Gadir-i Hum'da son bulan nübüvvet yolunun devamı olan velayet yolunun dördüncü halkası, İmam Hüseyin efendimizin oğlu Ali bin Hüseyin (a.s.), meşhur ismiyle İmam Zeynelabidin'dir.
İsimleri Allah Resulü (s.a.v) tarafından tek tek sayılan 12 İmam'dan biri olan zühd ve takva timsali İmam Zeynelabidin'i, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı sayesinde öğrenebildik.
İmam Zeynelabidin, Yezit ve ordusunun Hz. Peygamberin torunu İmam Hüseyin'i Kerbela'da acımasızca şehit etmesiyle beraber yok olma tehlikesi geçiren İslami değerleri o dönemde ayakta tutan tek şahsiyettir.
Bu açıdan da bakıldığında İslam'ın Allah'ın murat ettiği, Allah Resulü'nün yaşadığı ve vaaz ettiği şekliyle günümüze kadar gelmesi İmam Zeynelabidin sayesindedir.
Ve böyle büyük bir şahsiyetin hayatını, yıllarca okuduğumuz imam-hatip lisesi sıralarında bir satır bile öğrenemedik, bırakın hayatını ismini bile bize öğretmediler. Camilerde, vaazlarda, hutbelerde bu büyük şahsiyetten hiç bahsedildiğini duydunuz mu?
Bu nasıl bir gaflettir, bu Allah'a ve Resulü'ne ne büyük ihanettir böyle?
Allah, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan razı olsun, bizleri İslam'ın direkleri olan bu yüce şahsiyetlerle buluşturdu, tanıştırdı.
Şimdi bu büyük şahsiyetin hayatından ders mahiyetindeki kesitleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
İbret alınmayan üç musibet
Bir adam, İmam Zeynelabidin'in (a.s.) huzuruna vararak hayatından şikayet etti.
İmam şöyle dedi:
"Zavallı insanoğlu, her gün üç musibete duçar olmakta ama buna rağmen onlardan ibret almamaktadır. İbret alırsa, dünya zorluk ve sıkıntıları ona kolay gelir.
Birinci musibet şudur ki; her gün ömründen azalmaktadır. Eğer malında zarara uğrarsa, üzüntüye kapılır. Oysa, mal tekrar geri dönebilir ama ömrün geriye dönmesi imkansızdır.
İkinci musibet de şudur ki; her gün rızkını yiyor; helal olursa hesabını vermelidir, haram olduğu takdirde ise cezasını görmelidir.
Üçüncüsü ise daha önemlidir."
"O nedir?" dediklerinde buyurdu ki:
"Her gün sona erdiğinde, bir adım daha ahirete yaklaşmaktadır. Ama cennete mi yoksa cehenneme mi yaklaştığını bilmiyor?"
Sonra şöyle buyurdular: "İnsanın (önem açısından) en büyük günü, anneden doğduğu gündür."
Alimler demişlerdir ki, bu sözü, İmam Zeynelabidin (a.s.)'dan önce kimse söylememiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin, s.91,92; Biharu'l Envar, c.78, 160)
Ahiret yolculuğuna hazırlanmak
Zühri şöyle diyor:
Karanlık ve soğuk bir gecede, Ali bin Hüseyin'i (a.s.) bir miktar yiyecek omzunda alıp giderken gördüm.
"Ey Resulüllah'ın (s.a.v) torunu! Bu nedir, nereye götürüyorsun?" diye sordum.
İmam (a.s.), "Ey Zühri! Ben yolcuyum, bu da yol azığıdır. Götürüp emniyetli bir yere bırakmak istiyorum" dedi.
Zühri, "Ey Resulüllah'ın torunu! Bu benim kölemdir, müsaade edin, bu yükü o götürsün ve istediğiniz yere ulaştırsın" dedi.
İmam (a.s.), "Allah aşkına bırak, kendi yükümü götüreyim, sen kendi yoluna devam et, benimle işin olmasın" dedi.
Zühri birkaç gün sonra İmam'ı (a.s.) gördüğünde şöyle dedi:
"Ey Resulüllah'ın torunu! Ben o gece hakkında konuştuğunuz yolculuktan bir eser göremedim" deyince İmam, cevaben şöyle buyurdular:
"Ben ahiret yolculuğunu diyordum, ölüm yolculuğunu kastetmiştim, onun için hazırlanıyordum" dedi.
Daha sonra İmam (a.s.), o gece muhtaçların evine o azığı götürmekten maksadının ne olduğunu izah edip şöyle buyurdu:
"Ölüm için hazırlanmak; haramlardan uzak durmak ve hayır işler yapmakla gerçekleşir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.93,94; Biharu'l Envar, c.46, s.65)
İsimleri Allah Resulü (s.a.v) tarafından tek tek sayılan 12 İmam'dan biri olan zühd ve takva timsali İmam Zeynelabidin'i, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı sayesinde öğrenebildik.
İmam Zeynelabidin, Yezit ve ordusunun Hz. Peygamberin torunu İmam Hüseyin'i Kerbela'da acımasızca şehit etmesiyle beraber yok olma tehlikesi geçiren İslami değerleri o dönemde ayakta tutan tek şahsiyettir.
Bu açıdan da bakıldığında İslam'ın Allah'ın murat ettiği, Allah Resulü'nün yaşadığı ve vaaz ettiği şekliyle günümüze kadar gelmesi İmam Zeynelabidin sayesindedir.
Ve böyle büyük bir şahsiyetin hayatını, yıllarca okuduğumuz imam-hatip lisesi sıralarında bir satır bile öğrenemedik, bırakın hayatını ismini bile bize öğretmediler. Camilerde, vaazlarda, hutbelerde bu büyük şahsiyetten hiç bahsedildiğini duydunuz mu?
Bu nasıl bir gaflettir, bu Allah'a ve Resulü'ne ne büyük ihanettir böyle?
Allah, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan razı olsun, bizleri İslam'ın direkleri olan bu yüce şahsiyetlerle buluşturdu, tanıştırdı.
Şimdi bu büyük şahsiyetin hayatından ders mahiyetindeki kesitleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
İbret alınmayan üç musibet
Bir adam, İmam Zeynelabidin'in (a.s.) huzuruna vararak hayatından şikayet etti.
İmam şöyle dedi:
"Zavallı insanoğlu, her gün üç musibete duçar olmakta ama buna rağmen onlardan ibret almamaktadır. İbret alırsa, dünya zorluk ve sıkıntıları ona kolay gelir.
Birinci musibet şudur ki; her gün ömründen azalmaktadır. Eğer malında zarara uğrarsa, üzüntüye kapılır. Oysa, mal tekrar geri dönebilir ama ömrün geriye dönmesi imkansızdır.
İkinci musibet de şudur ki; her gün rızkını yiyor; helal olursa hesabını vermelidir, haram olduğu takdirde ise cezasını görmelidir.
Üçüncüsü ise daha önemlidir."
"O nedir?" dediklerinde buyurdu ki:
"Her gün sona erdiğinde, bir adım daha ahirete yaklaşmaktadır. Ama cennete mi yoksa cehenneme mi yaklaştığını bilmiyor?"
Sonra şöyle buyurdular: "İnsanın (önem açısından) en büyük günü, anneden doğduğu gündür."
Alimler demişlerdir ki, bu sözü, İmam Zeynelabidin (a.s.)'dan önce kimse söylememiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin, s.91,92; Biharu'l Envar, c.78, 160)
Ahiret yolculuğuna hazırlanmak
Zühri şöyle diyor:
Karanlık ve soğuk bir gecede, Ali bin Hüseyin'i (a.s.) bir miktar yiyecek omzunda alıp giderken gördüm.
"Ey Resulüllah'ın (s.a.v) torunu! Bu nedir, nereye götürüyorsun?" diye sordum.
İmam (a.s.), "Ey Zühri! Ben yolcuyum, bu da yol azığıdır. Götürüp emniyetli bir yere bırakmak istiyorum" dedi.
Zühri, "Ey Resulüllah'ın torunu! Bu benim kölemdir, müsaade edin, bu yükü o götürsün ve istediğiniz yere ulaştırsın" dedi.
İmam (a.s.), "Allah aşkına bırak, kendi yükümü götüreyim, sen kendi yoluna devam et, benimle işin olmasın" dedi.
Zühri birkaç gün sonra İmam'ı (a.s.) gördüğünde şöyle dedi:
"Ey Resulüllah'ın torunu! Ben o gece hakkında konuştuğunuz yolculuktan bir eser göremedim" deyince İmam, cevaben şöyle buyurdular:
"Ben ahiret yolculuğunu diyordum, ölüm yolculuğunu kastetmiştim, onun için hazırlanıyordum" dedi.
Daha sonra İmam (a.s.), o gece muhtaçların evine o azığı götürmekten maksadının ne olduğunu izah edip şöyle buyurdu:
"Ölüm için hazırlanmak; haramlardan uzak durmak ve hayır işler yapmakla gerçekleşir." (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.93,94; Biharu'l Envar, c.46, s.65)
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024