bizim medeniyetimize, toplumsal ve ahlaki değerlerimize, zihinsel meziyetlerimize ihtiyaçları var.

Hem ülkemizin hem de dünyanın yegâne kurtuluşu budur. Biz güçlü olursak, geçmişte olduğu gibi dünyada asla haksızlığa, zulme, katliama müsaade etmeyiz.

İşte Batı bunun için senin kendinin farkına varmanı istemiyor ve kapısında oyalıyor.

AB, ABD ve de IMF demeyen, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılardan sadece milli politikalarla kurtulacağını her fırsatta ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş'a kulak verelim.

Bu manada siyasilerimiz iki kısma ayrılıyor. Birincisi, Kuvayı milliye ve milli bir model diyen, çözümü bu ülke içinde arayan ve de bulan Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadroları, ikincisi ise "Biz bu ülkeyi yönetmeyi beceremeyiz, AB, ABD, IMF gelsin, bize iş bulsun aş bulsun diyen" diğer siyasilerimiz.

1938'den sonra ikincisini uyguladık. Geldiğimiz nokta Sevr'den daha kötü.

Öyleyse 1923-1938 yılları arası uygulanan milli modelin devamı mahiyetindeki Milli Ekonomi Modeline derhal geçip hakkettiğimiz yere gelmeliyiz.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.