Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 Ocak'ta; 'Dolardaki köpüğü aldık, enflasyondakini de alacağız' dedikten sonra dolar, Türk Lirası karşısında %23 daha değer kazandı.
Eylül 2021 (1 dolar 8,89 TL) tarihinde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun 'dolarda yükselişin sürmesi için bir neden olmadığını' dile getirdiğinden bugüne dolar neredeyse 2 kat arttı.
Hazine Bakanı Nureddin Nebati Şubat ayında dolar 13,80 civarında iken yaptığı, 'Türk Lirası'nda daha fazla değer kaybı beklemiyorum' açıklamasından sonra TL'nin değer kaybı hızlanarak yaklaşık %15 daha değer kaybetti.
Ocak ayının sonlarına doğru AKP, KKM projesini ortaya koydu. Yani Kur Korumalı Mevduat sistemi. Yani parası olana kaybetmeme garantisi. Yani senin paranın değerini, kazancını ben, vatandaştan aldığım vergilerle karşılayacağım, sistemi.
İşte bu KKM'nin 4 ayda bütçeye toplam maliyeti ise 16,3 milyar TL oldu. Yıl sonu itibarıyla bu rakamın 85 milyar TL'ye çıkacağı hesaplanıyor. Yani çiftçiye verdik, dediklerin desteğin 4 katını zenginin parasını korumaya vermişler.
Özetle her gelen gün bir önceki günden daha beter oldu ve gelecek her gün bir önceki günden daha kötü olacak.
Nereden mi biliyorum? Kardeşim! Tren, aynı ray üzerinde aynı yönde gidiyor.
Bu noktaya nasıl geldik?
Muhalefetin yüzünden. Eleştiri ve iktidarın başarısızlıklarını ispatlama gayretlerini, muhalefet yapma siyaseti olarak algıladılar ve öyle muhalefet ettiler. Tabi iyi bir hatip olan Erdoğan'da bu eleştirileri savdı, savıyor.
Coğrafi olarak ülkemizin en karanlık gecesi hangisidir? 20 Aralık'ı 21 Aralık'a bağlayan gece.
Geçtiğimiz Aralık ayında ise ekonomik olarak da karanlık bir gece oldu.
Geçtiğimiz Aralık ayında ise ekonomik olarak da karanlık bir gece oldu.
18 lira 30 kuruş seviyesinde geceye giren dolar sabaha 11 küsur seviyesinde çıktı. Ne oldu o karanlıkta?
İşte o gecenin ekonomik karanlığını hala devam ediyor. CHP Genel Başkanı yine bir sürü belge koydu ortaya. Tınan var mı? Yok. Çünkü ortalık karanlık.
Oysa CHP, İYİ Parti ve o masadakiler o gecenin karanlığını aydınlatma gayretine girselerdi bugün çok şey aydınlanırdı.
Efendim! TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi verdik. AKP ve MHP araştırmaya gerek yok, deyip reddettiler. Daha ne yapalım?
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın sorularını sorabilirdiniz?
O karanlık için ne demişti Sayın Baş?
"Piyasaya yerli biri tarafından en az 40 milyar dolar döviz sürüldü. Gerisi hikaye. O zaman 5 soru:
Kim bu kadar dövizin sahibi?
Bu zamana kadar neredeydi?
Bu kadar paraya nasıl sahip oldu?
Parasını ne zaman geri çekecek?
Parayı neyin hazırlığı için piyasaya sürdü".
Ama Ekonomi Bakanı Nurettin Nebati; '20 Aralık gecesi kura hiçbir müdahalede bulunulmadı… Aklı başındaki bir finansör, Türkiye'de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar' dedi.
İnandınız mı?
Sayın Erdoğan'da o gece için "kur spekülasyonu denilen bir olayla karşı karşıya kaldık ve bunu bir saatte atıverdik' dedi.
Şimdi o beş sorunun kıymetini anladınız mı? Hala anlayamadıysanız o zaman, 'bir saatte doları 7 TL düşüren iktidar şimdi neden çaresizlik içinde' sorusunu sorun.
Keynes'e biatinizi kaldırın
BTP'nin başlattığı 'Mevzu ekonomi' toplantılarının Ankara ayağında BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu dikkat çekici tespit ve tam çözümü ortaya koydu.
'Düşük gelir, talebi azaltır, azalan talep üretimi kısar, üretim kısılınca işsizlik artar, bu döngü kendini tükete tükete ülkede deflasyon oluşur' diyen Eyercioğlu şöyle devam etti;
'Kapitalist düşüncenin en önde gelenlerinden Keynes, 'Devlet burada devreye girsin, tüketimi artırmak için piyasaya para versin' diyor ama paranın faiz yoluyla, tefeciler eliyle piyasaya girmesini istiyor.
Tefeci eliyle piyasa para girmesinin sonuçlarını biz şu anda Türkiye'de yaşıyoruz; Enflasyon, durgunluk, işsizlik yani stagflasyon...
Bunu Türkiye'de ilk defa dillendiren Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Haydar Baş 15 yıl önce 'Stagflasyona giriyorsunuz' diye uyarmıştı ve o günden bu yana biz bu hali yaşıyoruz.
Bu ülkede hem işsizlik artıyor, hem fiyatlar artıyor, hem de ekonomik bir durgunluk var. Siz istediğiniz kadar ev kredisi verin hiç kimse bu krediyi alıp kullanamaz.
Kim kullanır? Eğer siz devlet bankalarının eliyle düşük faizli bu parayı verirseniz onlar da müteahhitlerin elinde birikmiş olan malı alır, daha sonra da ödeyemeyince kamu zararı diye devlet bankasının üstüne kalırsa, işte birilerinin betonu paraya döner ama o beton da devlet zararı olarak hepimizin cebine yansır. Bugün yaşanan tablo budur."
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024